RaniniTV Ekspres: 15 Soruda Elçin Afacan

RaniniTV Ekspres: 15 Soruda Elçin Afacan
En son Fox'ta 'Bir Aile Hikayesi' dizisinde rol alan Elçin Afacan, 22 Ocak 1991 yılında İstanbul'da doğdu. Oyunculuk eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nda alan Afacan, 2016 yılında 'Görevimiz Komedi' adındaki yarışmadan sonra, 2016 yılında 'İçerde' dizisi ile ilk kez kameralar karşısına geçti. 2017 yılında başrollerinde Murat Ünalmış, Tuvana Türkay ve Ayşe Çiğdem Batur’un rol aldığı 'Deli Gönül' dizisinde rol aldı. Fox Tv'de yayınlanan 'Bir Aile Hikayesi'nin başrol karakterlerinden Beste'ye hayat veren Elçin Afacan bu rol için 20 kilo aldı.



1-Son projenizde canlandırdığınız karakteri özetleyecek beş anahtar kelime? 
Sevgi dolu, özgüvensiz, ailesine bağlı, komik, kilolu.

2-Canlandırdığınız karakterin tek bir özelliğine sahip olacaksınız; hangisini seçerdiniz?
Benim için de ailem çok önemli o yüzden Beste'nin ailesine duyduğu sevgiyi ve sonsuz bağlılık durumunu seçerdim. Beste ailesine karşı korumacı ve onları hiç bir zaman yalnız bırakmayan biriydi. Ben de bu özelliği satın almak isteyebilirdim. Her ne olursa olsun, koşul ne olursa olsun, ailemle yan yana olmak ve onları öncelik listemin başına koymak. Çünkü herkes ve her şey gittiğinde veya bittiğinde geride kalan ve hatalarınızla doğrularınızla sizi kabul etmeye şartsız hazır olan kişiler onlar. 

3- Oynadığınız diziyi, filmi veya tiyatro oyununu bir yemek, canlandırdığınız karakteri de malzemelerden biri olarak düşünecek olursanız; projeyi hangi yemeğe benzetirsiniz ve karakteriniz olmasa hangi malzeme eksik olurdu?
Terbiyeli tavuk suyu çorbası geldi aklıma. Hasta olduğumuzda annemizin yaptığı evde ve güvende olduğumuz hissini veren bir yemek. Tam bizim diziyi anlatıyor aslında. Beste'yi de tavuk parçaları olarak düşünürdüm. Ama asla yalnız değil. Yani Berk, Beste ve Mahur aynı tavuğun parçaları olarak o çorbada olurlardı. Çünkü Beste için kardeşlerinden ayrı bir malzeme olmak pek uygun olmazdı. Çünkü bu üçlü çok güçlü.

4- İlk audition’ınızı hatırlıyor musunuz; nasıl geçmişti?
Hatırlıyorum tabii ki. Çok eğlenceliydi. Hatta oynadığım sahne çok duygusal olmasına rağmen fazlasıyla güldüğümü hatırlıyorum. Dizimiz uyarlama olduğu için ilk auditionda orjinalinden bir sahneyi ingilizceden çevrilmiş olarak oynamıştım. Doğalında bizim Türkçe cümle kalıplarına benzemeyen cümleler kullanıyordum. Bu da baya bir gülmemize sebep olmuştu. 

5- Bugüne kadar oynarken yaptığınız en komik hata nedir?
Beste’nin zayıflamak için kampa gittiği bir sahne vardı orada bir çocuk, kampın sahibi olan Beste’ye asılıyor ve Beste de ona ağzının payını vermeye bir gece odasına gidiyordu. Tam ağzının payını vereceğim Erdem çıkıp olaya müdahale ediyor. 

