Karışık Kaset, bir zamanlar Sinema
dergisinde "Sinemadan Çıkmış İnsan" imzasıyla sinema yazıları yazan Uygar
Şirin’in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan, Tunç Şahin’in ilk uzun
metrajlı sinema filmi. Arka planında 1990-2010 yıllarını kapsayan gerek dijital teknoloji gerekse de
müzik kültürünün evrimi gibi değişimleri içeren film, ana odağında özgüven
konusunda sıkıntıları olan Ulaş’ın babasıyla olan ilişkileri, olgunlaşma süreci ve çocukluk aşkı
İrem’e duyduğu yoğun tutkuları anlatıyor.
Karışık
Kaset, anaakım sinemamız içerisinde değerlendirildiğinde
senenin en kaliteli yapımlarından biri olarak duruyor. Üstelik "Kasım’da aşk
başkadır" mottosuyla manidar olan çekilmiş pek çok romantik-aşk filmlerine
göre düşünüldüğünde de ayrıksı bir yanı var. Her şeyden önce başroldekilerden biri zengin/fakir değil. Ulaş depresif, meteliksiz gezen bir
serseri değil veya İrem şımarıklıkta zirve yapmıyor. İkisinin de ailelerinden
biri ölüm döşeğinde değil veyahut ebeveynler Ulaş ve İrem’in aşkına müdahale
edecek kadar gaddar değil.
Şunu da söylemeden edemeyeceğim. Çiftimizin
sohbetlerinde herhangi bir jargon, sosyal medya yapışıklığı da geçmiyor. Tam
manasıyla Ulaş ve İrem’in arasındaki ilişki son derece gerçekçi ve samimi.
Özellikle de çiftimizin 90’lardaki ergenlik hallerinde çok sıkı tespitler var.
Bu açıdan 90’lı yılları yaşamış, aşık olduğu kıza açılamamış, içindeki
tutkuları dönemin müzikleriyle besleyen kesim bu filmde kendinden çok şey
bulacaktır.
Özge Özpirinçci ve Sarp Apak filmin baş kahramanları
Ulaş ve İrem’in karakter profilleri farklı kulvarlardan ilerliyor. Her aşk filminde olduğu gibi plastik malzemeleri açısından da
'yakışıklı oğlan-güzel kız' ikilisini tamamlıyorlar. Ancak özellikle Ulaş diğer
türevlerine göre oldukça çekingen, özgüveni eksik, biraz umutsuz ve şansı yaver
gitmeyen biri. İrem ise onun tam da kurtarıcı meleği. Her 10 yılda bir şans
eseri İrem ile karşılaşan Ulaş’ın hayatında yadsınamaz değişimler oluyor.
Bu sıcacık ve şeker gibi aşk hikayesinin yanı sıra daha önce de söz ettiğim gibi müzik kültürü de filmin kilit noktasını oluşturuyor. 1990-2000-2010
yıllarını kapsayan kurgu sarmalında karışık kasetlerdeki öncelikli aşk duygusu
yerini belli bir jargonu olan eğlenceli pop müziklerinin olduğu karışık CD’ler,
hemen ardından ise bütün şarkıların bir arada olduğu karışık USB’lere bırakıyor.
Eğer devam filmi gelirse sanırım filmin adı da Karışık Blu-Ray olur. Şaka bir yana tüm bu müzik kültürünün
evrimiyle beraber dijital teknolojide yaşanan gelişmeler (Kasetçalar-USB
yolculuğu), iletişim ve medyanın evrimi (Ulaş’ın gazetedeki yazısına dikkat) ve toplum zihniyetinde gelişmekte olan
birtakım ritüellerin de gözden kaçmamış olması filmi daha da kıymetli yapan
unsurlardan biri.
Filmin bir diğer önemli karakteri de Bülent Emin Yarar’ın
harika bir yorumla hayat verdiği baba. Ulaş’ın babasının müziğe karşı
iflah olmaz bir tutkusu var. Plaklar, kasetler ve şarkıların içindeki o yoğun
duygular adeta Ulaş’ın babasının yaşama sevinci. Öyle ki babasının etkisinde kalan Ulaş, İrem’in yanı sıra bir de müzik aşkı kazanmış.
Bülent Emin Yarar'ın performansı da izlemeye değer
Tunç Şahin hem yönetmenlik anlamında hem de Mert H.
Atalay ile beraber yazdığı senaryoyla ilk film olarak gayet başarılı bir iş
ortaya çıkartmış. Sahnelere göre değişen kamera açıları, yormayan plan
sekanslarla birlikte final sahnesindeki etkileyici konuşma çok iyi düşünülmüş. Öte
yandan her filme tabir-i caizse taş gibi cast çıkartan Harika Uygur’un nokta
atışı seçimleri, Deniz Eyüboğlu Aydın’ın keskin sinematografisi, yıllarla beraber
paralel değişimler gösteren kurgu ve sanat yönetimi gibi pek çok faktör filme
katkıda bulunuyor. Oyunculuk cephesine bakarsak da Sarp Apak’ın Ulaş ve Özge Özpirinçci’nin
İrem karakterleri için doğru seçimler olduğunu görürken kimyalarının da
uyduğunu da söyleyebiliriz. Keza ergenlik yıllarında aynı etkiyi Ulaşcan Kutlu
ve Aslıhan Kapanşahin’in de yarattığını söylemek mümkün. Sanat ve müziğe olan
tutkusuyla filmde en çok kendime yakın hissettiğim Bülent Emin Yarar
döktürürken; filmin mizahını başka yöne çeken Öznur Serçeler çok dengeli bir
performans sergiliyor
Son tahlilde Karışık
Kaset, son yıllarda seri üretime bağlayarak cılkı çıkan melankolizm odaklı
depresif karakterlerin yer aldığı kötü kurgulu aşk/sanat filmleri, İslamiyet
motifli korku filmleri, argo ve çirkin şakalarla yolunu bulan komedileri
düşündüğümüzde çölde bir vaha olabilir. Nitekim romantik-komedi janrını
düşündüğümüzde de ayrıksı yanı daha ağır basıyor. Değişen yıllarla beraber
aşkların da aslında ne kadar çabuk gelişebileceğini görmek istiyorsanız buyrun
salona derim. Tabii işin soundtrack kısmı da filmin albenisi.
Filmin
Notu: 5/4