İlk sezonu büyük ilgiyle karşılaşan Luke
Cage, güçlü bir ikinci sezonla geri dönüyor. Kendini keşfettiği 1. Sezonun aksine,
bu sezon olgunlaşmış ve kendine fazlasıyla güvenen bir Luke Cage izleyeceğiz.
Güç ilişkilerinin sürekli değiştiği, dostların düşman, düşmanların dost olduğu
girift ilişkilerle bezeli 2. Sezon yine çok iyi. Luke Cage, Jessica Jones ile birlikte diğer
Marvel kahramanlarınkinden kesinlikle daha üstün bir dizi.
Cheo Hodari Coker ve Marvel evreninin diğer
iki kahramanı Jessica Jones ve Daredevil’in yapımcıları Jim Chory ve Jeph Loeb’in eseri olan dizinin ikinci
sezonunda ana kadroya Bushmaster karakterini oynayan Mustafa Shakir ve Mariah
Dillard’ın kızını oynayan Gabrielle Denis dahil oluyor. Bu sezon da Harlem’in
bütün renklerini göreceğiz. Siyahi kültürün taşıyıcısı konumunda bulunan
Harlem; müzikleriyle olsun, tüm toplumların harmanlayıcısı olmasıyla olsun gerçekten
ilginç bir yer. Luke Cage ( Mike Colter), bu birbirleriyle çatışma halinde olan
topluluklar arasında bir denge rolünü üstlenirken, günümüzün şöhret kültürünün
yansımalarından kendini koruyamıyor. Videoları elen ele dolaşan, şöhretinden
dolayı adına uyuşturucular üretilen Luke Cage için kahraman ve kötü adam olma
arasındaki ayrım bu sezon giderek kapanıyor.
İlk sezon finalinde polis arabasında
hapishaneye götürülen Luke Cage’i, bu sefer uyuşturucu deposunu basmaya
giderken buluyoruz. Hapishaneden buraya nasıl geldiğimizi anlamanız için
Marvel’in diğer yapımlarını izlemeniz gerekiyor. Aynı şekilde Misty
karakterinin başına gelenler için de Defenders dizisini izlemeniz gerekecek.
Diziler arası etkileşim her ne kadar Marvel evrenin değişmez bir parçası olsa
da, birinci sezondan ikinci sezona böylesi radikal bir atlama benim çok hoşuma
gitmedi. Defenders’i izlemeyenler için en azından diyalog ya da flashbacklerle
olaylar biraz bağlamına oturtulabilseydi daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Luke Cage, Diamondback ile olan kavgasından
sonra Harlem sokaklarının kahramanı olsa da, şöhreti ve kendini yenilmez
görmesi ona getirdiği kadar ondan götürüyor. Her adımı büyük bir dikkatle izlenen Luke, kendisine
addettiği her olaya müdahil olma görevi yüzünden kişisel ilişkilerinde
dönüşümler yaşıyor. Bu sezonda hem Claire ( Rosario Dawson) hem de Diamondback
ile karşı karşıya gelmesinin en büyük nedenlerinden olan babasıyla (Reg E.
Cathay) olan ilişkilerini daha yakından izleme fırsatını bulacağız. Reg E.
Cathay’in 9 Şubat 2018’de hayatını kaybetmesinden dolayı malesef son
performansını izleyeceğiz.
Luke Cage’i diğer süper kahraman
dizilerinden üstün kılan özelliklerden birisi de kötü karakterlerin çok boyutlu
olması. Farklı toplulukların iktidar mücadelesine sahne olan Harlem’de, oyunun
kuralları, bazı karakterlerin yanlış kararlar almasına sebep olup onları dibe
çekiyor. Bunun en çarpıcı örneği olarak Mariah Dillard’ı (Alfre Woodard)
görüyoruz. Cornell’den Harlem’s Paradise gece klübünü devralan ve Harlem’in
kraliçesi olan Dillard, bu sezon kendini bütün bu suç dünyasından ayırmak
istese de kendini daha fazla düzenin içine çekilmiş buluyor. Aralarına yeni bir oyuncunun katılmasıyla
bütün planları bozulan Dillard’ın gerek korku salarak gerekse sosyal projeler
geliştirerek Harlem’i kendi boyunduruğu altında tutma çabası bu sezonun ana
hikayelerinden birini oluşturuyor. Woodard’ın performansına ayrı bir parantez
açmak lazım. Gerek mimikleriyle, gerek vücut diliyle olsun Dillard karakterine getirdiği
ince dokunuşlar takdire şayan. Bu
sezonda kendisinin olayların merkezinde olması ve aile ilişkilerinin arka
planının ortaya çıkması ikinci sezonu çok daha güçlü kılıyor.
