8 Saniye filminin
yönetmeni Ömer Faruk Sorak İstanbul Aydın Üniversitesi’nde katıldığı
etkinlikte, “Bu ülkede kadın olmak zor. Kadın erkek ayrımı çok. Kendinizi bir
başkasına değil kendine emanet eden, düşünen, sorgulayan insanlar olarak hayata
atılmalısınız. Bizim öyle insanlara ihtiyacımız var,” dedi.
İstanbul
Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Kulübü'nün düzenlediği
etkinliğin konuğu Böcek Yapım'ın Kurucusu, Vizontele G.O.R.A, Sınav ve 8 Saniye
gibi filmlerin yönetmeni Ömer Faruk Sorak oldu. Sorak, yeni filmi 8 Saniye ile
ilgili, öğrencilerden gelen soruları da cevapladı.
Her şeyin hayal
kurarak başladığını söyleyen Sorak, “Sıradan olmayı hayal etmeyin,
hayallerinize sansür koymayın. Hayalperest olun demiyorum ama her şey hayal
kurarak başlıyor. Sakın gerçekleşmez diye hayallerinize sınır koymayın,
başkasının da koymasına izin vermeyin. En önemlisi bu” şeklinde konuştu.
Hayalinin sıradışı
şeyleri zorlamak olduğunu belirten Sorak, “Önemli olan bir diğer şey doğru
yolda olduğunu hissetmektir. Ben de doğru yolda olduğumu hissederek bir yere
gitmeye başladım. Daha sonra o yolun hiç bitmeyeceğini farkettim. Son
dönemlerde sinema sektöründe birbirinine
benzer işler yapılıyor. Bunların bazıları çok başarılı oluyor, bazıları taklit
oluyor. Benim hayalim hep şu oldu. Yapılmıştan bir tane daha yapmamak.
Olabildiğince sıradışı şeyleri zorlamak riske girmek. Bunları başarmış yada
başarmanın yolunun daha çok riske girmekten geçtiğini test etmiş birisi olarak
söylüyorum” ifadelerini kullandı.

Yeni filmi 8
Saniye'de tanınmayan bir kadın oyuncuya yer verdiğini ifade eden Sorak, “Bir
yerde film çekerken ilk soru ne yapıyorsunuz oluyor. Film çektiğimizi
söylediğimizde kim oynuyor diye soruyorlar. Seyircimiz ilk buna dikkat ediyor.
Tabii ki kimin oynadığı çok önemli. Ama bence filmde ne anlatıldığı da önemli.
Tanıdık yüzlü insanlar dışında yeni yüzler keşfetmenin de riske girmeye değer
olduğunu düşünüyorum” dedi.
Meslekte otosansüre
uğradığını da belirten Sorak, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Yaptığım bir kek
reklamında herkes birer tane kek alıyor. Tabakta ise bir kaç tane kek kalıyor.
Sabah reklam yayınlandıktan sonra birisi aramış ve o keklerin haç şekli aldığını
söylemiş. Ben de bizim ekibi o tabakta kalan kekleri silmekle uğraşırken
buldum. İnsanlar gerçekten değişmekten korkuyor. Bir başkasını etkisi altında
ya da kendi düşüncesinin etkisi altında olan ülkeler, kurduğu düzenden
vazgeçemiyorlar.”
İnsanın kaderinin
çabasına bağlı olarak değiştiğin ifade eden Sorak “Doğru zamanda doğru yerde
olmak kapıdan kovulup bacadan girmektir. Her insanın kaderi kendi çabasına
bağlıdır. İnsanın bir kaderi var. Kör olması, bir kaderdir, ancak kör olmuş bir
insanın kenara çekilmesi ,bir tercihtir” dedi.