Onu hepiniz tanırsınız... Gözyaşları şifalıdır, bilgi
ağacının dalları onun güvenli yuvasıdır. Anka kuşu; ölümüyle küllere, sonra
küllerinden hayata dönen efsane... Masalları herkes sever, hayal kurmayı ise
bazıları. Çünkü hayal kurmak şiddetli bir var olma biçimidir. Herkesin hayal
kurmaya cesareti yoktur, siz cesur insanlardan olun.

Ölmeye bile halin kalmaz bazen.
Bir kez yere düştün mü, tekme vuran çok olur. Özlem
sıkışıp kaldığı otel odasında bir kez daha yaşamla ölüm arasında gidip geldi.
Beni korkutan Özlem'in ölme ihtimali değildi. Sabri'nin kardeşine kıyamayacağını biliyorduk elbette ama benim asıl merakım o uzun süredir lazım
olan abi-kardeş yüzleşmesiydi. Kısacası, Sabri'nin onu anlayıp
anlayamayacağıydı... Özlem'de kilit noktadan yaptı konuşmasını. Üç kuruşa
satılmış genç bir kadın, çocuğu ellerinden alınmış çaresiz bir anne, hor
görülmek dışında bir duygu hissetmemiş bir eş... Hepsi Sabri'nin karşısında
duruyordu. Sabri bıçağını Özlem'den yana kullanmadı fakat Özlem sözcüklerini
bıçak gibi sapladı onun kalbine. Sevilmek? Haşa.. Güven hissi? Bulan
cennetlik.. Öyleyse sorulan neyin hesabıydı? Kaybedilmiş bir hayatın içinde
yorgun bir kuşun, güvenli bir ağaç kollarına kendini bırakması mı?

Bizimla değılsın Elif!
Narin ve Oğuz meselesinde işlerin geldiği nokta
kalbimi kırdı. Kesin tabiri bu sanırım evet, kalbim kırıldı. Deniz'in şımarık
yaklaşımından, Narin'in korkularından, Oğuz'un geri planda kalışından yoruldum.
Oğuz'un Narin için yapacaklarının bir sınırı yok. Narin ise benim nazarımda
mutluluğu çoktan hak etmiş biri. Fakat yine aynı senaryoyu yaşadı bitkin
yüreği. İki şık arasında kalındığında tercih edilen taraf olmadığını, dilek
tutulan yıldız olmak yerine dilek tutan taraf olarak kaldığını düşündü. Neyse
ki yanıldığını kısacık ama çok etkili bir yüzük sahnesiyle anladık. Uzun
zamandır bir yanılgıya hiç bu denli sevinmemiştim. Onların kavuşması epey destansı
olacak, içime doğuyor.

Belaya hazır olun, Şamverdi kadınları geliyor.
Şamverdi Ailesi bin çiçeğin rengi gibi
içlerindeki cevheri açığa çıkartmaya hazırmış meğer. Kadınlar tek yumruk oldu
ve fabrikayı kurtarmak için dimdik ayağa kalktılar. Umut verici bir mücadele
izledik ama iş yaşamında duygusallıkla ekmeğin kazanıldığı pek sık görülen bir
şey değil. Nitekim Özlem'in imzasına duyulan ihtiyaç da bunu kanıtlıyor. Fıstıkları
ayıklamak sizi bir noktaya kadar götürür, Özlem'in imzası ise her yere! Kadriye'nin inadı ve Emine'nin katı yaklaşımına epey
bilendim birkaç bölümdür. Emine sanki Kendal'a duyduğu sadakatin ödülünü
fazlasıyla almış gibi gözüyle görmediği bir günaha restini çekti bile. Kadriye
sanki bütün yaşamları o avlunun ortasında parçalanıp tuzla buz olmamış gibi bir
oğul türküsü tutturmuş gidiyor. Özlem gerçekten aldatmış olsaydı bile hükmü
vermek kime düşerdi? 3 eşine ve dahi etrafına dünyayı zindan etmiş Kendal mı?
Yoruldum kötülüklerin kabullenilişinden be dünya..

Eheh bakmıyoruz biz takılın ya.
Diğer yanda Emre'nin Maya'ya ilgisi hız kazanıyor ve
baharın geldiğini bu sahnelerle anlıyorum. Bahar demek aşk demek çünkü. Bunun
için kırlarda koşmaya gerek yok. Şirin bir cafe mutfağında kağıt inceliğinde
kaşar peynir dilimleme kurnazlığını öğretmek de sevdaya dahil.. Melek de
acısını atlatacaktır elbet. Çünkü Şamverdi konağında gün geçmiyor ki dert
üstüne dert eklenmesin. Açıkçası kadının yüreğini değil de elindeki bıçağın
dilini çözmüş Sabri ve Kasım'ın şimdilik ortalıkta olmayacak olması Özlem'e de
biraz olsun iyi gelecek.

Çalınmış bir hayat var.
Özlem ölümlerden döndü, yangınlardan kurtuldu. Gün
oldu devran döndü, şimdi gücünü avuçlarında tutma vakti. Kenan'ın da desteğiyle
başından beri aradığı iktidara kavuşacak gibi görünüyor. Açıkçası Kendal'ı çok
özledim. Onun kök söktürmelerinin yerini hiçbir gerilim tutamıyor, ne acı.
Neyse ki fragmanda gördük ki, Kenan'ın beklenmedik hamlesiyle bugüne kadar yiyip içtiği mutlulukların hesabını
ödemeye başlayacak Gendal Ağa.. Özlem'e ise içinde yeniden doğduğu küllerini üstünden
savururken geç kaldığı hayatın tadını çıkarmak kalacak. Anka kuşu şarkısını
doruklara ulaştıracak. Çünkü kuşları herkes sever. Çünkü masalları herkes
sever..
Güzel günler.