Haftalardır bugün, yarın gelecek diye beklediğimiz Özkan
sonunda geldi. Daha gelmeden sanılanın aksine en çok Dilara ve Rahmi'nin başına
dert olacağını düşündüğüm Özkan beni yanıltmadı ve çıkaracağı sorunların ilk
sinyallerini verdi. Daha önce Keriman'ın planlarını uygulayıp Hazal'ı satmak
isterken kızını gördükten sonra herhalde babalık duyguları devreye girmiş olacak ki verdiği
bu karardan vazgeçti. Pek inanası gelmiyor insanın ama şu an tek istediği
Gülseren ve kızı ile aynı evde yaşamak. Gülseren'e attığı tokadın beklemediği
bir şekilde kendisine sert bir dönüşü olmasıyla taktik değiştirip, karısına
aşık bir koca gibi davranıp sürekli peşinden koşması sadece Gülseren'i değil hepimizi
bezdirdi. Geçen yılların ardından bıraktığı gibi bir Gülseren bulamadığını fark
etmesi de fazla sürmedi tabi. Artık karşısında eskisinden çok daha güçlü ve
kendisini ezdirmeyen bir kadın var. Bölümün en keyifli sahnelerinde yine
Keriman'ın imzası vardı. Özkan ile atışmaları o kadar gerçek ki yoldan geçen
herhangi biri bile ilk bakışta ikisinin kardeş olduğunu anlayabilir.
Yıllar sonra Hazal ve Özkan'ın karşılaşma anlarının açıkçası
ben daha özel olacağını hayal ediyordum. Babasını karşısında bir anda gören
Hazal'ın kaçması çok normal bir tepkiydi. Sarılıp hoş geldin babacığım diyecek hali
yoktu. Yalnız bu karşılaşma Hazal'a yaradı Ozan ile arasındaki uçurumu az da
olsa kapadı diye düşünürken, arkadaşının ağzının gevşekliği her şeyi mahvetti.
Artık eskisinden de sert rüzgarlar esecek ikisinin arasında. Arkadaş demişken, Hazal'ın
arkadaşlarını yalıya davet etmesiyle bir sorun çıkacağı en başında belliydi ama arkadaşlarının da durmayıp yalının altını üstüne getirmeleri tam bir felaket ile sonuçlandı. Çocukların
görgüsüzce davranışlarını biraz abartılı bulsam da Rahmi'nin o sert çıkışı
sonrası Hazal'a çok üzüldüm. Genç bir kız arkadaşlarının gözü önünde öyle
azarlanmaz ki. Şimdi nasıl bakacak onların yüzüne.

Solmaz: Önce bir günaydın deseydin Dilara
Haftalardır Alper ve Solmaz ikilisinin Dilara ile ne
dertleri olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Nihayet büyük sır bu bölüm açığa
çıktı. Önceleri Dilara ve Alper'in eskiden bir ilişkileri olduğu şeklinde
teoriler üretsek de en baştan öyle bir şeyin olmadığını bize göstermişlerdi.
Hatta aralarında neler olduğu konusunda bir kaç tüyo da vermişlerdi ama sanırım
çevremde bir tek ben yakaladım ne olduğunu. Her seferinde konusu açıldığında
Dilara ve Alper'in kardeş olduğunu söylerken karşı taraftan ''Hayır Hazal, Dilara
ve Alper'in kızı.'' şeklinde cümleler duyuyordum. Gerçeğin ortaya çıkması ile
rahat bir nefes aldık hepimiz bu hafta. Alper, Dilara'nın başka bir anneden
olma üvey kardeşiymiş. Her zamanki gibi Dilara sadece itibarını düşündüğü için
bunu yıllarca herkesten saklamış. Eğer Cihan onun kendisini Alper ile
aldattığını düşünmeseydi belki de bu sır hiç açığa çıkmayacaktı.

Dilara tarafından yüz üstü
bırakılan Alper'in, bir de Cihan'ın sermaye artırımına gitmeye karar verdiğini
öğrenmesiyle iyice gözü döndü ve elinde silah ile Cihan'ın karşısına dikildi. Eğer
bir sahnede silah görünüyorsa o mutlaka patlar sözü burada da doğruluğunu bir
kez daha kanıtladı ve o silahtan çıkan kurşun Cihan'ı yaraladı. Alper anında
kaçarken, olayın tek görgü tanıdığı da sürpriz bir isimdi. Gülseren ile bir
türlü konuşamayan Özkan, sonunda Cihan'ın yanına gitmeye karar vermişti.
Tesadüf bu ya Alper-Cihan hesaplaşması sırasında da etrafta bir tek o vardı ve
olan biteni bir tek o gördü. Belki bu sayede Cihan Özkan'ın geldiğini öğrenir.
Haftaya bol hastaneli ve bol gözyaşlı bir bölüm bizleri bekliyor. Şimdiden geçmiş olsun
Cihan...