“Vedaları sevmem” deyip klişeyle başlangıç yaparsam
herhalde son noktayı direkt ilk cümleden koyup tabanları yağlayabilirim. Fakat
söz konusu özellikle ilk sezonunda hiçbir bölümünü kaçırmadan izlediğim Vatanım Sensin ise bugün bence sadece
benim değil, herkesin klişe yapmaya hakkı var kanımca. Diziyi izleyen pek çok
kişi gibi Yıldız’ın (Pınar Deniz) deli fişek ruhuna kah sinirlendim kah hak
verdim, HiLeon (Miray Daner ve Boran Kuzum) ile aşkın hiçbir etiket taşıyamayacağının
ekrandaki en güzel ve unutulmaz yansımasını gördüm, Yakup (Fatih Artman,
oyunculuğuna bir kez daha hayran kaldım) ile amaca ulaşmaya kararlıysan
“imkansız” diye bir şey olmadığının üstünden geçtim, Azize (Bergüzar Korel) ile
fedakar olmanın “saflık” ile eşdeğer olmadığını, hayatın en güzel erdemlerinden
biri olduğunu gördüm, Cevdet (Halit Ergenç) ile de mücadelenin nasıl eşsiz bir
eylem olduğunu yeniden fark ettim. Vatanım
Sensin sayesinde ve de RaniniTV aracılığıyla bu hikayenin anlatıcılarından
Kubilay Aka, Miray Daner, Boran Kuzum, Pınar Deniz, Berker Güven ve Devrim
Özkan ile yollarımız kesişti ve de her birine “iyi ki” dedim. Finalden bir gün
önce bu listeye bir isim daha eklendi: Ali Hikmet Kürekçi. Aslında hazır Ali
ile bir araya gelmişken Osman’ı yalnız bırakmayıp yanında Lütfü (Ahmet Uğur
Say) ve Arnavut Cezmi’yi (Erman Bacak) de bu röportaja dahil etmek isterdik. Vatanım Sensin’in en sessiz gözüken ama
en renkli üç karakterine hayat verdiler iki sezon boyunca; umarız Ahmet Uğur
Say ve de Erman Bacak ile başka projelerinde yollarımız kesişir.
Ali Hikmet Kürekçi, bugün ekran başındaki pek çok
izleyici gibi Vatanım Sensin’e veda
edecek ama asıl onun vedası Osman ile olacak. Bir oyuncu için özellikle uzun
süre ruhundan bir parçayı ona teslim ettiği karakterinden ayrılmanın ne kadar
güç olduğunu gözlemleme şansım olduğu için bugün tüm ekibin nasıl zorlanacağını
az çok tahmin edebiliyorum. Ali’nin affına sığınarak burada ufak bir veda
yazısı yazmış gibi oldum ama “Televizyona iş yapmak suya yazı yazmak gibi”
başlığının dışına çıktınız Vatanım Sensin
ekibi; bunun için bir izleyici olarak sonsuz teşekkür ederim; gönlünüze,
ruhunuza bereket.
Konudan daha da sapıp yolu kaybetmeden işin sorgu
kısmına geçersek iki sezondur Osman’a hayat veren Ali Hikmet Kürekçi’yi bu
röportaj ile biraz daha yakından tanıyacağınız aşikar. Gelecek sezon hem
tiyatro sahnesinde hem de yine ekranda (bu noktada kendisinin “aksiyon” totemi
yaptığını hayal edebiliyorum) göreceğimiz de aşikar diyebiliriz (Gözlerinde o
heyecan ve “Olacak bunlar, nokta” bakışı olduğu sürece her şey gerçekleşir.
Test ettik, onayladık.) Bununla birlikte çekim günü Tilki Yapım Stüdyo’dan
ayrılırken güzel enerjisinden bir parça zipleyip stüdyoya bıraktığı için de
teşekkür ederiz. ^^
1- Canlandırdığınız karakteri özetleyecek beş
anahtar kelime. Vatanım Sensin dizisinde
canlandırdığım Osman karakterini vatanperver, yoldaş, cesur, naif ve lakabı da
olan dümbelek kelimeleriyle özetlerim.
2- Canlandırdığınız
karakterin tek bir özelliğine sahip olacaksınız; hangisini
seçerdiniz?Şu an çekimleri devam eden
Yeniden
Leyla filminde canlandırdığım Oğuz karakterinin umursamaz tavrına ve
tarzına sahip olmak isterim.
3- Oynadığınız diziyi / filmi veya tiyatro
oyununu bir yemek, canlandırdığınız karakteri de malzemelerden biri olarak
düşünecek olursanız; diziyi, filmi ya da tiyatro oyununu hangi yemeğe
benzetirsiniz ve karakteriniz olmasa hangi malzeme eksik olurdu? Bence
Vatanım Sensin lezzetli ve sağlıklı
bir ege salatası olurdu. Karakterim Osman ise bu salatada yerini zeytinyağı
olarak alır. Hem hafif hem de saf… Salata zeytinyağsız olur mu hocam?
(gülüyor.)
4- İlk audition’ınızı hatırlıyor musunuz;
nasıl geçmişti? Nasıl unuturum? Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde üçüncü sınıfa geçmeye hak
kazandığımın haftasıydı.
Ertuğrul 1980
adlı filmde güvertede Lostromo’yu canlandırmak için hazırlandım. Bir önceki
gece erkenden yastığa kafamı koydum. Uykuya dalmadan önce hatırladığım tek şey
sabah ezanıydı. Hayal ve heyecan uyutmadı (gülüyor.) Görüşmeye girdiğimde
ceylan gibi ürkektim. “Bitti mi?” diye sorunca şaşırıp güldüler. “Başka ne
yapmak istersin?” sorusu gelince bir de şarkı söyledim. Çok eğlenmiştim. Sonra
Lostromo üniforması için kostüm provasına gittim.
5- Bugüne kadar sette yaptığınız en komik hata
nedir? Vatanım Sensin’in
ikinci sezonunda, çekim esnasında “Dar’ül Mesai’deki kadınlardan yardım
isteyelim” demem gerekirken, “Darülbedayi” demiş bulundum (gülüyor.)
6- Şu an / son olarak oynadığınız dizide, filmde
veya tiyatro oyununda sizin ya da başka bir karakterin söylediği, en
sevdiğiniz replik nedir? Onur Saylak’ın canlandırdığı Miralay Tevfik karakterinin tehlikeli bir
mekandan tam kurtulmak üzereyken dönüp ciddiyetle unuttuğu silahını “Yalnız o
silah zimmetli” deyip almasını hiç unutamam.
7- Bir bölümlüğüne / sahneliğine Osman’ı
ekipten başkası canlandıracak. Kimi o rolde görmek isterdiniz? Aynı
şekilde siz de başka bir karakteri oynayacaksınız. Hangisini seçerdiniz?
(Yaş, cinsiyet vb. etmenleri düşünmeden.) Vatanım Sensin’de
Osman karakterini Levent Can’ın canlandırmasını düşünmek isterim. Levent Abi
çok neşeli ve eğlenceli bir oyuncu, zengin bir altyapıya sahip; onun role
yaklaşımını seviyorum. Osman’a nasıl yaklaşırdı diye düşünüyorum ve bu düşünce
beni gülümsetiyor. Bense geçtiğimiz sezon bizimle olan büyük usta Can
Kolukısa’nın oynadığı Hristo karakterine hayat vermek isterdim. Dili kesilmiş
yaşlı bir adamı oynamak çok eğlenceli olur. Üstelik bu adam eski bir korsan.
Çok deneysel ve fiziksel bir performans. Harika! Üstelik bu yaşımda (26)
oynamak isterim (gülüyor.)
8- Ergenliğinize döndük; sevdiğiniz bir
ünlünün fotoğrafını tişörte bastıracaksınız. Bu kim olurdu? (Yerli /
yabancı fark etmez.) Fırtınasıyla, sakin oluşuyla, sevgisiyle, bertaraf etmesiyle kariyerindeki
başarısıyla ve eşsiz müziğiyle; Hayko Cepkin!
9- Karşınızda zaman makinesi var; hangi
dönemde, hangi şehre ışınlanmak isterdiniz? Çok uzaklara gitmeden 2005 yılına, ilk aşık olduğum ergenliğime giderdim.
Sürekli “tekrar” tuşuna basardım. Aşık olmak güzel şey.
10- Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız
nedir? Kadıköy Süreyya Opera Binası’nın yanında arkadaşımla (Sinan) ilk sokak
tiyatromuzu yapıyoruz. Arkadaşım sanatçıyı, ben zabıtayı canlandırıyorum. Rolüm
gereği, ona sokakta müzik yapmaması üzerine uyarılarda bulunuyorum. Sivri bir
dille eleştiri yapıyoruz. Eleştirimiz sisteme, en çok da sistemin adamı
zabıtaya! Karşı kaldırımdan zabıtaların geçtiğini gördüm. O an içimden “Şimdi
bittik” dedim. Lakin izlemeye tenezzül etmediklerinden bir zararla sonuçlanmadı.
Kazandığımız parayla pizza yemeye gittik biz de (gülüyor.)
11- Hangi dizileri takip ediyorsunuz ve onları
izlerken yanında yemesem olmaz dediğiniz abur cuburlar neler? Şimdi tekrar
Breaking Bad izlemeye
başladım. Bunun dışında zaman buldukça
House of Cards’ı tekrar gözden
geçiriyorum. Abur cubur menümde genelde baharatlı patlamış mısır olur.
12- Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksınız;
öğlen bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksiniz.
Hangilerini seçerdiniz? Güne
Suç ve Ceza romanından
Rodion Romanoviç Raskolnikov’un en yakın arkadaşı Razumuhin olarak başlarım
(gülüyor.) Öğlen arkadaşlarımla olmak isterim;
Friends. Günün geri kalan kısmında bilmecelerle suçlu peşinde;
Se7en (gülüyor.)
13- Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları
neler? Kopya çekmek istiyorum. Çünkü bu cümleyi çok seviyorum. Canım hocam Aliye
Uzunatağan derste şöyle demişti: “Bu mesleğin en güzel yanı yalnızlıktır. En
kötü yanı ise yalnızlıktır.”
14- Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm...
Hadi, bunların yanına bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram
ekleyin. “Tu-kakaizm” demek istiyoruz. Biz toplum olarak önyargılara sahibiz.
Tanımadan, öğrenmeden çok “tu-kaka!” deriz. Artık bu ortak düşüncenin bir adı
olsun (gülüyor.)
15- Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir
soru rica etsem...Sen
büyük bir yeteneksin ve haberin yok. Nerede, hangi anda ve kim tarafından
keşfedilmek isterdin?
RaniniTV Ekspres 15 Soruda bölümünün
önceki konuğu Mehmet Korhan Fırat’ın sorusu:Soruları beğendin mi?Çok beğendim
ve keyifle cevapladım.
Röportaj: Cansu Uras
Fotoğraflar: Alper Kemal Özkorkmaz