Başta Michael Fassbender ve Marion Cotillard'ın üstün performanslarıyla değer kazanan Macbeth, Shakespeare'in metnini mürekkebin son damlasına kadar sinemaya aktarmayı başarıyor.

Shakespeare her daim sinema sanatının sevdiği bir yazar olmuştur. Bu büyük yazara sinemada özgün yorumlar katabilen sinemacılar da hep baş tacı edilmiştir. Orson Welles'in 1952 yapımı Othello'su, Roman Podoski'nin 1971'de çektiği Macbeth'i veya Baz Luhrmann'ın 1996'da kotardığı Romeo+Juliet'i en iyi Shakespeare uyarlamalarına verilebilecek üç örnektir. 2015'te onlara Avustralyalı genç yönetmen Justin Kurzel'in Macbeth'i de ekleniyor. Dünya galasını Cannes Film Festivali'nde yere göğe sığdırılamayan film, Shakespeare'in metnini tüm gerçekliği ve acımasızlığıyla sinemaya taşıyor.

Shakespeare'in kısa olmakla birlikte en etkileyici eserlerinden biri olan Macbeth, iktidarın şehvetine kapılmış bir baron ve karının bu uğurda gözlerini kırpmadan içine düştükleri günahları anlatır. Üç cadıdan bir gün İskoçya'nın kralı olacağı kehanetini duyan Macbeth, ardı ardına işlediği cinayetlerle sonunda tahtı başına takmayı başarır. Fakat sadece zirveye çıkmak için değil, orada kalmak için döktüğü kanlar da oluk oluk akacaktır.

Ünlü yazarın ağdalı şiirsel dilini de aynen peliküle yansıtmayı başaran yönetmen Justin Kurzel, oyunculardan aldığı performanslar ve mekanlardan yakaladığı gerçeklik duygusuyla ortaya hipnotize edici bir Shakespeare uyarlaması çıkartıyor.

Macbeth, 28 Ağustos Pazar günü saat 21.00'de Digiturk kanallarından Moviemax Premier'de ekrana geliyor.