Doctor Who: Mandip Gill ve Tosin Cole, TARDIS’ten bildiriyor!

Doctor Who: Mandip Gill ve Tosin Cole, TARDIS’ten bildiriyor!
27 Mayıs itibariyle Türkiye’deki diziseverler yepyeni bir kanalla buluştu: BBC First. Tivibu aracılığıyla ekran başındakileri hem İngiliz popüler kültürünün fenomen işleriyle hem de yepyeni dizilerle bir araya getirmeye başlayan kanal sayesinde Hazar Ergüçlü’nün de rol aldığı The Mallorca Files’dan Brexit: The Uncivil War’a, edebiyat tarihinin vazgeçilmez klasiklerinden biri olan Les Miserables’dan MotherFatherSon’a kadar pek çok yapımı izleyeceğimiz kanalın alametifarikalarından biri şüphesiz Doctor Who. Biz son yıllarda “James Bond siyahi mi olacak, yoksa kadın mı?” sorusunu soradururken Chris Chibnall, TARDIS’in dümenine ilk kadın Doktor’u geçirdi. Jodie Whittaker’ın 13. Doktor’u canlandırdığı dizinin 11. ve 12. sezonundaki tek yenilik kendisi değil. Zira dümeninde bulunduğu zaman makinesinin farklı kollarında da bizi yepyeni isimler bekliyor. Bunlardan ikisi Mandip Gill ile Tosin Cole. BBC Studios’un Türkiye’de halihazırda yayınlanan BBC Earth, BBC World News ve CBeebies kanallarının ardından 4. kanal olarak erişime açılan BBC First’ün geliş şerefine biz de serüvenden serüvene atladıkları Gill ve Cole ile önceki sezonları unutturacak iki sezonla ekranlarda olan Doctor Who’yu konuştuk.


 
27 Mayıs’tan itibaren TARDIS ülkemiz sınırlarına girdi ve de Türkiye’de 11 ila 12. sezonu izleyerek sizlerle tanıştık. Bizi bu iki sezonda ne gibi garipliklerin beklediğini ve nasıl iki karakterle yollarımızın kesişeceğini anlatabilir misiniz?
Mandip Gill: Yasmin Khan karakterini canlandırıyorum. Kendisi genç bir polis memuru; tam mesleğine ve var olan sisteme alışmaya çalışırken yolu Doktor’la kesişiyor ve kendini bir anda yepyeni bir serüvenin içinde buluyor istemeden de olsa. Bir süre sonra geçmişiyle yüzleşiyor ve çok daha özgüvenli ve ciddiye alınacak bir güce dönüşüyor.
 
Tosin Cole: Ryan ise dispraksi denilen, fiziksel kabiliyetini kısıtlayan bir rahatsızlığa sahip. Fakat tahmin edebileceğiniz üzere kendisi biraz arsız bir delikanlı, henüz büyüyememiş ve bu nedenle de düşünmeden eyleme atılıyor. Bu da onun başını bazen belaya sokmasına yol açıyor.
 
Bahsettiğiniz serüvende 13. Doktor TARDIS’in kaptanı olacak. Ve sizler gibi bizler de Doctor Who tarihindeki ilk kadın Doktor’la tanışacağız. 11. sezonun ilk bölümünü izleme şansı yakaladım ve gerçekten de Jodie Whittaker mükemmel bir seçim olmuş. Siz Doctor Who tarihindeki bu büyük değişimle ilgili ne düşünüyorsunuz?
M. G.: Bence Chris Chibnall’un yaptığı bu değişiklik hem muazzamdı hem de fazlasıyla ihtiyaç duyulan bir değişiklikti. Jodie Whittaker sizin de söylediğiniz gibi mükemmel bir oyuncu. Doctor Who’nun gerektirdiği enerjiye ve de tutkuya sahip. Bence sadece bu iş özelinde en iyi kadın değil, kesinlikle en iyi oyuncu. 11. ve 12. sezon önceki sezonlara hiç benzemiyor. Seyirciyi özün korunduğu bambaşka bir serüven bekliyor.
 
