Netflix- Türkiye ortak
yapımı ikinci dizi Atiye (The Gift) bugün 190 ülkede yayına giriyor. OG Medya
tarafından hazırlanan serinin ilk sezonu sekiz bölüm. Dizide Beren Saat, Mehmet
Günsür, Metin Akdülger, Melisa Şenolsun, Başak Köklükaya, Mesut Akusta ve Meral
Çetinkaya gibi güçlü isimler rol alıyor. Şengül Boydaş’ın Dünyanın Uyanışı adlo
eserinden esinlenerek televizyona uyarlanan Atiye’yi Ozan Açıktan(3 bölüm) ve
Gönenç Uyanık yönetti. Atiye’nin senaryosunu Jason (1 bölüm), Nuran Evren Şit
(3 bölüm), kaleme aldı.
Atiye yayına çıkmadan
haftalar önce üç bölüm izledik ve 16 Aralık’ta yani dünya prömiyerinden bir gün
önce Karaköy’de ikonik bir mekanda oyuncularla bir sabah kahvaltısında
buluştuk. Babasından darbelenmiş, onun yarım bıraktığı Göbeklitepe kazısını
tamamlamaya çalışırken geçmişin kirli karışık gizemliyle de uğraşmak zorunda
kalan arkeolog Erhan olarak hikayede arz-ı endam eden Mehmet Günsür ile sohbet
ettik.
● Hayırlı uğurlu olsun. Üç bölüm izledim geldim.
Ben de üç bölüm izledim.
● Atiye ikinci dijital projeniz.
Fi ve Atiye diyorsun. Bi
de kendi yaptığımız Kanaga var.
● Evet o da son olarak Asya Web’ten iki ödül aldı,
En İyi Production Design ve En İyi
Oyuncu ödülü aldınız. Tebrik ederim..
Teşekkür ederim..
● Atiye’de yer almaya nasıl karar verdin?
Menajerim vasıtasıyla
geldi ama çekimlerden çok kısa bir süre önce geldi aslında. Tamam dedim ve iki
hafta sonra sette kameranın önündeydim. O yüzden hızlı bir süreç oldu. Bir anda
kendimi sette buldum. Öncelikle hikaye ilgimi çekti. Zaten Kanaga’dan da
bilirsin belki arkeoloji ve kadim bilgiler sevdiğim bir alan. Netflix gibi bir
platformda Göbeklitepe’nin de tüm dünyaya duyurulacak olması tabii hoş şeyler.
Bir de tabii ki macera seviyoruz, Indiana Jones seviyoruz.. Bunların hepsi bir
araya gelince tatlı bir kombinasyon oluştu ve teklifi kabul ettim.
● Bizim Free Tv işlerinde olduğu gibi iki bölüm
senaryo ve genel hikaye mi gönderdiler yoksa paket halinde her şeyi bilerek mi
girdiniz?
Nerdeyse paket halinde
hazırdı diyelim ilk sezon..
● Ozan Açıktan’la daha önce çalışmış mıydın?
Ozan’la reklam çekmiştik
ama onu saymıyorum, dramada daha önce çalışmadık. İki projede bir araya gelmek
üzereydik fakat sonra olmadı. Biri “Silsile” diğeri de son çektiği filmi. Bir
türlü denk getirip çalışamamıştık. İkimiz için de güzel keşifler oldu birbirimizle
ilgili.. Keyifli bir set süreci geçirdik..
● Beren Saat ile de galiba daha önce hiç
çalışmadın
Hiç çalışmadım.
Tanışıklığımız da pek yoktu önceden. O yüzden yeni heyecanlardı. Metin
Akdülger’le de daha önce hiç çalışmadım. Aslında bu bağlamda da çok heyecanlı
bir çalışma ortamı oldu benim için. Meral Abla (Çetinkaya) ile bir tek
çalışmıştım o da yıllar önce. Tomris Giritlioğlu’nun çektiği Suyun Öte Yanı
isimli dizide.
● Spoiler vermek istemem ama birlikte sahneniz var
mı?
Evet var..
● Erhan’dan bahseder misin biraz?
Erhan...
● Erhan kafadan tatlı adam bir kere.. Tabii önemli
olan Allah iyi insanlarla karşılaştırsın (gülüyoruz)
İnşallah.. Erhan aslında
üniversitede bir öğretim görevlisi ama daha çok aksiyonda yani kazı alanında bulunuyor.
Göbeklitepe’de kazı yapan ekibin başında ve her gün yeni şeyler buluyor. Babası
ölmüş. O da eski bir arkeolog Erhan da onun izinden gidiyor. Baba ve
Göbeklitepe onun yumuşak karnı aslında, bir sürü sır var hatta babası da bu
sırlar sarmalının içinde gibi..
● Acaba Erhan ile Atiye aşk yaşayacaklar mı
konusunda ilk üç bölümde pek ipucu alamadım..
Bakalım.. Pek alışık
olduğumuz tür bir aşk değil galiba onların yaşayacağı.. Bir yakınlaşma olacak
tabii sonuçta birlikte bir maceraya çıkıyorlar ama çok klsik anlamda bir aşk
değil sizi bekleyen..
● İlk üç bölümde çengelleri görmeyince öyle uzun
uzun bakışmalı, kucaklara düşmeli bi akış da yoktu, tabii bir soap opera
seyircisi olarak “burda başka türlü bir şey var” dedim doğal olarak. Siz
ikinci sezonu da çekip bitirdiniz değil mi?
Evet, iki de bitti.
● O zaman her şeyi biliyorsunuz şu anda..
Güzelmiş. Pekiyi, üç olur mu, üç?
Bakalım.. İlk iki sezonun
gidişatına göre belli olmaya başlayacak.
● Hayırlısı. Bu arada 27 Aralık çok güzel bir
tarih. Özellikle Netflix planlamasında özel ve kıymetli bir tarih olduğu
söyleniyor. Daha önce de çok güvendikleri işleri bu haftaya denk getirmişlerdi.
Gurur duydum açıkçası
Evet çünkü o esnada İslam
dünyası hariç geri kalanlar Noel yorgunluğunu atıyor o hafta ve herkes evinde
oturup dizi izliyor. Tam o ana denk geldi. Mükemmel tarih gerçekten de..
● Çalışma disipliniyle ilgili de bir şeyler sormak istiyorum. Gerçi sen
alışkınsın uluslararası projelerde çalıştın.
Evet çalıştım. Normal
aslında bu. İşin normali bu yani aslında. Çok büyük bir kontrol mekanizması
var. Sette hangi sahnenin çekimi biterse Los Angeles’taki Netflix ofisinde saat
kaçta o sahnenin bittiğini hangi sahneye real time geçtiğimizi görebiliyorlar,
günlük çekilen her şeyi izleyebiliyorlar.
● Türk televizyonlarına bir proje yapmayacaksın
galiba değil mi?
Yani “asla asla deme”
derler biliyorsun ama, şu anki durumda üç çocuk büyütüyorum. Biraz zor gibi
görünüyor. Aynı nedenle tiyatro da yapamıyorum. Burada uzun süre kalmamı
gerektirecek işler yapmam biraz zor görünüyor.
● Atiye çekimleri esnasında ne yaptın?
Toplamda 10 günde bir
muhakkak gidip iki-üç gün onlarla oldum aksi halde zor..
● Klasik soruma gelelim. “Haydi Mehmet, Erhan için
sen de bir sahne yaz” deseler, ne yazardın? Ne eklemek isterdin?
Bu sadece Erhan için
değil aslında bendeki mesleki deformasyon diyelim. Private Moment yani özel
anlar dediğimiz şey vardır. Aslında teknik açılımı şu yalnız olduğunda yaptığın
ve odaya biri girdiğinde yapmayı kestiğin bir şey. O yüzden her karakteri
çalışırken bu anları da çok düşünürüm. Bunları çok az görebiliyorum izlediğim
işlerde. Hep böyle bi “private moment” takıntım var. Erhan için de böyle bir an
yazardım.
● Ne sence Erhan’ın Private Moment’ı?
Ailevi bir travması olduğu
için onunla ilgili bir durum olabilir Erhan’da. Çok fazla dışarıya göstermiyor
ama içinde o travmayı büyük yaşıyor. Onun merkezinde olduğu bir şey olmalı diye
düşünüyorum. Belki yalnız kaldığı bir anda ağlama patlaması yaşayabilir. Babasıyla
ilgili bazı konular önüne geldiğinde bastırdığı duyguları da yeniden yeşeriyor.
● Hakan Muhafız çok şahane etkiler yarattı. Özellikle LatAm’da çok güzel
ses getirdi her ne kadar Netflix bu tip bilgileri paylaşmasa da kulağımız delik
çok şükür. Atiye’den de benzer bir performans bekliyorum açıkçası..
Şili, Arjantin, Güney
Amerika daha şimdiden hareketlenmiş durumda sosyal medyadan her gün yüzlerce
mesaj geliyor.
● Çok teşekkür ederim zaman ayırdığın için. Son olarak “Rana keşke şunu
sorsaydın” diyeceğin bir şey var mı?
Nasıl buldun üç bölümü?
Kaydı kapatınca söyleyeyim fikrimi.. (Gülüyoruz)