Kasabanın Şerifi

Rick ve arkadaşları yüksek demir kapıdan girdiler, hepimiz bambaşka bir hayata başlayacaklarını biliyorduk. Ama bu hayatın anahtarının Deanna Monroe ile yapılacak bir mülakat olacağını bilmiyorduk. Yüksek çitin dışında ölüm kalım savaşı, çitin içerisinde de Alexandria’nın varolma savaşı var. Bu savaşın içerisinde kim olduğun ya da geçmişte kim olduğun önemli, mülakatın amacı da bu, "kim olduğunu anlamak". Tabii bu iki taraf için de geçerli hem Deanna, hem de Rick kimin kim olduğunu anlıyor bu görüşme sayesinde.

Görüşmenin Alexandria tarafı olan Deanna hem profesyonel bir poker oyuncusu hem de eski bir politikacı yani kıyametin ortasında söz mücadelesine girmek istemeyeceğiniz birisi. Mülakatın sonunda grup silahlarını teslim etti, bence en acıklı sahnelerden birisiydi bu, günler aylar boyunca hayatta kalmanın en büyük yardımcısı olan silahını teslim ediyorsun ne vaat edilirse edilsin. Rick ve Carl bellerinde pala ve bıçaklarla uzun zaman sonra ilk defa sıcak suyla karşılaşıyorlar. Rick sakala veda ediyor, saç traşı ise apayrı bir bonus. İnsanların birbirine bu kadar güvenebilmesi kıyametin göbeğinde o kadar aykırı bir durum ki sürekli bir Çapanoğlu beklemekten Rick’de izleyiciler de hasta olacaklar.

Daryl’in mülakatı bir başka alem, elinde biraz evvel vurduğu fareyle sanki lisede okul müdürünün odasına çağırılmış da papara yemeye hazırlanıyor gibi bir hali var. Grup kendilerine tahsis edilen 2 kocaman konak misali eve yayılırken hala güvensizlik hala kuşku hakim. Ateşli silahların tamamı gitti sadece Daryl’in yayı ile bıçaklar var. Deanna teyze herkese bir iş buluyor kendi toplumunda, sadece Daryl’in ne olacağı belirsiz gibi kıyamet öncesinde de işsiz güçsüz olan Daryl en iyi bildiği işi (avcılık/izcilik) mi yapacak?  Carl bir anda hiç alışık olmadığı sosyal ortamların içine düşüyor, uyum o kadar zor ki insan bütün bu grubun tekrar normal insan şartlarına uyum sağlayacağını düşünemiyor doğrusu. Carol mülakat sırasında hiç olmadığı bir insanı oynuyor, üzerinde inanılmaz bir kıyafet, ölen kocasına hazırladığı akşam yemeklerinden bahsediyor. Grubun annesi rolünden, bahçevanlık ve çamaşırcılık yaptığından dem vuruyor. Herkes durumun normal olmadığının farkında hiç kimse gerçek yüzünü ve gerçek gücünü göstermek istemiyor.

Bütün bu yüksek duvarlar arkasında dış dünyadaki korku ve dehşetten o kadar uzak insanlar var ki medeniyetin kalkanı düştüğünde hayatta kalabilmeleri imkansız. Rick’in mülakatta dediği gibi dışarıda insanlar birbirini tartıyor, açık arıyor, bulunca da kendi hayatta kalma amacı için diğerlerini kullanıyor. Peki bu kasabada işler nasıl yürüyor? Rick uykusuz geceleri boyunca bunu düşünüyor olmalı. İlk bir kaç günün sonunda hayat göründüğü gibi değil, yüksek duvarlar aşılabiliyor, dışarıda aç aylaklar hala duruyor, Rick’in içeri girmeden önce sakladığı tabanca çoktan gitmiş ama Rick ve Carl bir kaç aylağı tepelerken eski formu kaybetmediklerini görüyoruz henüz değil.