Bunların ikisi birbirine girdiği anda ben araya girerek ve çocuğa dönüp ‘Daha fazla uzatma eğer devam edersen seni şikayet ederim’ gibi bir şeyler söylemem lazım. Fakat saat o kadar geç ve ben o kadar yorgunum ki asla bu cümleyi söyleyemedim. Çok tekrar alındı alındıkça saçmalamaya devam ettim asla saçmalamayı durduramadım. Ve neticede sahne bittiğinde rol arkadaşım döndü ve gülerek ‘‘Bir ara ‘bak bu çocuğun üstüne fazla gidiyorsunuz sizi polise şikayet ederim’ bile dedin’’ dedi. Ve ben sahne bittikten sonra doğru olan cümleyi kurabilmiştim. 

6- Şu an/son olarak oynadığınız dizide, filmde veya tiyatro oyununda sizin ya da başka bir karakterin söylediği, en sevdiğiniz replik nedir? 
Benim karakterimin söylediği en sevdiğim replik ‘Bunlar şişman tavsiyesi değil. Tavsiye bile değiller. Senin yaşamamdan korktuğum, kendi pişmanlıklarım.’ ve ‘Canım kardeşim seni çok seviyorum.’ 

7- Bir bölümlüğüne/sahneliğine oynadığınız herhangi bir işteki karakterinizi ekipten başkası canlandıracak. Kimi o rolde görmek isterdiniz? Aynı şekilde siz de başka bir karakteri oynayacaksınız. Hangisini seçerdiniz? (Yaş, cinsiyet vb. etmenleri düşünmeden)
Olgun’u Beste karakterinde görmeyi isterdim. Nasıl olurdu merak ediyorum. Ben de Cem karakterini seçerdim sanırım. Çok keyifli bir rol bence. 

8-Ergenliğinize döndük; sevdiğiniz bir ünlünün fotoğrafını tişörte bastıracaksınız. Bu kim olurdu? (Yerli/yabancı fark etmez.)
Sanırım Gerard Butler olurdu. Fazlasıyla hayranlık duyuyordum o zamanlar. 

9-Karşınızda zaman makinesi var; hangi dönemde, hangi şehre ışınlanmak isterdiniz?
80’lerin sonlarında Londra’ya gitmek isterdim. 

10-Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız nedir?
Hayatımda ki en büyük çılgınlık Elçin rolü için 20 kilo almaktı ve bu en uzun ve sonucu en güzel olan çılgınlığım oldu sanırım. 

11-Hangi dizileri takip ediyorsunuz ve onları izlerken yanında yemesem olmaz dediğiniz abur cuburlar neler?
The Handmaid’s Tale, Atypical şu aralar favorilerim. Benim abur cuburla pek aram yoktur. Film izlerken de öyle aradığım bir şey değildir. Ama dondurmaya hayır diyemem sanırım. 

12-Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksınız; öğlen bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksiniz. Hangilerini seçerdiniz?
Güne Küçük Prens’in dünyasında başlayıp, öğlen Sex and The City ve akşamı da Matrix filminde geçirmek isterdim. 

13-Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları nelerdir?
Oyunculuğun en çekilir yanı benim için,  sürekli farkındalık makinesini açık tutmak diyebilirim. Etrafta n'oluyor, insanlar nasıl tepkiler veriyorlar, nasıl kokuyor, nasıl duruyor, nasıl bakıyor, neye benziyor, hangi duyguda vb. Tüm bunlarda empati duygusunu, bakış açısını davranış biçimlerini etkiliyor. Bence çekilir olması için çok sebep var, gelişmek evrimleşmek gibi. Çekilmez yanı şu an benim için yok diyebilirim. Ya da henüz keşfetmedim. 

14-Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm... Hadi, bunların yanına bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram ekleyin.
Vicdanizm’i eklemek isterdim ben. Çünkü gerçekten vicdana çok ihtiyacımız var. Birçok anlamda ve alanda. 

15-Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir soru rica etsem…
Tarihte bir başyapıt olacak olsaydınız hangisi olmak isterdiniz. İnsanlara ne anlatmak isterdiniz?



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER