Kanal D’nin,
yapımcılığını D Productions’ın üstlendiği, beğeni ile
izlenen sohbet programı “Nazlı Ilıcak’la Pazar Gezmesi” nin
bu haftaki konuğu eski Beşiktaşlı futbolcu Metin Tekin.
“Artık
‘Sarı Fırtına’lığım kalmadı”
Beşiktaşlılar
tarafından futbol oynadığı dönemde kendisine Sarı Fırtına
lakabı takılan Metin Tekin, bu lakapla ilgili şunları söylüyor:
“Şimdilerde de zaman zaman bana Sarı Fırtına diyorlar. Ama
artık ne sarılığım kaldı, ne de fırtınalığım. Eskiden yaz
aylarında saçlarım sararıyordu. Sezon açılışında sarı
saçlarla futbol oynuyordum.”
“Doğduğum
andan itibaren futbol topu ile beraberdim”
Metin
Tekin, doğduğundan itibaren futbolla nasıl iç içe olduğunu şu
sözlerle anlatıyor: “Ben 1-1,5 yaşından beri futbol topuyla
beraberim. Fotoğraflarım bile var. Babam çok düşkündü futbola.
Bu sporu oğluna empoze etmeye çalışan bir babaydı. Benim futbol
tutkum da böyle başladı. Mahallelerde oynadım, Kocaelispor’da
spor okuluna başladım ve öyle devam etti.”
“Babam
ve annem ben 3 yaşındayken ayrıldı”
Babası
ve annesi, kendisi 3 yaşındayken boşanan ünlü futbolcu, o
günleri şöyle anlatıyor: “Annem ve babam, ben 3 yaşındayken
ayrıldı. Babam daha sonra, ben 5 yaşındayken rahmetli olan İnci
Hanım ile evlendi. Ben babamla kaldım. Baba figürü bizim ailede
daha baskındı. Annemi de gördüm ama daha çok İnci Annem ile
beraberdik.”
“Çocukken
Galatasaray’lıydım, büyüyünce doğruyu buldum”
Babası
koyu bir Galatasaraylı olan Metin Tekin, nasıl Beşiktaşlı
olduğunu şöyle anlatıyor: “Çocukken babam nedeniyle ben de
Galatasaray’lıydım. Ama sonradan doğruyu buldum. İyi ki de
Beşiktaş forması giymişim. Yıllar geçtikçe, bu yaşlara
gelince Beşiktaş forması giymenin benim karakterimle de çok
özdeşleştiğini düşünüyorum. Ben Beşiktaşlı olmalıymışım,
onu anladım.”
“Adımı
Metin Oktay’dan aldım”
Metin
Tekin, adını Galatasaray’ın efsane futbolcusu Metin Oktay’dan
aldığını şu sözlerle anlatıyor: “Adımı Metin Oktay’dan
aldım. Ben 3 yaşındayken Metin Oktay’ın beni havaya kaldırdığı
bir fotoğrafımız vardır. Galatasaray kampında çekilmiş bir
fotoğraf. Aradan 20 yıl geçtikten sonra ben Beşiktaşlı futbolcu
olmuştum, Metin Oktay benimle bir röportaj gerçekleştirmiştik.
Benim için çok önemlidir.”
“Metin-Ali-Feyyaz
şarkısının sözleri olmak, gole yakın olmanın avantajı”
Efsane
futbolcu, Beşiktaş’ın unutulmaz üçlüsü Metin-Ali-Feyyaz’ın
nasıl ortaya çıktığını şu sözlerle anlatıyor: “Biz gole
yakın oynadığımız için avantajlıydık. O nedenle şarkı
sözlerinde bile var olduk. Üçümüz de üniversiteliydik. O
zamanın ‘ailenizin’ futbolcusu olmuş gibiydik.”
“Beyin
kanaması geçirirken top oynamaya devam ettim”
“Ciddi,
hayati bir sakatlık geçirdim. Yıl 1988’di. Sakaryaspor maçıydı.
4-0 yenilmiştik. Orada Turan Sofuoğlu ile kafa topunda çarpıştık.
Kulağımın üzerinden darbe aldım ve beyin kanaması geçirdim.
Kafatasım 15 cm kırıldı. Çizgi filmlerde yıldızlar çakar ya
gözünün önünde. O gerçekten oluyor. Kalktım, hakem ‘iyi
misin’ dedi. ‘İyiyim’ diyeceğim ama konuşamıyorum. 15
dakika daha oynadım. Sonra eğilince, burnumdan kan gelmeye başladı.
O zaman yere yığıldım. Cerrahpaşa’ya kaldırıldım. 3 haftada
kanama çekildi, ameliyat olmadım ama 6 ay top oynayamadım.
Sonrasında da topa bayağı güzel kafalar attım.”
“Beşiktaş
benim jübilemi daha iyi yapabilirdi”
Metin
Tekin, Beşiktaş’tan ayrılırken jübilesi ile ilgili şunları
söylüyor: “Beşiktaş benim ve diğer arkadaşlarımın
jübilesini daha iyi yapabilirdi. Beşiktaş’a kırgın değilim
ama vedamız daha güzel yapılabilirdi. Benim jübilemde oynayacak
takım bulunamıyordu. O zaman Rıdvan Dilmen, ‘gel Ali Şen’e
söyle’ dedi. Ben Ali Başkan’a ‘jübilem için maç arıyorum’
deyince, Ali Şen hemen ‘kaçında istiyorsun’ dedi. Hemen
ayarladı. Fenerbahçe ile jübile maçımı oynama şansım oldu.”
“Futboldan
sonra gerçek hayata adapte olmak çok zor”
Efsane
futbolcu, futbolu bıraktıktan sonra yaşadığı zorlukları şöyle
anlatıyor: “Gerçek hayata adapte olmak çok zor. Profesyonel
yardım almak gerek. Ben kendimi aslında çok hazırladım. Ama o
formayı çıkarttığınız zaman başka bir hayat başlıyor. Biz
futbolcular ona ‘gerçek hayat’ diyoruz. Artık Beşiktaşlı
Metin değilsiniz. Metin olarak başlıyorsunuz hayata ve bunu
yaşayarak öğreniyorsunuz. Artık o formayı giymeyeceksiniz,
koskoca Beşiktaş camiasının sizden bir beklentisi yok. Bu oyunun
en zevkli şeyi oynamaktır. Oynayamadığınız için antrenörlük
ve teknik adamlık başlıyor. Ama gerçek zevk futbol oynamaktır.”
Metin
Tekin eşi Doğa Tekin ile nasıl tanıştı?
“Doğa
da ben de İzmitliyim. Doğa’nın babası Ali Abi, o da futbolcu.
Ali Abi beni 3 yaşından beri tanıyor. Babam o sırada
Kocaelispor’da yönetici. Babam Ali Abi’ye ‘Gel Kocaelispor’a,
seni bir deneyelim’ diyor. Ali Abi de ‘Ben denenecek sporcu
değilim’ diyor ve Ispartaspor’a gidiyor. Isparta’da Doğa’nın
annesi ile. Ben federasyonda çalışıyordum, Doğa da deneme amaçlı
federasyona girmişti. Hatta bana ‘İzmitli bir kızımız geliyor,
ona göz kulak ol’ dediler. Ben göz kulak olmayı sanırım biraz
abarttım. Sonunda evlendik. Doğa ile aramızda 17 yaş var.”
“Bizim
zamanımızda futbolcular en magazinsel figürdü”
Metin
Tekin, futbol oynadığı dönemde çok popüler olmasını şu
sözlerle anlatıyor: “Bizim futbol oynadığımız dönemde daha
pop şarkıcıları yoktu. O nedenle futbolcular en magazinsel
figürdü. Ben gençken çapkın değildim. Tabii ki kızlarla
sohbet, kadın sesi çok önemlidir insanın hayatında.”
“2
evliliğimde de evlenmeyi düşünmemiştim”
Bugüne
kadar 2 evlilik yapan Metin Tekin, “Birinci evliliğimde de çok
evlenmeyi düşünmüyordum, şimdikinde de. Arkadaşlıktan sonra
evlenmeye karar verdik biz. Yaşamın getirdiği tesadüfler,
karşılaşmaların getirdiği evlilikler oldu” diyor.
Nazlı Ilıcak’la Pazar Gezmesi, 24 Mayıs günü saat 12:30’da Kanal D’de!