Kore dizileri son dönemde ülkemize
uyarlanan versiyonları ile gündemimize girmeye başladı. Genel olarak konuları
gençlik aşkları ve macera olan bu diziler izleyiciler arasında ilgi çekmeye
devam ediyor.
Bu dizilerden biri de Coffee Prince. Sadece bir sezon ve 17
bölüm yayınlanmasına rağmen önemli bir konuyu, -son birkaç bölümü hariç-,
çok iyi işleyebilmiş bir dizi: Aşk cinsiyet tanır mı?
Şu güzelliği nasıl olur da erkek sanırlar?
Hikâyemizin
esas kızı Go Eun Chan (Yoon Eun
Hye), kız kardeşi ve annesi ile birlikte yaşayan ailesinin maddi durumu çok kötü olduğu için bulduğu her boşlukta
çalışmakta olan genç bir kadındır. Ancak bu çalışma temposu ve çalıştığı işlerin
yapısı nedeni ile salaş kıyafetler ve kısa saçlarla dolaşmaktadır. Bu yüzden de çoğu zaman erkek zannedilmektedir. Pek çok kez de erkek zannedildiği için dayak yemenin eşiğinden döner.
Örneğin, yemek dağıtım işi yaptığı sırada kadınlar hamamına servis yaparken erkek zannettikleri için neredeyse linç ederek kovarlar.
Dizimizin esas
oğlanı Choi Han Kyul (Gong Yoo) ise hayatı boyunca hiç çalışmak zorunda kalmamış. Anneannesi artık bu duruma dur der ve esas oğlanımızın önüne iki seçenek koyar;
ya kendi ayarladığı kızlardan biri ile evlenecek ve bir aile kuracaktır ya da
bir iş bulup çalışacaktır.
Tesadüfi bir
şekilde, Go Eun Chan ile yolu kesişen Choi Han Kyul, doğal olarak onu ilk andan itibaren erkek zanneder ve anneannesinin ayarladığı kızlardan kaçmak için bir anlaşma
yapar. Her randevuya o da gelecektir ve Choi ile birliktelermiş gibi rol
yapacaktır. Bu şekilde herkes Choi’yi eşcinsel sanacak ve kızlar da ondan kaçacaktır. Eun Chan paraya ihtiyacı olduğu için teklifi geri çevirmez ama
her yakınlaşma için artı ödeme ister buna öpücük de dâhil. Bu anlaşma
sırasında birbirlerini tanımaya başlarlar ama Choi hâlâ onun bir kadın olduğunu
anlamaz. Eun şık görünsün diye takım elbiseler alır, birlikte yemeğe giderler.
Erkek erkeğe sohbet ederler. Tabi ki tüm bunlar olurken aslında kadın olan ama
erkek gibi davranmaya çalışan esas kızımızın başına gelenler bizi pek bir
eğlendirir.
Eun Chan sayesinde anneannesinin ilk
şartını def etmeyi başaran Choi, yine de anneannesinden baskılarından kaçamaz. Anneannesi, üç ay
boyunca bir kafeyi işletmesi ve kar etmesi gerektiğini yoksa yaşadığı ev
dâhil her şeyi elinden alacağını söyler. Böylelikle Coffee Prince açılır. Choi’nin
bu işletme için tek şartı vardır sadece erkekler çalışacaktır. Bu nedenle esas
kızımız yine Choi’ye gerçeği söyleyemez ve birlikte çalışmaya devam ederler.
Dizi tam bu çatışma hali içerisinde seyirciye heteroseksüel olmayan bir yakınlaşmayı, aşkı göstermesi nedeniyle diğer
diziler arasından sıyrılır. Çünkü ilk tanışmalarından ve Coffee Prince’e kadar
ve sonrasında, Choi’nin erkek sandığı Eun Chan’e olan duygularını ve ona âşkı sorgulamasını izleriz. Bir erkek başka bir erkeği
sevebilir mi? Aşk dediğimiz şey için cinsiyetler önemli midir? Esas oğlanın
duygu karmaşası içerisinde bu soruların cevabını ararız ve bulduğumuz cevaplar hep
“evet”e çıkar.
Bu ikili arasında en net olan ise Eun
Chan’dir; kendisini erkek sanmasına rağmen Choi’ye dürüstçe ve çekinmeden “seni
seviyorum” der. Hatta anlaşma dışına çıkarak Choi'yi ilk öpen de o olur. Eun Chan
aşkını itiraf ederken ne gerçekte kadın olduğunu ne de aslında erkek
sanıldığını umursamaz. Sadece sevginin her şeyin üstünde olduğuna inanır ve
Choi’ye aşkını itiraf eder. Dizi Eun Chan’in kıyafetleri, duruşu ve tavırları üzerinden geleneksel güzellik ve kadın anlayışına farklı bir açıdan
bakar. Örneğin Eun
Chan’in kız kardeşinin alıştığımız süslü,
bakımlı ve narin bir kadın olarak varolması da bu ayırımın altını çizmek için vardır.
Choi sonuna kadar içselleştirdiğimiz
aşk anlayışı nedeni ile ikilem yaşar: "Aşk dediğin şey karşıt cinsler arasında
yaşanır.", "Başka bir erkeğe âşık olmuş olamam!" Choi bu kafa karışıklığı nedeniyle her şeye rağmen onun yanında olan Eun Chan’den zaman zaman uzaklaşır. Hatta onu kovar. Ama her
defasında bir fırsatını bulup hayatında tutmaya devam eder. En sonunda
aşkın cinsiyet tanımadığını anlar ve belki de dizinin en güzel repliği ile o da
aşkını itiraf eder: "Sadece bir kere söyleyeceğim, o yüzden iyi dinle...
Senden hoşlanıyorum. Erkek olsan da hatta bir uzaylı, artık umurumda değil.
Duygularımdan kurtulmaya çalıştım ama yapamadım... O yüzden gidelim,
gidebileceğimiz yere kadar gidelim. Bir şans verelim."
Aşıksan kimi öptüğün önemli mi?
Dizide heteroseksüel flörtleşmeden
farklı flörtleşme modellerinin olabileceğini düşündürten üç durum geçer.
Bunların ilki Choi’nin erkek sandığı Eun Chan tarafından öpülmesi ve bunu
Türkiye dizilerinden alışık olduğumuz delikanlı pozları ile iki dene çakmadan
“normal” olarak kabul etmesidir. Hatta hoşuna gittiği bile söylenebilir.
Erkek sandığı Eun Chan ile beraber uyudukları gecenin sabahında şakalaşmayadevam
İkincisi, Eun
Chan’in kadın olduğu anlaşıldığı bölümlere kadar, Eun Chan ve Choi’nin samimi
şekillerde birlikte evde yalnız kalmaları ve hatta iki erkek aynı yatakta
uyumalarıdır. Eun Chan’in kendisinden erkek olmasına rağmen kendinden hoşlandığını bilen
Choi, onunla flörtleşmekten, şakalaşmaktan uzak durmaz ve hatta her defasında
huzurlu bir şekilde yanında uyur.
Üçüncüsü ise Choi’nin, Eun Chan’i
kıskanmasıdır. Bir erkeğin başka bir erkeği başarıları, parası ya da yanındaki
kadın için değil; bir erkeğin başka bir erkeği hoşlandığı için kıskandığına
şahit oluruz. Bu zamana kadar olan diziler
düşünüldüğünde "gençlik dizisi olmak" iddiası ile yola çıkan yapımlar
genellikle heteroseksüel aşk ilişkilerine, bu ilişkilerin sorunlarına ve bu
dizilerdeki kadın ve erkeklerin kendi kimlikleri ile yaşadıkları
gençlik/ergenlik ve aile sorunlarına yer verirler. Çünkü gençler sözde ahlak kuralları
çerçevesinde milli, manevi ve aile değerlerine saygılı ve heteroseksüel olarak
kurgulanırlar. Heteroseksüel olmaları en başından doğal kabul edilen kadınlık
ve erkeklik doğaları ile bu doğaların kurgulandığı toplumsal rutinin dışına
çıkmayacaklardır ve dizinin sonunda mutlu son olarak evli ve çocuklu olarak resmedilebileceklerdir.
Coffee Prince dizisi ile biz bu doğayı ve rutini sorgularız ve dizinin
kahramanlarının birbirlerine kavuşmasını dilerken, alternatif yaşamlara da göz
kırparız, henüz bu durumlara alışmasak da. Çünkü dizi bize esas kız ile esas
oğlanın samimi ve başarılı oyunculukları ile aşkın ve sevginin kişilere,
ünvanlara, sınıflara ve cinsiyete bağlı olmadan da sadece iki “insan”
arasındaki paylaşımlarla da yaşanabileceğini gösterir.
Hangisi daha kadın, Eun Chan'ın çizdiği mi? Eun Chan mi?
Dizi,
Eun-Chan’ın kadın olduğunun anlaşıldığı bölüme kadar kalıplaşmış erkek ve kadın
modellerine karşı bir duruş sergilemekte ve bize normal kabul edilen şeylerin
arkasına bakıp, “asla olamaz” dediğimiz şeylerin de “normal” kabul ettiklerimiz
gibi yaşanabileceğini ve bunun izlenebileceğini gösterir.
Kaynağını günlük hayattan alan bu
diziler var olan algıları değiştirmek ya da toplumdaki alternatif erkek ve
kadın hallerine yer vermek yerine çoğu zaman geleneksel toplumsal cinsiyet
kalıplarını pekiştirmektedirler. Hatta bir adım ileri giderek günümüz kadın ve
erkek hallerini yozlaşmış ve bozulmuş olarak göstererek kendi tanımlarını
"normalleştirmek"tedirler. Coffee Prince gibi diziler bu anlamda daha
da önem kazanmaktadır çünkü bize alternatif gerçeklikleri ve kadınlık/erkeklik
deneyimleri de olabileceğini sunarlar.