İnadına romantik komedi!

İnadına romantik komedi!
Yaz dizilerinin en güzel yanı neredeyse hepsinin hem görsel, hem de içerik olarak cıvıl cıvıl olması. İnadına Aşk da bu cıvıltıların içerisinde yerini aldı. İnadına Aşk ile ilgili beklentim oldukça yüksekti. Televizyonun sesi kapalıyken herhangi bir sorun yokken sesin açılmasıyla gerçeklerle yüz yüze geldim.

Şahsımı hayal kırıklığına uğratan kısımları ise uzun uzun anlatmak yerine iki farklı başlıkla kısaca geçmek istiyorum:
1. Neredeyse her sahnedeki yüksek müzik (Örneğin: Can Yaman’ın (Yalın) aracından indiğinde pembe araca bakıp ne dediğini gürültüden anlayamadım. Belki de dublaj kaynaklıdır ama bir şey var belli.)

2. “Koltuğunun altında levye taşıyan biri ya minibüs şoförüdür ya da Laz kızı.” gibi kulağa hoş gelmeyen ve nereye gittiği anlaşılmayan ifadeler.

Müziğin yüksekliği ve dublaj (ya da sorun her ne ise) ile ilgili sıkıntının ilerleyen bölümlerde ortadan kalkacağına şüphem yok ancak kullanılan ifadeler, seçilen cümlelere özellikle özen gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum.

(Şimdi televizyonun sesini kapatıyorum.) Rejinin görüntü ayağı, makyaj, styling gibi hususlar gerçekten kusursuzdu ve fazlaca göz doyurdu. Özellikle Açelya Topaloğlu’nun (Defne) jest ve mimikleri kalp ben. Eren Vurdem (Çınar) çok güzel “ilk görüşte âşık” oldu ki gülsem mi, kıyamam deyip sarılsam mı bilemedim. Özellikle Çınar'ın aşkını takipteyim.

Hikâye ise -ses açık ya da kapalı fark etmez- bildiğimiz romantik komedi. Aşka ulaşmanın en romantik ve en komik haline her zaman varız. İnadına Aşk bu bağlamda vadettiklerini yerine getirebilecek bir dizi ve bu yüzden ikinci bir şansı hak ediyor. Şüphesiz su akacak, yolunu bulacaktır.

Ama herkesten, her şeyden önemlisi harcanan emek. Tanrı onları reyting canavarından korusun, emeklerini boşa çıkartmasın. Dilerim ki emeklerinin karşılığını alırlar.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER