Her
bölüm sıkılacağımız sahnelerin varlığını
ve çokluğunu bilerek bıkmadan usanmadan otururuz renkli kutunun başına. Renkli kutuda, hep
renkli şeyler izlemek değil gayemiz. Siyah beyazı, farklı olanı arayan tipleriz
biz. Siyah-beyaz olan ama buna rağmen ışıl ışıl parlayan bir aşkın uzaylı
izleyicileriyiz. Tertemiz, pırıl pırıl kuşe kağıdına basılmış bir kitap değilde; sokaklarına sevdalandığım Kadıköy’ün en eski sahaflarında tozlanmış kitap;
Nişantaşı, Taksim değil de hep Kadıköy, Balatız. Biz Uzay Fandomuz.
“Kalp alışır acı çekmelere.”
Evet alıştık öyle güzel acı çekti ki Ali onu
izlerken yaralarına sarılmak isteyen sadece Selin değildi. Acı çekerkenki
hoyratlığını, mavilerinin siyaha dönüşünü, gözyaşlarının göktaşı oluşunu izledik. Acıyı sevmeyi öğretti bize bu aşk bu dizi.
Her bölüm mutlaka üzülecek bir şey bulur, olmasa bile diğer bölümü düşünerek acı
çekeriz. Ali ve Selin’in sevgili olmalarına rağmen hala yaşayamadığı tüm
sahneleri hayal eder üstüne birer bardak soğuk su içeriz. İzlemek istemediğiz
onca sahneye sırf sonunda o büyülü aşkı göreceğimiz için katlanır ve farklı
olanı isteriz. Fakat her şeye rağmen acı çekecek bir şey buluruz. Acılar da
sevdaya dahil ne de olsa değil mi ?
Bitme ihtimalini bile düşününce kaburgamın
altında kocaman bir yük oluşuyor. “Ölüsü bile…” ifadesini çok kullanmaya
başladık. Evet, ölüsü bile bu kadar güzel bu kadar tutkulu iken bitme ihtimali
bir o kadar acı verici ve can alıcı. Ben Tolga Sarıtaş ve Hande Erçel uyumunu, bölümden sonra
gelen yorumları, herkesin aynı sahnede sıkılmasını ve sırf reyting
uğruna kanalı değiştirmemesini, Twitter'da ani şekilde TT olan tagları, Denizcim
Dargıcığımın isyanlarını, Sadocuğumun samimi cevaplarını ve hala HanTol ile
AlSeli karıştırışını, her bölümden sonra
eve eli boş dönen Satürn'ü, “Bu da gol olmazsa moteli kapatıp giderim.” diyen
motelci'yi ve asla gidemeyişini, her gece tekrar maziyi selamlayıp o güzelim yaz
gecelerine dönüşümüzü çok özlerim, özleriz.
Evet unutmayız unutursak kalbimiz
kurur ama özleriz, acı çekeriz. Bir Sezen Aksu şarkısı olur ağlarız, ve gece olur
en büyük selamları bahşederiz Küçük Prens’ e. Ama asla basit ve sıradan
olmayız. Hey Biz Uzay Fandomuz! Şimdi
siliyoruz aklımıza kötü ihtimaller gelince akan gözyaşlarımızı ve dizimize,
uzayımıza sahip çıkıyoruz. Gitmiyoruz, vazgeçmiyoruz.
Ve insan dokunamaz bir hayale
…