Aynı şekilde diğer kadın karakterlerin de
kendi öznellikleri kurduklarını görüyoruz.
Geçen sezon partneri Scarfe’ın ihanetiyle sarsılan ve biraz da onun gölgesinde
kalan Misty ( Simone Missick), hayatını altüst eden olaylar yaşamasına rağmen
kurban rolünü oynamayı reddediyor ve Luke’la aynı seviyede kötü adamlarla
mücadele ediyor. Dillard’ın kızı Tilda’da ( Gabrielle Dennis )sezonun ilk
bölümlerine silik başlasa da, olaylar geliştikçe hikayede çok önemli rol
üstleniyor. Ancak, her ne kadar Luke’un karakter gelişiminde büyük pay sahibi
olsa da Claire’i maalesef bu sezon daha az göreceğiz.
Tabii ki Dillard bu sezonun tek kötü
karakteri değil. Jamaica’dan gelen ve Harlem’in doğuştan kendi hakkı olduğuna
inanan Mustafa Shakir’in canlandırdığı Bushmaster karakteri olayların
beklenmedik yönlere gitmesine sebep oluyor. Shakir’in esrarlı ve karizmatik
karakteri sezonun en iyi yanlarından. Bushmaster’in hem Luke Cage’e hem de Dillard’a
meydan okuması, bu azılı iki düşmanı birbirine yakınlaştırıp, ortak noktalarının ortaya
çıkmasına sebep oluyor. Bushmaster’ın aksanı, kıyafetleri, büyüyle
olan ilişkisi gibi unsurların bilimsel bir deneyin ürünü
olan Harlem çocuğu Luke Cage’e karşı oluşturduğu karşıtlık, diziye yeni bir
soluk getiriyor. Bushmaster karakterini
Diamondback ve Cornell’den daha iyi
bulduğumu söylemeliyim. Bushmaster sayesinde Jamaika kültürünü ve Afro-Karayıp
kültürünü dizide görme imkanına kavuşuyoruz
Bu sezonun bir öncekine göre daha çok
şiddet barındırdığını da ekleyelim. Hikayenin bir önceki sezona göre daha yavaş
ilerlediğini düşünsem de, özellikle kötü karakterlerin hikayeleri ve güçlü
performanslar bu sezonu daha derinlikli kılıyor. Luke Cage’e sıradan bir süper
kahraman hikayesi olarak bakmamak lazım. Afro-Amerikan bir kahramanın günümüz
sosyal, maddi ve politik ilişkilerin gıyabında neler yaşadığını gösteren, aynı
zamanda Afro- Amerikan ve Karayıp kültürü farklılıklar örneğinde olduğu gibi,
siyahi kültürün geniş yelpazesini bize gösteren kültürel bir show adeta.
Sokakta siyah bir erkek olmanın getirdiği tüm zorluklar ve güce ulaşma
isteğinin getirdiği tüm hırs ve yıkıcılık bu dizide tüm çıplaklığıyla
anlatılıyor.
Dizinin son bölümünde bizi bir sürpriz
bekliyor. Luke Cage’in karakter dönüşümünü göstermesi bakımından çok öneme
sahip son bölüm bize 3. Sezonun (daha kesin olmamakla beraber) gideceği yön
hakkında ipucu veriyor. Umarım 3, sezona alakasız bir yerden başlamayız. Luke
Cage’in gri alanlarda dolaşmasının, yeni güç ilişkilerini nasıl kurgulayacağı,
Harlem Paradise’in geleceğini nasıl etkileyeceği ve geride kalan karakterlerin
Luke Cage’in yeni konumuna karşı nasıl bir strateji geliştirdiklerini
göreceğiz. Luke Cage’in bu sezonu; güçlü hikayesi , karakterleri, müzikleri ve
kültürel renkleriyle mutlaka izlenmesi gereken bir yapım. Netflix ekranlarında
arz-ı endam eden Marvel evreninin bence en iyi dizisi, bu yüzden kaçırmayın
derim.
Luke Cage’i 22 Haziran’da Netflix’te
izleyebilirsiniz.