Her şey hayatında
bambaşka ve çok değerli bir yere sahip olan Sezen Aksu’nun ‘Alacakaranlık’
dizisindeki Türkan karakteri için onu Uğur Yücel’e önermesiyle başladı. Müzik
tutkusu ağır bastığı için önce reddetse de sonra kendini bu dünyanın içinde
bulmuş. Tam 13 yıldır da bu dünyanın sakinlerinden. Tabii bu sırada müziği de
bırakmamış. Öyle ki röportaj için buluştuğumuz günden bir iki gün sonra B1 Live
sahnesinde vereceği mini konser için hangi şarkıları söyleyeceğini düşünüyordu.
Bu fırsattan yararlanarak ‘’Mehmet Güreli’nin ‘Kimse Bilmez’ini söyleseniz ne
güzel olur’’ deyince başladı şarkının minik bir bölümünü söylemeye. Atiye
Sokak’taki House Cafe’ye hakim olan kuru gürültü o an sıfırlandı sanki. Zaten
Eren’in güzelliğinden etkilenmemeniz mümkün değilken sesini duymanızla onu
hayranlıkla seyre dalıyorsunuz. İşte, o zaman anlıyorsunuz oyuncunun neden sıkı
sıkıya müziğe sarıldığını. Fakat kendisi o kadar naif ve tevazu sahibi ki
sorulara cevap verirken veya kendisiyle ilgili güzel bir yorum duyduğunda
yanakları al al oluyor.
Söz konusu
oyunculuk olduğunda 2003 yılında kanına giren bu meslekten kopamadığını dile
getiriyor. ‘Ihlamurlar Altında’, ‘Kavak Yelleri’, ‘Sultan’ ve ‘Medcezir’ gibi
iddialı yapımlarda rol alması ve ‘Rıza’ filmindeki rolüyle de Ankara
Uluslararası Film Festivali’nde ‘Seçici Kurul Özel Ödülü’ kazanması da bu
durumun nişanesi niteliğinde. Şimdiyse ‘Kördüğüm’ün en sessiz sakin karakterine,
köşkün hizmetlisi Gülümser’e hayat veriyor. Ancak o, bu durgunluğun yerini
yakın gelecekte açığa çıkan sırlara bırakacak gibi gözüktüğünü düşünüyor. O gün
gelene kadar isterseniz gelin Nurcan Eren’i biraz daha yakından tanıyın.
Kördüğüm'ün en sakini Gülümser...
●‘Kördüğüm’ün belki de en sakin karakterini
canlandırıyorsunuz. Ama sanki onun da gizli bir geçmişi var.
Evet, çok
iyi, melek gibi bir kadın. Fakat dediğiniz gibi sırları var, neredeyse her
konuda ketum davranıyor. Eminim deşildiğinde ondan da bir şeyler çıkacaktır.
Bir alt hikâyesi var ama açıklanmadığı için tutuyoruz onu. Şu an için tek
bildiğimiz çocuk yaşta köşke geldiği.
● Ömer Faruk Sorak’la karakterinizin gelişimi için
birebir çalışmanız oldu mu?
Ömer Faruk
Sorak çok güzel bir ekip toplamaya çalışmış ve başarmış da. Beyazperdedeki
filmleriyle de geniş, kemik bir kitleye sahip. Oyuncu kadrosunda deyim
yerindeyse hiç boş yok. En büyüğümüzden en küçüğümüze herkes fenomen. Hikâye de
çok sağlam. Durum böyle olunca yönetmenimiz hepimizi toplayıp birden fazla
okuma provası yaptırdı. Dizi başlamadan önce arada kaynaşma toplantıları oldu.
Birebir de tabii fikir alışverişinde bulunma fırsatına sahip olduk.
● ‘Kördüğüm’, dediğiniz gibi hem ekip hem de senaryo
açısından oldukça iddialı bir yapım. Peki, böyle projeler geldiğinde ilk
kriteriniz nedir?
Senaryo
oluyor. Oyuncuya göre karar vermem. Zaten ilk zamanlarda okuma provaları
yaparken birbirinizi görüyorsunuz. Daha profesyonel düşünmek demek istemiyorum
ama galiba işin oyuncu kadrosu tarafına bakmamanız gerekiyor. Bizim setimiz ise
çok keyifli. Eminim izleyiciler, röportajlarda böyle cevaplardan
sıkılmışlardır. Ancak beklemelerde bile boş durmadığımızı söyleyebilirim
(gülüyor). Her konu hakkında sohbet ediyoruz.
● Başrol oyuncuları Belçim Bilgin ile İbrahim
Çelikkol’u nasıl buluyorsunuz?
İlk okuma
provalarından itibaren tam bulunmuş diye düşündüm. Kimsenin aklında soru
işareti olmadı. Çok güzel bir çift oldular. Zaten daha önce ‘Sadece Sen’ filminde
de başrolleri paylaşmışlar. Her ikisiyle de ayrı ayrı sahnelerim oldu.
İbrahim’le daha fazla tabii. Belçim yakın zamanda daha yeni misafir geldi bize.
Birlikte çalışmak da gayet keyifli. Herkes işini yapıyor ve gülümseyerek
çalışıyor. Bizleri geçtim, en küçüğümüz gece gündüz demeden çalışıyor esas
(gülüyor). Hayranım ona, tam bir çılgın.
● İzleyici gözüyle ‘Kördüğüm’ü nasıl yorumlarsınız?
Oynadığım
dizileri izleyemiyordum. ‘Alacakaranlık’ta oynadığımda ona bakardım. Senaryo
itibariyle ‘Kördüğüm’ beni fena çarptı. Merak edip senaryoyu bir an önce
okuyorum. Diziyi de izliyorum hatta neredeyse tekrarlarını da seyretmeye
başlayacağım bu gidişle. Bir de sanat yönetimi açısından da çok şık bir
prodüksiyon. Ali Nejat karakterinin yaşadığı cam ev ile bizim köşk zaten
muazzam ve içindeki detaylar da çok iyi. Tüm mekân seçimleri çok başarılı
zaten.
● Peki, genel olarak hikâyeye baktığınızda sizi en
çok etkileyen unsur neydi?
Umut
karakteri beni çok etkilemişti. Gidişat nasıl olacak, nereye varacak çok merak
ediyorum. Sürekli çelişkili, gelgiti bol bir ruh hali var. Bazen çok yaralı
insanlar o hale gelirler. Bu nedenle Naz ile Umut’un ilişkisinde neler
yaşanacak heyecanla bekliyorum. Ben ise şimdilik sadece servis yapıp Ayşegül
karakteriyle uğraşıyorum (gülüyor). Şaka bir yana Ayşegül’ü oynayan Yelda Alp’i
çok seviyorum. Kardeşim gibi oldu. O kadar tatlı bir insan ki... Sürekli
uğraşıyorum onunla karavanda hazırlanırken. Oyuncağım oldu kızcağız.
● Ekran ve beyazperde maceranızdan önce hâlâ da devam
eden müzik maceranız var. Hatta Sezen Aksu vasıtasıyla başlamışsınız galiba.
Evet, bir
yandan da müzik devam ediyor hâlâ. Sezen Aksu ile Uğur Yücel konuşurken konu
bana gelmiş. Uğur Yücel’in başrolünde olduğu ‘Alacakaranlık’ dizisinde oynamamı
istemişlerdi. Tabii ben o dönem istememiştim hiç. Fakat 2003 yılında kendimi
‘Alacakaranlık’ dizisinde Türkan karakterini canlandırırken buldum. Elini verip
kolunu kaptırmak deyimi benim için geçerli galiba (gülüyor). O gün bugündür hem
televizyon hem de sinema projeleri devam ediyor. Bambaşka bir kapı açtı bana. ‘’İyi
ki’’ diyorum o yüzden. Müziği de çok besliyor.
● Dizilerde de müzisyen kimliğinizi gösterdikleriniz
oldu.
Evet, birkaç
tane böyle rol oldu. Sırf şarkıcıyı da oynadım ‘Ihlamurlar Altında’. ‘Yaprak
Dökümü’ gibi rol almadığım diziler için de şarkılar seslendirdim.
● Son zamanlarda da artık neredeyse her oyuncudan bir
şarkı duyuyoruz dizilerde. Siz kimi beğeniyorsunuz?
Serenay
Sarıkaya ve Çağatay Ulusoy’un seslerini çok beğenmiştim. Fakat ‘Medcezir’de
Serenay’ın kardeşini oynayan Miray Daner’i sesi de çok iyi. Tam bir müzikal
sesi ve mükemmel bir caz vokal. Çok beğenmiştim. Okulunu bitirir bitirmez
müzikal okumasını önerdim. Bana göre zaten oyuncunun müzikte de iyi olması
gerekiyor.
● Bu kadar müzikten bahsettik, yıllardır bu
sektördesiniz fakat galiba hiç albüm çıkarmadınız.
Evet,
olmadı. Bugüne kadar galiba zamanı gelmemiş (gülüyor). Ama şimdi bir albüm
üzerinde çalışıyoruz ve bitmek üzere. Henüz kesin bir tarih veremiyorum ama
büyük ihtimalle mayıs ayı gibi çıkacak. Açıkçası şu ana kadar albüm neden
olmadı bilmiyorum. Bunun cevabını kendime de veremiyorum. Daha önce bir şeyler
yaptım ama beğenmedim hep. Kendi bestelerimi mi tamamlayayım, yoksa beste mi
alayım diye düşünürken bir anda şimdi bir albüm hazırlığına girdim. Oldu oldu,
olmadı çay demleriz artık (gülüyor).
● Oyunculuk mu sizi daha çok tatmin ediyor,
yoksa müzik mi?
Tartışmasız
müzik. Oyunculuk da besliyor ama müzikle yarışamaz. Eğer ikisini bir arada
değerlendirebileceğim; müzikal veya kabare tarzı bir proje olursa o zaman
harika olur. Türkiye’de zaten bu tür işler artsın. O kadar çok kabiliyetli
kişiler var ki ve maalesef kimse bu isimler çok farkında değil. Devasa sesler
geliyor. Hepsi güzel, hepsi yetenekli. Önemli olan bu sesleri, oyunculukları,
yetenekleri değerlendirecek alanları artırmak.
● Sezen Aksu’nun sizin için bu alanı yaratan
isimlerin başında geldiğini söyleyebiliriz galiba.
Evet,
diyebiliriz. Çünkü o halihazırda benim içinde var olan yeteneği daha iyi ve
kapsamlı gösterebilmemi sağladı. Normalde özelde yaptığımız şeyler Sezen
Aksu’yu güldürmek içindi. Derken bunlar gitgide büyüdü. Aslında Sezen Aksu,
içimde olan bir şeyi dışa vurmamı sağladı. Sezen Aksu benim için bir fanusta ve
benim oradaki görevim onu orada korumak. O çok özel biri, hatta fazla özel.
Onun korumam gereken bir varlık olduğunu düşünüyorum. O gülmüyorsa güldürmeye,
gülüyorsa daha da güldürmeye çalışırız.
● Hem sosyal medya ve internet hem de Sofar Sounds
aracılığıyla pek çok yeni müzisyen keşfediyoruz. Son zamanlarda sizin
beğendiğiniz isimler kimler?
Rock
gruplarını çok beğeniyorum. Son zamanlarda ise favorim Kalben. Hem sesi hem de
şarkı sözleri mükemmel. Kimse farkında değilken keşfetmiştik onu.
● Oyunculukta çok sessiz sakin ilerliyorsunuz.
Hayalleriniz, hedefleriniz var mı?
Güzel bir
sinema projesi isterim. Bugüne kadar iki filmim oldu. Hatta Şenay Gürler, Hakan
Karahan, İnanç Konukçu ve Cemre Ebuzziya ile birlikte rol aldığımız son
filmimiz ‘Kasap Havası’, Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde gösterildi.
Yakın zamanda bir komedi filmi daha olacak. Ayrıca Ferzan Özpetek ve Fatih
Akın’la çalışmayı çok isterim.
Yasal Uyarı: Bu sitede yayınlanan içerikler 5846 numaralı yasa telif hakları korunmaktadır. www.ranini.tv'den yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz.