Ahmet Rıfat Şungar
• Sizin projelerinizde çok seçici olduğunuzu biliyoruz.
Saklı’da sizi içine çeken şey ne oldu?
Önceden izleyip anlatım dilini sevdiğim bir projeydi Affair.
Orijinaline bu denli sadık kalınarak yapılan bir uyarlamanın içinde yer almamıştım
ve iyi yapılmış bir tasarımın başka bir coğrafyada ele alınması nasıl olur diye
merak ettim. Ayrıca sevilmiş bir diziyi tekrar sevdirmeye çalışmak oyuncu için farklı
bir deneyim alanı. Galiba en çok bu heyecanlandırdı beni.
• Dizide trajik kayıplar yaşayan genç bir adamı
canlandırıyorsunuz. Bu karaktere hazırlanmak sizi psikolojik olarak nasıl
etkiledi?
Oynayacağım karaktere hazırlanırken karakterin psikolojik
olarak nasıl etkilendiğini çekim esnasına bırakıyorum sanırım. Öncesinde
düşünüyorum, yürüyorum. Bu esnada aklıma gelen görsellerin, düşüncelerin
üzerinde durmuyorum. Yürüyerek aşıyorum
tümünü. Çekim sırasında partnerlerim, yönetmenim ile neler olacağına bakıyoruz.
Kendim bir şey planlamamaya çalışıyorum ardından istenilen ya da tasarlanan
dünyanın içine karışıyorum.
• Köklü bir ailenin çiftliğini yönetiyorsunuz. At bindiğiniz
sahneler için özel bir eğitim aldınız mı?
Kimseye tavsiye etmiyorum ama bir
gün önce eğitmen ile bir araya geldik ve o şekilde oldu. Eğitmenler konusunda
şanslıyım. Murat Ateş kısa sürede güvenimi tazeledi. Uzun zaman önce Asi
dizisindeki eğitmenim Fazlı Kart, ilk bir hafta atın yemi, temizliği, tüm
günlük rutinlerini anlamam için kendisi ile vakit geçirmem gerektiğini
söylemişti. Tam 1 hafta sonra üzerine nasıl çıkacağımı sorduğumda, “Zeki birine
benziyorsun. Sence?” diye cevap
vermişti. Atın üzerine çıktım ve çok kısa süre düşük tempoda gezdik. Ardından,
“At senden yemek, su hiçbir şey beklemez sadece üzerindeyken bir olduğunuzu
bilecek kadar güven duymak ister. ” demişti. Aslında atlar ile çektiğimiz
sahneler biraz iyi olduysa, bahsettiğim bu ilk deneyimimdeki felsefeyi anlamak
ve hiç unutmamak sayesinde oldu diyebilirim. Ayrıca Saklı’dan önce Kaan Müjdeci ile çalışma şansım oldu
ve onun atlarla kurduğu iletişime şahit olmak bu anlamda çok kıymetli bir
deneyimdi.
• Dizideki diğer oyuncularla enerjinizin çok tuttuğu ve ekibin
uyumu dışarıdan belli oluyor. Oyuncularla geçmişten tanışıyor musunuz? Set
süreci sizin için nasıldı?
Daha önce çalışma fırsatım olan oyuncular var. Nur Sürer,
Hazar Ergüçlü. Bu tabii ki kıymetli. Bir çok oyuncuyu birebir tanımasam da önceden
izlediğim oyunculardı ve meslekleriyle kurdukları bağa dair fikrim vardı. Set sürecinin
her aşamasında partnerlerimle verimli bir ilişki kurdum. Beraber sahnemiz
olmayan ya da az sahnem olan partnerlerimle ileride neler yapacağımıza dair
heyecanlıyım. Enerjisi birbiriyle uyumlu bir ekiptik. Ortaya çıkacak sonuca
bunun yansıyacağını düşünüyorum.
• Dijital işlerde çalışmanın sizin açınızdan bir avantajı var
mı? Tercih sebebi oluyor mu sizin için?
Dijital işlerin en avantajlı yanı başını sonunu bildiğiniz
bir hikaye olması. Böyle olunca karakter ile ilgili yolculuğunuz açısından daha
özgür düşünüp aynı zamanda daha yaratıcı olabiliyorsunuz. Başı sonu belli olan
bir hikayeye kendinizi bırakmanın avantajları var. Partnerlerinizle, yönetmeninizle,
set ekibinin enerjisi ve sizin için yarattıkları atmosferin sizde yarattığı hisle kurduğunuz ilişki
daha verimli oluyor. Karışılacağınız sürprizlere karşı esnek davranıp anlattığınız
hikayenin özünden kopmadan seyirciye derinlikli bir hikaye anlatmanız
kolaylaşıyor. Anlatacağınız hikaye ile kurduğunuz bağ kuvvetleniyor. Bu bağ
zaman zaman ne kadar esnese de kopamıyorsunuz ve böylece içe sinen bir sonuç
almayı mümkün kılıyor.
• Saklı oldukça cesur bir iş, güçlü bir aşk dramasının yanı
sıra gizemli bir cinayet öyküsü de var. Senaryonun çok etkileyici olduğuna
eminiz, çıkan sonuç sizi tatmin etti mi?
Sonucu henüz izleme şansım olmadı. Fakat sürecin kendisinden
dolayı meraktayım. Öncelikle Deniz Akçay’ın diziyi uyarlamasının dışında
yönetmenimiz de olacağını öğrendiğimde -kendisini yönetmen olarak Köksüz
filimden de biliyordum- çok heyecanlandım. Bir diğer yönetmenimiz Can Teker ve
görüntü yönetmenimiz Ahmet Bayer sürekli yakın temas içinde çalıştığımız
kişilerdi. Bu insanların dilinin cinsiyetsiz olması Saklı’nın anlatım biçimine,
içeriğine büyük katkı sağladı diye düşünüyorum. Şanslıydık. Bu hikayenin orijinalini
bu proje belli olmadan önce bir buçuk sezon izlemiştim. Dizi, psikolojik olarak
ilişkileri odağına alırken bunu cinsel hazlar, tutkular üzerinden anlatmanın
yolunu seçen bir tasarım. Öncelikle Deniz, Cem, Ahmet ve tüm partnerlerim,
ekibin her departmanı süreçten tatmin olmam anlamında bir gibiydik ki aksi
zaten düşünülemez. BluTV ve May Yapım uyarlamanın ortaya çıkması fikri ile
önemli bir risk aldılar, önemliydi.