Baba Candır: Aşkın Haluk ve Ece'si var

Baba Candır: Aşkın Haluk ve Ece'si var
"Gördüğün yerde sarıl bana" demiş Cemal Süreya. Haluk'la Ece'nin kavuşmasını izlerken kulaklarımda yankılandı bu söz. Belki geç kalınmış ama sen yine de sıkıca sarıl... Haftalardır vuslata eremeyen iki aşık bizi öyle bir kavuşma sahnesiyle karşıladılar ki tüm hayal kırıklığı yaşadığımız bölümleri bir anda unuttum. 

"Bu kadar bölüm bizi bu sahne için mi bekletti senarist" diye de düşünmeden edemedim. Biz böyle sahneler için bir 29 bölüm daha beklemeye razıyız. Ece'yi, kendisi başta olmak üzere kimsenin üzmeyeceğine söz veren Haluk'un sözünde durmadığını gören Salih Baba, bundan sonra Ece'yle aranızda hiçbir şey olamaz diyerek esas oğlanın aklını başına getirdi. Beş dakika önce her şeye sahibim diyorsun, adamın biri gelip her şeyini alıp gidiyor. Ece'yi her şeyi yapmış bu adam, elinden kayıp gittiğini anlamış, almış bavulunu düşmüş Fransa yollarına.

Kalbini bir mektupla birlikte Ece'ye bırakmış.. Bu aşktaki en cesur taraf olmasına rağmen daha cesur olmalıydım, elimi daha çabuk tutmalıydım diyecek kadar da çok sevmiş. "Elveda hayatımın aşkı, seni seviyorum" diye bitirdiği dizeleri de benim gibi hepinizin içini parçalamıştır. Biz buna Haluk Güney gibi sevmek diyoruz. Çok güzel sevmek... Mektubu okuduğunda Ece'nin yüzünde oluşan o acı gülümseme, gözünden akan tek damla yaşta fazlasıyla aşk dolu olmuş.

Haluk'u durdurmak için koşması da hepimize sevdiği kadın için savaşan Haluk'u hatırlattı biliyorum. Gelelim bizim kıza. Bizim kız diyorum çünkü kendimden bir parçaymış gibi görüyorum Ece'yi. Acısını da, mutluluğunu da kucaklayasım bağrıma basasım geliyor. "Benim yeniden sevebilmem için senin gibi birine ihtiyacım vardı ve sen benim bütün acılarımın merhemi olabilirdin" diyerek sessizce aşkını haykırdığı o sahne... Yine bağrıma basmak istedim bizim kızı.

Haluk'un gitmediğini gördüğünde kafasını sallayarak aşkını onayladığı, Haluk'un da aynı hareketle attığı beni seviyor musun bakışı, ardından gelen o çocuksu gülüşleri de "iyi ki Haluk Ece" diye bağırmama neden oldu. O ne güzel birbirlerine koşmak, o ne güzel sarılmak be! Haluk'un Ece'nin saçlarında gezdirdiği elleri, Ece'nin hiç bırakmamak istercesine elleriyle sımsıkı sarıp sığınır gibi kafasını gömdüğü omuz detayı. İlk kez karşılıklı söyledikleri "seni seviyorum" repliği, sahnede çalan şarkıya kadar her salisesine aşık oldum. Böyle de efsane, hiç unutamayacağımız bir kavuşma sahnemiz oldu. 

Bu övgülerin hepsi aslında Uraz Kaygılaroğlu ve Berna Koraltürk'e. Bir sahne en fazla bu kadar naif ve yerinde oynanabilirdi. Çok güzelsiniz be Can partnerler. Oyunculuklarınızdan öperim!

Bu da aşkın Haluk Ecesi temalı #FanArt





BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER