Better Call Saul: İyisi mi Jimmy'yi arayın!

Better Call Saul: İyisi mi Jimmy'yi arayın!

Breaking Bad!  Vince Gilligan’ın televizyona armağan ettiği bir başyapıt. Elbette aksini söyleyenler de var ama kim ne derse desin en azından bu dizi bir sonraki pek çok diziye malzeme olmuştur. Hatta parodilerinin de haddi hesabı yoktur. Böylesine büyük bir dizinin spin-off’u olan Better Call Saul, üçkağıtçı ama bir o kadar işinin ehli bir avukat olan Saul Goodman’ın hikayesini anlatıyor. Yani kendisi daha Walter White ve Jesse Pinkman ile tanışmamış. Bir nevi Breaking Bad’in 6 yıl öncesinin prequel’i de diyebiliriz. Bu açıdan da düzenbaz avukatımızı yeraltı platformları yerine daha çok mahkeme salonlarında göreceğiz. En azından şimdilik!

Saul Goodman, şimdilik öyle yasa dışı işlerle haşır neşir değil. Evet yine birtakım fırıldaklıkları mevcut ama tek düşündüğü şey para! Hatta adı bile Saul değil. Borç batağında olan, bir güzellik salonunun arka tarafında ofisi bulunan hatta evde özel lüks lambalarıyla iş yapan meteliksiz Jimmy McGill’den bahsediyoruz. Bir adamı öldürüp onunla edepsiz faaliyetlerde bulunan üç veledin avukatlığını yapan ve müvekkillerini aklamaktan öte her türlü savunmasını profesyonelce yapan ama karşılığında 700 dolar alan Jimmy McGill bu!

 Jimmy'nin Nebraska'da işi ne?

İşte ilk bölümün hikayesi böyle. Jimmy McGill’in avukatlık macerasındaki trajikomik olaylar… Tabi bunu böyle kestirip atmak da olmaz zira bu ilk bölümün bazı sürprizleri vardı. Mike’ın gişe bekçisi olarak, Tuco’nun da birden karşımıza çıkması gerçekten hoş sürprizlerdi. Hem de bunu Gotham gibi her bir kareye serpiştirmek yerine ilk bölüme zekice iliştirerek yapmış Gilligan.

Senaryosu yine her zamanki gibi müthişti tabi. Açıkçası bu tür diziler hem izlemesi keyifli hem de dikkat kesilmesi gereken dizilerden. Zira Better Call Saul, olayların iç meselesini çok açık vermeden anlatıyor. Arada bazı ince detay ve ipuçları da var ama seyircinin diziyi iyi takip etmesi lazım. Aksi halde diziyi izlemesi keyifli olur ama kafada da bazı soru işaretleri illaki kalmış olur. Hatırladınız mı bu psikopatı?

Dizinin başka bir artısı, Breaking Bad izlememiş bir seyirciyi bile kolayca içine çekmesi. Tabi bu biraz Bob Odenkirk’ün muhteşem oyunculuğuyla sağlanıyor. Hollywood hatta bizim dizilerimizde pek çok dolap çeviren avukatlar meşhurdur. Ama hakikaten Jimmy McGill (nam-ı diğer Saul Goodman) bu konuda bir dünya markası. Soğukkanlı, matrak, içten pazarlıklı ve hamlelerini iyi oynayan biri… Diğer artıya gelirsek Breaking Bad izleyen birini de kolay kolay hayal kırıklığına uğratmaması. Keza dizinin çekimlerinden tutun da araya iliştirdiği bazı hatırlatıcı karakterleriyle Breaking Bad’e selam çakıyor.

Uzun lafın kısası, Better Call Saul iyi başladı. Aynı şekilde de devam edeceğine inanıyorum. İşin başında Vince Gilligan olunca beklenti de yükselmiyor değil. Breaking Bad kadar heyecanlanır mıyız? Bilemem ama bu dizi de farklı bir kalite yaratabilir. Dizisi bitenlere ya da yeni bir dizi arayanlara şiddetle önerilir!

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER