‘Hayat Şarkısı’,
ilk bölümünden itibaren Total’de ilk üçte yer alıyorsa o delici mavi gözler ile
şaşkın yakışıklı çocuğun etkisi büyüktür. ‘’Onu ilk ben gördüm, ben evlenicem’’
diye ayak direten, 6 yaşında bir kız çocuğu gördünüz mü hiç? İşte, 2.5 yaşından
beri oyunculuk yapan Sibel Melek Arat, bu hırçın, vahşi yaşamın içinden kopup
gelmiş ve aynı bünyeye türlü oyunculuklar sığdıran güzeller güzeli kıza can
veriyor. Karşısında ise yedi yıldır sinema ve televizyon dünyasında olan
yakışıklı ve sakin mizaçlı Taha Yusuf Tan var. Onlar Küçük Hülya ile Küçük Kerim;
yani bugün, 23 Nisan’da RaniniTv’yi ele geçiren minik devler.
23 Nisan’dan bir
hafta önce gerçekleştirdiğimiz çekime ilk Sibel geldi. Ekrandaki o fırlama
kızın aksine oldukça sakin, kibar ve çekingen. Meyve suyu teklifimi bile ilk
başta reddetti. Fakat meyve suyu ile ikram ettiğim Kinder Pingui ile kalbini
çaldım ve başladık konuşmaya. Bugüne kadar iki röportaj vermesine rağmen çok
heyecanlıydı. Soruları sormaya başladığım an tek bir saniye bile teklemedi ve
aralarda oyunculuğunu bile konuşturdu. O an zaten yeteneğinin Allah vergisi
olduğunu yeniden gördüm. Kerim’e hayranlıkla bakan küçük kız, Küçük Kerim’i
canlandıran Taha gelince sözü ona bırakıyor. Taha, tahmin edildiği gibi
Sibel’den daha çekingen. Ancak söz konusu en zorlandığı veya sevdiği sahneler
olduğunda tabiri caizse açıldı. Tabii aralarda Sibel’in de eklemeleri Taha’yı
rahatlattı. Günün sonunda RaniniTV’ye özel renkli kareler ve oldukça keyifli
bir röportaj çıkarken ben de 5 veya 11 yaşındaki bir çocuğa ‘’Bunu biliyor
musun?’’ sorusunu yöneltmenin ne kadar yanlış olduğunu öğrenip deneyimle
sabitledim. Şimdi söz Sibel ile Taha’nın!
Konuk editörlerimiz 23 Nisan yayın akışımızı belirlediler
SİBEL MELEK ARAT: ‘’KEDİ OKULU KURMAK İSTİYORUM’’
● İstersen direk ‘Hayat Şarkısı’ndan başlayalım.
Nasıl gidiyor çekimler?
Güzel gidiyor.
Hafta sonları gidiyoruz; genellikle haftada veya 15 günde bir kere set oluyor.
Fakat bazen çok çekim olduğunda bir gün önce otele gidip orada dinleniyorum.
Ben yorulmayayım diye böyle yapıyorlar. Ertesi gün de sete gidiyorum.
● Eğleniyor musun peki? Mesela seni en çok güldüren
sahne hangisiydi?
Ben daha çok
hayvanlı sahnelerde eğleniyorum. Eskiden yılan beslemiştim. Sette bir gün de
bir örümcek bulmuştuk üstü tüylenmiş. Meğerse onlar tüy değilmiş, üzerinde 100
tane yavru varmış.
● Korkmuyor musun onlardan?
Yoo... Çok
tatlılar. Elime alabiliyorum. Yazlıktayken kedim bir gece fare yakalamıştı. Çok
sevimliydi, ben de elime almak istedim.
● Evde hayvan besliyor musun?
Kedim var; adı
Miniş. İki tane hamsterım vardı, biri öldü. Eskiden de balık, civciv,
bıldırcın, solucan, örümcek ve yılan bakmıştık. Tabii genelde annem ilgileniyor
onlarla (gülüyor). Bir de ben buradan seslenmek istiyorum. ‘’Kediler
evcilleştirilemez’’ diyorlar ama mesela biz sofrada yemek yerken ‘’Miniş gel
kızım, mama vereceğim’’ diyorum. O da geliyor. Ama ona ‘’gelsene gelsene’’
dediğinizde anlamaz. Sevgiyle yaklaşmanız gerekiyor.
● Peki, ‘Hayat Şarkısı’na geri dönelim. Yönetmeniniz
Cem Karcı; onunla çalışmak nasıl sence?
İyi bir yönetmen.
Fakat bizim çekimlerimiz genelde Benal Abla’yla (Memişeviç) oluyor.
● Benal Abla’yla bir videonuz var geçen günlerde
paylaştığı. Yönetmen koltuğunda ‘’Çuuuv çuuv’’ deyip direktifler
veriyorsun.
Evet, çok
eğlenceli değil mi? Kendi kendime böyle konuşuyordum sette. Benal Abla da
‘’Hadi videoya alalım’’ dedi. Bana kulaklığını takıp videoya çekti. Set
aralarında seviyorum böyle şeyleri. Bir keresinde de hindi kovalamıştım. Ayrıca
çimenlerde yuvarlanıp köydeki tavukları besliyoruz set arasında.
● Burcu Biricik ile aran nasıl?
Tatlı bir hanım.
Sesi hoş, güzel biri. Aramız iyi. Sohbet ediyor, setten konuşuyoruz.
Birbirimizin sahneleriyle ilgili yorumlar yapıyoruz.
● Dürüst ol; Burcu Biricik mi daha güzel, sen mi?
Ben hiç
ayrımcılık yapmam böyle (gülüyor).
● Bence sen daha güzelsin. Bir kere senin upuzun
saçların var.
Onun saçlarını
galiba dizi için kestirmişlerdi. Hatta benimkini de biraz kesmek istediler ama
ben istemedim.
● Kuralların var mıdır böyle?
Evet. Saç
kestirmem mesela. Doğduğumdan beri uzatıyorum. Bir de elbiseler giyseydim daha
güzel olurdu. Ama dizide fakirim o yüzden öyle değişik giyiniyorum.
● Çekimlere nasıl hazırlanıyorsun?
Oyuncu koçumuzla
çalışıyorum. O bizi ‘’yavaş söyle, hızlı söyle, orta söyle’’ şeklinde
yönlendiriyor ve sözlerimizi daha eğlenceli hale getiriyor.
● Zorlandığın bir sahne oldu mu hiç?
Evet, baba
sahnesinde çok zorlanmıştım. ‘’Baba git sen, ben seni istemiyorum” dediği
sahne. Ben öyle demek istememiştim, o yüzden tekrar alındı.
● Peki, sende çok tekrar alınıyor mu?
Mesela sabah
çekilen bir sahne öğlene kadar sürüyor.
● Kendini izliyor musun?
Evet, izliyorum.
Hoşuma da gidiyor. Yapamadığım yerleri görünce, bir daha öyle bir sahnem olursa
daha iyi yapabileceğimi anlıyorum. Hatalarımı görüyorum ve bir sonraki sahnede
düzeltiyorum.
● Sette en çok kiminle eğleniyorsun?
Çocuk oyuncularla
eğleniyorum. Taha’yı kovalıyorum genelde (gülüyor). Büyüklerden de Burcu Abla
ve Birkan Abi’yle (Sokullu) eğleniyorum. Çok seviyorum ikisini. Genelde sohbet
ediyoruz onlarla. Burcu Ablamla ne konuşursak Birkan Abi’yle de aynısını
konuşuyoruz.
● Sahilde dördünüzün olduğu sahne çok güzeldi. Orada
ne güzel patates kızartması yiyorsun. En çok hangi yemekleri seviyorsun?
Patates
kızartmasını çok seviyorum. Ama en çok spagetti, bulgur tarzı şeylere
bayılıyorum. Abur cubur da çok seviyorum (gülüyor). Gizlice yiyorum arada.
● 2.5 yaşından beri oyunculuk yapıyorsun galiba,
değil mi?
Evet, 2.5 yaşında
reklam filmiyle başladım. ‘Hayat Şarkısı’ndan önce ‘Reaksiyon’ vardı. Ondan
önce de ‘Çalıkuşu’nda oynadım. ‘Reaksiyon’ çok güzeldi. Erdal Beşikçioğlu’nu
seviyorum. Ama orada Selen Abla (Soyder) ve İbrahim Abi’yle (Çelikkol) daha çok
sahnem vardı. İbrahim Abi, benim dizimi izliyormuş arada, çok seviyormuş. Bir
de ekleme yapmak istiyorum. Patates kızartması yediğim sahnede patatesi
mayoneze buladım çok güzel olsun diye fakat acı sosmuş o. Ağzım çok yanmıştı.
● Peki, sana senaryo geliyor; kendi kısmını
çalışıyorsun. Anlamadığın bir sözcük olduğunda soruyor musun?
Bazen oluyor ama
sormuyorum. Çünkü eğer o kötü bir sözse aklıma takılabilir ve oyunculuğumu
etkileyebilir.
● Diğer dizileri izliyor musun?
Evet. Bizim
sınıftakiler daha çok izliyor. Babamın dizisini seyredenler var. Benim dizimi
de izliyorlar. Babamın dizisi ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’; orada 15 bölüm
oynamıştı.
● Sosyal medyayı takip ediyor musun? Nasıl yorumlar
geliyor?
Hep aynı yorumlar
geliyor (gülüyor). Ağaç ve kuşlar çizip paylaşmıştım. Biri de ‘’yaprak
çizemiyorum’’ yazmış. Oyunculuğumla ilgili de hep iyi yorumlar yapılıyor.
● Peki, sence oyuncu olmak için nasıl özelliklere
sahip olman gerekiyor?
O işi severek
yapmalısın. Ben severek yapıyorum.
● Büyüyünce de oyunculuğa devam edecek misin?
Veteriner olmak
istiyorum. Bir de kendi işimi kuracağım: Kedi okulu. Büyük bir bina olacak,
yabani kedileri alıp onları iyileştirerek sahiplendireceğiz. Ya da sahibini çok
tırmalayan bir kediyi eğiteceğiz. Bu da severek yapacağım bir iş. Zaten ‘’ben
bu mesleği okudum’’ diye olmuyor bu işler. Severek yapacaksın.
Yazı devam ediyor...