Kendimi tekrar etmeden Battlestar Galactica’ya daha ne kadar övgü düzebilirim bilmiyorum.
Bilim kurgu türü yapıldığı zamanı acımasızca yorumlayan ve “hayır, biz yüzlerce
yıl gelecekte geçiyoruz, size benzediğini nereden çıkarttınız ki?” savunmasına
sığınarak korkusuz eleştiriler yapan işler çıkartmıştır hep. Battlestar
Galacitca da 11 Eylül saldırıları sonrası çehresi epey değişen Amerika
hakkında mükemmel bir sosyal ve siyasal okumadır. Yabancılardan korkma, devlete
ve askeriyeye olan güvensizlik, halkın kendini kapana kısılmış hissetmesi ve
çaresizliği, yaşayacak daha iyi bir yer arayışı, nereden geleceği ve nerede
olduğu belli olmayan düşmanlar, adalet sisteminin çöküşü… Hepsi bu dizide
kendine yer buluyor ve siz fark etmeseniz bile bu konular üzerinde düşünmeniz sağlanıyor.
Bunları yaparken hiçbir zaman didaktik bir tavır da sergilenmiyor üstelik. Tüm
bunlara televizyon aleminin en iyi çizilmiş, en derinlikli karakterlerinden birkaçını
da ekleyince nefes nefese izlenecek bir dizi çıkıyor ortaya. Uzay savaşları
sevmeseniz bile…