İtiraf edin, 34.bölüm bittiği gibi 1.bölümün “o” sahnelerini
kimler yeniden izledi? Ben başı çekeyim, evet döndüm ve baktım. Hatta sizler
için kısa bir de video ekledim yazımın içine, bence birkaç dakikanızı ayırın ve
izleyin. Kısaca söyleyebilirim ki, bir gece öncesinde nasıl bir iddiaya girmiş
olursa olsun, Ayaz Öykü’den zaten etkilenmişti. Bu hafta ortaya çıkan bu
iddianın, dizinin hikâyesinde başından beri var olup olmadığını, diğer deyişle senaryo
ekibinin yeni ekleyip eklemediğini bilmiyorum. Ancak, haftalar önce olan
o malum nikâh dizinin seyrini nasıl etkilediyse, bu sır da etkileyecektir ve bence diziye
hareket katma yönünde çok iyi düşünülmüş bir hamledir.
İddianın görüntülerinin çekildiği geceden çok, ertesi gün
olanları hatırlamak gerekeceğini düşünerek bu videoya göz atmanızı öneriyorum.
Kiraz Mevsimi müdavimleri bu sahneyi iyi bilir. Ayaz’ın Öykü’den etkilendiğini
bizim anladığımız, ancak Ayaz’ın henüz farkında olmadığı ilk andı.
Bu videonun devamında bildiğiniz gibi Öykü’nün Mete’nin
fotoğrafına baktığını gören Ayaz, Öykü’nün Mete'ye olan hislerini fark edip kıskanmış ve acısını Öykü’den çıkartmaya çalışmıştı. Sonuç
olarak ortada bu çirkin iddia olsa dahi, ben Ayaz’ın aşkına kefilim.

Meral’in söylediği gibi, “güven bir defa sarsıldı mı, bir
daha geri gelmez” Bu sözlere katılıyorum ama hemen her konuda olduğu gibi,
bunun da istisnaları olduğunu düşünüyorum. Misal, bu konuda istisna, bu iddiaya
Ayaz’ın Öykü’yü henüz hiç tanımadan girmiş olmasıdır. Üç tane kazık kadar
adamın genç bir kız üzerine girdiği bu saçma sapan iddiayı savunuyor değilim,
ama Ayaz’ın bize izlettiği aşık adama da güveniyorum ve bu saçmalıktan dolayı
pişman olduğuna eminim. Gerçekte başıma gelse, dönüp neden bu zamana kadar bu
konunun açık kaldığını sorgulardım en fazla. Ayaz’ın Öykü’ye ve biz izleyenlere
hissettirdiği aşkı o kadar gerçekti ki, bence artık ortada Mete’nin söylediği
gibi kapatılacak bir hesap falan da kalmadı. Öykü de Ayaz’a söylediği gibi “kalbine
güveniyorsa”, bu konuyu çok uzatmaması gerekir. Şimdi merakla bu konunun nasıl
işleneceğini bekleyeceğim. Tahminim; Şeyma’nın burnunun dibine bırakılan flaş
bellekten farklı bir görüntü çıkacağı, ancak orijinal görüntünün de elbet bir
gün ortaya döküleceği yönünde. Elbette o gün de yine çok kritik bir zamanlamaya
denk gelecektir, bu konuda müneccim olmaya gerek yok.

Şeyma’dan bahsetmişken burada iki satır duralım. Geçtiğimiz
hafta Şeyma’yı hafife almışım, hırsına yenik düşüp kozlarını erken kullandı
diye, ancak gördük ki Şeyma’nın acele etmeye hiç niyeti yokmuş. Ama şu da var
ki, bu defa karşısında saf Öykü yok! Yılların sırrını Şeyma’ya kaptırmış
olmanın verdiği deli kuvvetiyle şiddete bile başvurabilecek bir Önem var. Üstelik
söylediğine göre asla bulaşılmaması gereken bir de Mehmet Karaylı. Peki sizce
bu Şeyma’yı korkutup durdurabilecek mi? Bence hayır. Hazırlıksız yakalandığı bu
durumu bir kenara yazdığını ve Önem ile Mehmet’e karşı elini kuvvetlendirecek ilk
detayda yeniden kılıçlarını kuşanacağına ben eminim.

Mete’nin çevirdiği oyunun da artık farkında olan Şeyma, şimdiden
sonra tatlı sözlere ve boş vaatlere kapılmayıp tarafını yeniden belirleyecek
diye düşünüyorum. Nedense hepimizin aklının bir köşesinde Şeyma’nın bir gün iyi
olacağı düşüncesi var. Aslına bakarsanız yaptığı iyilikler bir elin
parmaklarını geçmez ama nedense onlar bile yeterli ki, Şeyma’yı affetmeye
hazırız sanki.
Taraf demişken; oluşan yeni gruplaşma da ileride diziye hareket
katacak gibi görünüyor. Önem ve Mete’nin imzaladığı ortaklık sözleşmesinin
ucunun Öykü’ye dokunacağı kesin. Ancak Monika ve Mehmet’in ortaklığının da, Önem
ile yaşanacak rekabet nedeniyle Öykü’ye zarar vermesi muhtemel. Mehmet’i henüz
daha çok iyi tanımıyoruz. Bilinen, son derece hırslı olduğu ama karanlık tarafı henüz
ortaya çıkmadı. Merakla bekliyorum.
Evet sana diyorum Ayaz'cığım!
Ayaz’ın annesine Mehmet ile geçmişte yaşadığı ilişki
nedeniyle neden tavır aldığını anlamadım. Hadi tamam Mehmet’e kız, annene yakın
olmaya çalışıyor diye, ama anana neden bu tavır? Ardından Mehmet konusunda Öykü’yü
uyarması da aynı şekilde. Ayaz’ın bu anlamsız halleri bu hafta dikkatimi çekti.
Öykü’nün hayalini biliyor; ve artık Önem-Öykü bir arada çalışamayacağına göre, Öykü’yü
Mehmet ile çalışmaması yönünde telkin etmek niye? Birkaç gün önce boynuna “baba”
diye atladığın adam geçmişte annenle aşk yaşadı diye Öykü’nün günahı ne? Hayır,
kaçırdığım bir nokta varsa söyleyin. Sevdiğini sahiplen sahiplenmesine de, ona
ne yapıp ne yapmayacağını söylemek epey bir tık fazlası oluyor. Ayrıca ağırdan
al biraz Ayaz’cığım, daha Mehmet babacığına köpüreceğin çoook daha “Önemli” konular
var.
Bu hafta bölüm öyle bir yerde kaldı ki, fragman olmadan
ancak yukarıda yazdıklarım gibi tahminlerle geçecek zaman. O halde fragmanı
beklerken siz de ENlerinizi yazın, paylaşın. İşte benimkiler:
EN romantik sahne: Bu fotoğraf, fazla söze gerek yok.

EN iştahlı: Monika! O nasıl bir simit yiyişti öyle. Kalkıp
simit bulacak yer de yok :(

EN neşeli sahneler: Hodri meydan sahneleri, ama özellikle
Burcu ve Nihal Işıksaçan, alkış.

EN korkunç sofra düzeni: Şeyma’dan. Aman diyim Yemekteyiz’e
katılmasın.

EN çok ayrılıp bir araya gelen çift: Şeyma ve Mete, saymayı 8569da
bıraktım.

EN saman altından su yürüten çift: Sakız hanım ve Salih
hoca, bir siz eksiksiniz plan yapmayan. Neyse ki sayenizde Meral’in sesi
çıkmaya başladı.
