Sonrası mı? Defne’nin “Yuva dediğin yer neresidir diye sık sık düşünüyorum. Uyuduğun, doyduğun ya da, sevdiğin, sevildiğin, dışarıda ne olursa olsun günün sonunda vardığın ‘oh’ dediğin yer.” diyerek anlattığı yer Ömer’in kapısından içeri girdiği an Defne’yi hatırlattığı o ev olacak belki bir gün... Hani demişti ya Ömer, Manisa’da “Benim yuvam sensin” diye. Ömer bir senedir yuvasızdı. Şimdi bu yeni evi onun Defne ile yeniden hayata başlayacağı bir yuva olacak. Belki bahçesindeki salıncakta birlikte sallandıkları ya da havuz kenarında aynen Kuşadası’ndaki gibi yıldızları izleyecekleri. Her ne kadar Deniz Tranba “Gittin, ara verdin, dinlendin, iyi de gelmiş, şimdi geri geldin o fırtınayı yeniden koparmak istiyorsun? O o zamandı, bir daha tutmaz. Tutturamazsın.” dese de ben eminim bu fırtınaları yeniden koparabilirsin. Ben ve tüm Kiralık Aşk izleyicileri “Şimdi yeniden başlıyoruz. Eğer isterseniz hep birlikte. Çok çalışacağız. Bazen istediğimiz kadar başarılı olmayabilir, bazen yaptığımız şeyin karşılığını da alamayabiliriz. Hatta bazen aksilikler de çıkabilir ama bu gemiyi terk etmeyeceğiz. Biz olduğumuzu unutmayacağız. Arkadaşlar ben size inanıyorum. Siz de kendinize inanıyorsanız, hoş geldiniz diyelim!” çağrınıza tıpkı Derya gibi “TAMAMIZ, SÜPER TAMAMIZ” diye karşılık veriyoruz.


 
Yeni başlangıçları her zaman çok sevmişimdir. İnsana iyi gelir sıfırdan başlamak her şeye... Bu nedenle haftanın en sevdiğim günü Pazartesi, ayın en sevdiğim günü ise 1’dir. Bu arada sürekli temiz sayfalar daha umut verici olduğundan sürekli yeni defter kullanmaya başladığımı itiraf etmeliyim. İşte bu nedenle bir yıllık ayrılık nadasına giren Defne ile Ömer’i çok sevdim. Defne’nin özgür olması içimde bir huzur yaratırken eski keksin köşeli haliyle ara sıra aşk-nefret ilişkisi yaşadığım Ömer bu yeni serseri ve ne istediğini bilen tavırlarıyla ilişkimizdeki nefreti tamamen yok etti. Üstelik her ne kadar Ömer aynı anda iki tarafta haklı olamaz dese de, bu yeni başlangıçlarında ikisi de aynı oranda haklı ve haksız. Özetle eşitler. Bu nedenle iç rahatlığıyla onlara bu yeni başlangıçlarında iyi şanslar diliyorum, ikinci şansı verdim gitti... Sonuçta herkesin ne olursa olsun hayatta ikinci şansa ihtiyacı vardır, bir öncekinden daha iyisini çıkarabilme fırsatı olsun diye. Ve tabi ki de hoş geldiniz!



KISA... KISA...
 
- Kiralık Aşk’ta anlamakta zorlandığım belli başlı insanlar var. Bunlardan ilki Hulusi İplikçi. Ne meraklı sürekli birilerine mirasın vermekten... Ömer gitti diye Sude’nin günahı nedir. Neden tüm miras Defne’ye kalıyor. Hadi kalsın neden gidip bunu Neriman’a anlatıyor. Valla kafası nasıl çalışıyor pek anlamadım. Ama bu dengesiz tavırları yeniden bir hikaye başlatmak için olduğundan tercihimi çok da anlamamaktan yana kullanıyorum.
 
- Bir diğer kafamı kurcalayan da Serdar. Kardeşi onun borcu yüzünden hayatının en zor günlerini yaşadı. Sevdiği adamla bir araya gelemedi. O borç Defne’nin üzerine yapıştı kaldı. Serdar ise evlendi, lokanta açtı hatta çocuk sahibi oldu. Defne ise bu gerçeğin gün yüzüne çıkmasıyla terk edildi. Sen gidip bu kadar olay varken nasıl oluyor da Ömer gittiği için arkasından bu kadar sert eleştiride bulunabiliyorsan şaşırıyorum. Hadi anneanne kızıyor. Kimse kendi çocuğuna ya da torununa kızamaz, haksız bile olsa onu üzün kişiye tepki gösterir. Ama kızgın olsan bile sen sus be Serdar’cım. Bir de üstüne Defne seni ortada bıraktı, ona güvenip lokanta açtığını söylüyorsun. Yuh!
 
