Fırat Çelik
• Saklı sizin dijitaldeki
ilk işiniz sanırım, dijitalde sizi daha özgür hissettiren bir alan var mı?
Farkı ne oldu sizin için?
Evet,
benim ilk dijital işim. Böyle cesur ve uyarlaması bu denli güçlü
olan bir projede yer aldığım için çok mutluyum. Tabii ki kontrol
mekanizması televizyona göre çok daha az ve bence bir oyuncuya sağladığı
alan açısından en büyük avantajı başını ve sonunu aynı anda biliyor olmak.
• Uyarlama, avantajlarının
yanı sıra cesaret isteyen de bir durum. Orijinali ile kıyaslanma ihtimali tüm
ekip için gergin olabilir. Siz sonucu nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’deki
izleyiciler yerelliği açısından orijinalinden daha çok beğenecek mi Saklı’yı?
Tabii
ki uyarlama işlerin her zaman bir handikapı vardır çünkü temel aldığın, ondan
hareketle yola çıktığın orijinal bir anlatı söz konusu. Ve ister istemez “orijinali” kavramı
yaptığın, yapacağın işle bir kıyaslama durumunu da beraberinde getiriyor. Bizim
tüm ekip olarak o işi sahiplenmemiz ve sanki daha önce çekilmemiş gibi ilerleyerek
elimizdeki projeyi yaratmamız çok önemli. Deniz Akçay zaten hem senaryo
hem de rejisel anlamda o kadar güçlü uyarladı ki bence kıyaslama ihtimalini
ciddi anlamda düşürdü. Seyirci ‘Saklı’yı bağımsız bir iş olarak benimseyecek bana
göre. Umarım herkes beğenir.
• Dizinin ilk birkaç
bölümünde sizi kendi potansiyeli altında ezilen, içinden çıkamadığı bir tutulma
yaşayan bir adam olarak görüyoruz. Gerçek kariyerinizde de benzer süreçler
yaşadınız mı?
Bence
her insanın kariyeri boyunca inişler ve çıkışlar olur. Önemli olan o yolda
giderken kendini devamlı güncelleyip, pes etmeyip geliştirmesi. Ozan
karakterinde kendimi yer yer gördüm ve bu ona olan empati duygumun
yükselmesine de yol açtı. Algılarım açıkken, farkındalığım yüksekken bu
inişlerle nasıl başa çıktığımı fark ettim. Mesela ‘Saklı’ üzerinden de bu
soruya cevap vereyim; bu proje kariyerime bence çok güzel doneler kattı ve katacak. Bu nedenle kendimi hazır hissediyorum bir sonraki çıkmaz sokaklara ve
de aynı anda da birkaç basamak daha atlamaya.
• Ozan aslında karısına aşık
olduğunu düşündüğümüz bir adam, sonra birden başka birine aşık oluyor. Aşk
sizce böyle yön değiştirebilen bir şey mi?
En
nihayetinde insan doğası zaten evirilen, dönüşen ve devamlı değişen bir şey.
Hayatta hiçbir şey cepte değil. Her şeyin kıymetini bilip onu en iyi şekilde
beslemek bence en güzel ve de doğru davranış. Ancak bazen en sevdiğimiz kitabın
bile son sayfasına gelip içimiz bir burkulmuyor değil. Aşk da böyle bir şey olsa gerek.
• Gerçek hayatta Ozan'la arkadaş olur muydunuz?
Ozan, dört çocuklu bir aile babası. Yazar ve de öğretmen; sırf bu etiketlerine
baktığımda bile ondan öğreneceğim çok şey olacağını söyleyebilirim. O nedenle
zevkle arkadaşlık kurma talebim olurdu ondan. O benimle arkadaş olur mu? Orası
muallak.
• Hiç bir yalanı sürdürmek
zorunda kaldınız mı?
Yüreğim
ve vicdanım dayanmaz, kaldıramaz ki yalanı sürdürmeyi. Tabii ki her insan
gibi beyaz yalanlar söylüyorum ama dizideki kadar büyük bir yalanı sürdürmek
benim için imkansız.