Ben bu yazıyı sosyal medyadaki dizi üzerine yapılan olumlu,
olumsuz yorumlar üzerine toparlayıcı olarak yazmak isterim.
"Şurada bu olmalıydı, burada öpmeliydi, orada sağa bakmalıydı"
gibi yorumlardan ziyade amacım duruma dikkat çekmek..
Neden böyle bir şey yazıyorum? Çünkü bir yerden tutulmazsa
ipin ucu kaçıp gidecek ve Barış'sız, Elçin’siz, Kerem’siz, Sanem’siz, Onur’suz
kalacağız.. Ve bunu kesinlikle istemiyorum –uz.
Hazırsanız başlıyorum..
Sen ki yazın en tatlı zamanlarımızda hayatımıza girmiş ben
ve ben gibilere neşe heyecan vermiş keyifle izlenesi bir diziydin. Ne oldu da
bu hallere düştün diye soruyoruz sana ey sevgili Kiralık Aşk?
Duygu yoğunluğu yaşadığımız, hop oturup hop kalktığımız, o
mis gibi bölümler nerede ne çabuk geçmişte bir “iz” oluverdiler..
Neden tıkandık? Hikâye farklı yer ve kişiler ile belki
“klişe” olacaktı ama akacaktı ki bir Türk dizisi olduğunu düşünürsek biz
klişeleri severiz, gül gibi
geçinip gidecektik. Ama şimdi dizinin aldığı boyut senaryodaki bu mantık
hataları uykularımızı haram eğledi desek abartmayız.
Hayatlarımızda; günlerin en güzeli olan Cuma akşamlarını
şereflendiren bizlere nefes aldıran bu enerjik aşk dolu dizi nasıl böyle
Karmaşık Aşk versiyonuna döndü, biri bize mantıklı bir açıklama yapsın lütfen..
“Ömer İplikçi”
The Adam: Sevilesi, yere
göğe sığdırılamayacak övgüleri hak eden muazzam bir karakter onun askerleriyiz
evet ama;
“Defne Topal”
The Kadın'ın harcandığı durumlar
vuku buluyor ve bizler bu duruma bu kadar kayıtsız kalınmasından son derece
rahatsızız..
Defne ‘nin devri başlamalı artık evet karakter itibariyle saf
kalbi mis gibi, yalansız dolansız bir kadın, ancak bu kadar eziklikte çok hoş
değil sanki değil mi? Onu bambaşka birisi gibi gösterin de demiyoruz ama biraz
daha farkına varsa ya kendisinin?
Twitter alemindeki birçok hesaptaki yorumları
paylaşımları lütfen okuyun bakın.
Eleştirileri görün. Çünkü artık olumlulardan çok olumsuzlar
var ve bu iyi bir şey değil.
Sizleri bu kadar kucaklayan aile dediğiniz biz izleyici
kitlenizi lütfen dikkate alın..
Işıkçısından, şoförüne, yemekçisine kadar bu derece
özümsemiş bu kitleyi göz ardı etmeyin..
Sürçü lisan ettiysem affola,
Sevgiyle Kalın.