T. C.: Olması gerektiği gibi oldu bence. Şu anda da böyle bir dönemin içindeyiz; kadınların gücünün daha görünür olduğu. Bu nedenle sahip olduğumuz düşünceye bağlı olarak bu tercih yapıldı.


 
11. sezonun ilk bölümünü izlemeden önce dürüst olmak gerekirse Doctor Who’nun sadece birkaç bölümünü izlemiştim. Ve dizi öyle bir dünyaya, hikayeye sahip ki aradan uzun zaman geçtikten sonra yeniden dünyasına girdiğinizde yabancı bir ülkeye gitmiş turist gibi kalmıyorsunuz. Bu da onu popüler kültürün en önemli öğelerinden ve televizyon tarihinin kültlerinden birine dönüştürüyor. Siz bu durum hakkında neler söyleyebilirsiniz? Doctor Who’yu popüler kültür fenomeni kılan en önemli etmen nedir?
M. G.: Bu şekilde bölümler arasında dalıp çıktığınızda seyircide bahsettiğiniz hissi yaratan unsur her bölümde yeni bir karakter görmemiz ve de bu karakterin Doktor ile içinde bulunduğumuz dünyaya tamamen yabancı olması. Aslında her bölümde giren bu karakter soru soran ve cevabını arayan izleyiciyi temsil ediyor. Bir bölüm boyunca seyirciye rehber olacak pek çok açıklama veriliyor. Bununla birlikte bizler insanların bildiği şeyleri keşfediyoruz ve tarihi olaylar ile figürler, felsefe, siyaset ve bilim hakkında pek çok soru soruyoruz. Bu da Doctor Who’yu bu denli büyük bir popüler kültür üyesi kılıyor. Dizinin herhangi bir noktasında katılan yeni insanlar için daima bir kaynak var ve de bölümde nelerin yaşandığını rahatlıkla anlayabiliyorlar.
 
T. C.: Doctor Who’nin kendisi her sezon gelişmeye devam ediyor ve farklı Doktorları hikayeye dahil ediyor. Bu nedenle aslında her sezon farklı bir dizi gibi. Ve bunu çok uzun zamandır devam ettiriyor. Seyirciler her sezon, Doktor ve de karakterlerle birlikte gelen tazeliği seviyor.


 
Peki kişisel olarak Doctor Who size ne ifade ediyor?
M. G.: Gerçekten insanı anında içine alan bir dünyası var. Doctor Who, beni belki de hiç izlemediğim ve izlemeyi düşünmediğim bir türle tanıştırdı. Ağabeyim ve kuzenlerim diziyi izlerlerdi ve ben her seferinde “Benim için çok mu akıllıca?” diye sorardım (gülüyor.) Bilimi anlamazdım ve o nedenle bana göre olmadığını düşünürdüm. Fakat Doctor Who’nun bir parçası olunca aslında çoğu şeyin açıklandığını fark ettim. Diziyi izlerken çok fazla bilgi öğreniyorsunuz. Durup bu türe baktığımda geçmişte de bir şeyler öğrenebilirdim.
 
T. C.: Sadece gerçekten kaçış ve hayal kurma, değil mi? Sınırı olmayan bir hikayeye sahip. Herkes diğer tarafta, bizim dışımızda neler olduğunu merak eder. Doctor Who da bu tür alanları keşfediyor, “Ya…?” sorularının cevaplarını arıyor ve her şeyin mümkün olabileceğini gösteriyor.
 
Doctor Who setinde olmanın en eğlenceli ve de garip yanı nedir?
M. G.: En eğlenceli yanı kesinlikle Bradley Walsh ile çalışmak. Sanki BBC çok yetenekli bir aktörü ve komedyeni benim etrafımda dolanması ve deneyimimi neşeli kılmak için tutmuş gibi.
 
T. C.: TARDIS’te çekim yapmak çünkü gerçekte çalışmıyor! Çok sorunlu, gürültülü ve burada yapılan çekimler sonsuza kadar sürüyor (gülüyor.)



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER