Nesrin’in iyice oturması da yine çok çok mutlu olduğum
noktalardan biri. İyi düşünülmüş bir karakter, Nesrin ve bu bölüm dobra, iyi
niyetli ve dürüst yanının altı çok güzel çizildi. Hele kocasını ve ölüm
sebebini Şahin’e anlatırken onu da bir güzel silkelemesine bayıldım. Defne
Kayalar, apayrı bir hoşluk veriyor Nesrin’e. Bazen karakter çok iyi yazılmıştır
ama oyuncunun elinde ziyan olur, bazen de oyuncu çok güçlüdür ama yaratılan
kimlik o denli çelişkili ve zayıftır ki oynayanın yapacağı bir şey kalmaz. Oysa
Defne Kayalar – Nesrin eşleşmesi çok ama çok başarılı olmuş, birbirlerine çok
yakışmışlar. Her bölüm bir iki sahnesi de olsa diziye imzasını atıyor Defne
Kayalar. İlerleyen bölümlerde Nesrin’in varlığının Şahin için de vazgeçilmez
olacağı öyle belli ki… Bana kalırsa Derin & Ali ilişkisinden çok daha
gerçek ve dolu bir beraberlik bekliyor, bizi.
Ben ilerleyen bölümlerde Aslı ve Belgin’de olduğu gibi bir
müdahale de Yiğit için istiyorum. O karakterden umudum yok ne yazık ki… Sadece
vakada bir iki aksiyona zemin hazırlayacak o kadar, onun dışında öyküyü
derinleştirmeye, değişik bir sıçrama yaptırmaya gücü yetmez. Zayıf yazılmış ve
ne yazık ki vasat canlandırılan bir kimlik o. Bu bölüm etkisi bir derece
azaltılmış geldi ama olabildiğince geri çekmek mümkün olsa keşke. O ve annesi
fuzuli yer işgal ediyorlar benden söylemesi. Haaa, Belgin’deki gibi ani bir
atakla birden farklılaştırılacaksa geri alırım söylediklerimi ama şu an için
umudum yok.

Sizin ateşiniz yakmaz beni, benim yüreğim yangın yeri…
Ali ve Şahin gerilimi de bu bölüm çok iyi verilen yerlerden
biriydi. Ateşin içinden sırtında çıkardığı babasına “Kişisel algılama. Kim olsa
yapardım.” diyen Ali’yi bütün yüreğimle anlasam da Şahin adına da bir o kadar
canım yandı. Ali’nin Şahin’i kabullenmesi kolay olmayacak, olmamalı da zaten
ama final sahnesinde mezarlıkta karşılaştıkları Tekin ve ardından ortaya
dökülecekler, bu yolda mesafe aldıracak bize gibi görünüyor.
Tolstoy’un (İsmi yanlış hatırlamıyorsam.) bir sözü var: “En
güzel hikâye, iyiyle kötünün çatışmasından değil iyiyle iyinin çatışmasından
çıkar.” der. Ali ve Şahin ilişkisi de tam anlamıyla iyiyle iyinin çatışması.
Eğer hiç boşluk bırakılmadan ince ince işlenirse oradan nefis bir öykü çıkacak.
Çok da iyi iki oyuncunun elinden o sahneleri izlemeye doyum olmaz.
Bu bölüm senarist değişikliğinin diziye çok iyi geldiğini
hissettim. Detaylar iyi dolmuş, hareket gelmiş, en mühimi dizi çok daha doğru
bir çizgiye çekilmiş. Melek Gençoğlu’na bütün kalbimle “İyi ki geldiniz!”
diyorum. Umarım bu bölümdeki değişmeler ve hareketlenme reyting olarak da
karşılığını bulur.