- Neriman’ı da bu listeye eklesem mi? Ama onun hamuru belli. Çok da şaşırmıyorum olanlara. Bu hikayede Hulusi İplikçi nasıl oyun kuransa emirleriyle, onun görevi de uygulayıcı olmak. Yine devreye girdi, taşları yerine yerleştirdi. Ama bilmiyor ki; artık tutacağı bir tasma yok ve bu sefer çok fena eline yüzüne buluşturacak her şeyi...
 
- Gelelim bu kurduğu oyundaki diğer oyuncuya. Sevmedim kendisini itiraf edeyim. Ömer’in değişik hali. Onun gibi prens olmak istemiş. Sütlü kahvesi, soğuk ortam sevmesi vs. Ama bir Ömer İplikçi olamamış. Fazla başına buyruk, ukala ve rahatsız edici havası var. Neriman, Pamir’in bu halleriyle Defne’yi tavlayacağını sanıyorsa onu o kadar da iyi tanımamış. Adam bu şekilde davrandığı sürece Defne ona çatlak gözüyle bakar sadece, ha bir de CEO’su olduğundan saygısını eksik etmez. Ancak her ne kadar kendisini sevmemiş olsam da, bizleri çok eğlendireceği için hazır ve nazırım. Tam Ömer’e uygun bir rakip. Selim gibi biri olsa sıkıcı olurdu yaşanacaklar ancak şimdi önümüze süper bir hikaye koyulacak. Sen de hoş geldin Pamir’cim!


 
- Neyse kızdıklarımdan sevdiklerime geçeyim. İso’cum, Defne’nin kutsal arkadaşı rüzgar hafif hafif esmeye başlamış. Ömer’i her düştüğünde sözleriyle kaldıran ustamız “Biraz serinledi mi ne burası? Oradan bu tarafa rüzgar esiyor efil efil. Herp kurak olacak değil ya... Bakarsın bir yağmur yağar o toprak ıslanır, canlanır. Belki de yağmıştır bile.” sözleriyle yine ağzından bal damlattı. Zorlama artık, akışına bırak her şeyi. Senin de mutlu olman lazım. Defne’yi eleştirdiğin gibi biraz da aynayı kendine çevir. Bu arada Defne’yi terk ettiğin için Ömer’e kızdığını da gözümden kaçırmadım. Şaşırdım bu tepkine itiraf etmeliyim. Senden beklemezdim. Tamam sen de onun bir ailesisin, üzülmesine çok üzüldün. Ama gururlu bir adamın neler yapacağını da en iyi sen bilirsin. Genelde empati yeteneğin de iyidir. Neyse çıkar bunun da kokusu.
 
- Sinan... Kendisi için ne desem bilemedim. Meriç Acemi bazen öyle bir hareket yapıyor ki, kalakalıyorum. Ömer “en son affetsin onu affetsin” dediğim Sinan’a yazdığı özür konuşmasıyla ettiğim tüm sözleri geri almamı sağladı. Cidden çok iyiydi. O anda bunlar kardeş, tabii ki onu affedecek dedim. Ve bir anda uzun bir süredir kızdığım Sinan’ı sarıp sarmaladım yine. Şeytan tüyü mü var kendisinde nedir? Belki de ayrılık ya da Katmandu iyi geldi. Onun da olgunlaşmasını sağladı. Her ne kadar neden ayrıldıklarını bilmesek de, bu değişen Sinan’ın Seda ile güzel bir yolculuğa çıkacağına inanıyorum. Evini yaparken arkadaşlarının çocukları oynasın diye hazırladığı parkta belki de onun kızı oynar kimbilir. Bildiğim tek şey bu sezon Sinan’ın Ömer-Defne arasında önemli bir aracı olacağı...
 
- Ve gelelim canım Koriş’ime... Tüm bu olaylara sanki üzülen tek insan gibi. Ayrıca ilk kez Defne’yi sevdiğini açıkça itiraf ettiği için de ayrıca mutluyum. Bakalım bu yeni hikayede onun görevi ne olacak.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER