Şiddetin ne hoş, ne güzel şefkatin.
Sefer ve Sema çift olduktan sonraki ilk tartışmalarını yaşadılar, hayırlı olsun. Sema unutkanlıklarının artık ayyuka çıktığını fark edince bir vikipedi’ye olsun başvurayım bari dedi. Sefer’i dinleyip doktora gitse en iyisi ama işte insan kendine konduramıyor böyle şeyleri. Sefer-Sema ilişkisinde ufukta büyük trajedi var demiştim 25. bölümden sonra. İnşallah bu hastalık hikayesi Yeşilçam klişesine bağlanmaz da bu çifti daha çok severiz. Bir “sana gelen bana gelsin” repliği kolay duyulmuyor ne de olsa. Yalnız evde nikahtan boğazda düğüne ne ara geçildi o kısmı kaçırdım ben? Lakin Sefer’le Sema’nın İtalyan restoranındaki romantik(!) yemeğinden sonra Zülfikâr “yaza düğün o zaman” diye Sefer’le dalga geçmişti. Neredeyse yaza düğün yapacaklar sahiden, gelinen nokta göz yaşartıcı. Bir de Sema hani gelinliğin hazırdı kız, provalar derken? Sefercim Kılıçarslan, sen yakası çok açık olmasın filan diyon da Sema’nın denediği gelinliğin yakası bile yok, ben uyandırayım şimdiden de sonra arıza çıkmasın ^.^


Umman Mülteci Kampı

Çılgın gelin Songül neyin peşinde allasen? Ev mülteci kampına dönmüşmüş de özel hayatı kalmamışmış. Haspam ya. O koltukta Sadreddin’den daha çok gözü var resmen. Zaten ilk sezon Zafer’e kendisinden habersiz ayar verdikleri için gizli kapaklı iş çevirmeye devam eden Sadreddin, Sado Baba olmasına rağmen ilk Adil Topal operasyonunun kendisinden habersiz gerçekleşmesine Songül kadar bile tepki vermedi. Aklı hala bebek olayında da, niye bir girişimde bulunmuyor anlamadık.


Valla küresel dedi ha!

Zülfikâr sonunda dengini buldu ya la. Zülfikâr 2016 SLX. Yalnız Poyraz da çok cool bir abi şimdi hakkını yemeyelim. Zülfikâr-Meltem aşkı (ZülMel mi MelZü mü, ne diyeceksiniz shipper’lar?) önünde bir engel göremiyorum ben şahsen. Anarşist çiftimize şimdiden mutluluklar. Memlekette bir devrim yapılacaksa onu siz başlatabilirsiniz canlar. “Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey.” Hadi göreyim sizi.

Bu bölümdeki bir diğer gelişme, iyice kafayı yiyen Begüm’ün Sinan’ı da alet etttiği kırmızı giyme totemiyle Poyraz’ı birlikte yaşamaya ikna etmiş olması. Poyraz Ayşegül’ü böylesi severken Begüm’le tekrar yakınlaşması çok canları sıkabilir tabii. Zaten havuzdan çıkan Begüm’e bakışlarında da bir kıvılcım yakalamıştık biz. Tabii Poyraz’ı Begüm’e iten de Ayşegül ve Metecim (Metecim ne ya?) buluşması oldu şimdi, doğruya doğru. Mete de işi gücü bıraktı Ayşegül’ün aileye sardı. Onur’un cinayetten ölmesine şaşırmadık da Mete’nin ölen kardeşi de Umman ailesine bir şekilde bağlanırsa işte öeh diyebiliriz o noktada, hadi hayırlısı.

Bu hafta da sözlerimi burada noktalarken Sinan artık okula başlasa da afacan arkadaşı Efe’yi görebilsek diyorum.

Son söz de Ayşegül’den gelsin: "Ölüme ortak olmamak lazım, sevince, mutluluğa, hayata ortak olmak lazım."

Yeni yorumlarda görüşmek dileğiyle, esen kal sevgili Poyraz Karayelci. 

BUNLARI DA SEVERSİN

DİZİ-YORUM : SEZON 1 , Bölüm 14
DİZİ-YORUM : SEZON 1 , Bölüm 13
DİZİ-YORUM : SEZON 1 , Bölüm 11
DİZİ-YORUM : SEZON 1 , Bölüm 10
DİZİ-YORUM : SEZON 1 , Bölüm 9
DİZİ-YORUM : SEZON 1 , Bölüm 8
DİZİ-YORUM : SEZON 1 , Bölüm 6
DİZİ-YORUM : SEZON 1 , Bölüm 5
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER