O sana derin derin
nefesler aldıran ve için olan serseri sevgilin var ya, sen yokken nefes
alamıyor. Düşünmeden hiç durmadan çalışıyor. Evlenmeyi bir kenara bırak,
yaşamak adına yemek yediğinden bile şüpheleniyoruz. Yalnız biraz kırgın. Nasıl
sen oyun olayını bir yıl sonra öğrendiğin için kırgınsan, o da senin bir yıl
geçmesine rağmen dönmediğin için kırgın. Senin hemen bir-iki atılımınla geçmişten kalan terk edilme korkusunun yoğunlaştırdığı bu
kırgınlık geçer mi bilmiyorum ama merak etme elbet seni affedecek ve hiçbir
zaman başkasına bakmayacaktır bu konuda için rahat olsun. Onun tek aşkı sendin
ve bundan sonra da hep sen olacaksın. (Belki küçük İso ile paylaşabilirsin ama
olsun.) Hadi bakalım harekete geç! Sonuçta bir zamanlar seni sokaklardan
toplarken ustanın “Fırsatlar insanın
karşısına bağırarak, çağırarak ben fırsatım diye çıkmaz ki... Kenardan kıyıdan
sessizce geçmeye çalışırlar. Önemli olan o fırsatı yakalayabilmektir. Burada
kaybetmek yoktur. Fırsatın ta kendisidir kazanmak. Kazanmayı öğreneceksin.” sözleriyle
dile getirdiği ve daha sonra dedenin de bunu onayladığı gibi Defne senin
hayatının fırsatı. Sen de onun. Kaybedeceğinden korkarak İtalya’da
saklanamazdın. Maden onu kafanda çoktan affettin doğru olan geri dönüp
savaşmaktır. Bunun için bazen bir iten güç gerekir, sağ olsun Sinan bunu en iyi
şekilde yaptı.
Zamanında sözde gerçeği “Sana söyleseydim her şeyi anlatsaydım, yine
böyle tutulabilecek miydin? Tutulamayacaktın. Kendini öyle bu muhteşem şeyin
içine bırakıp, gerçek aşkı hissedebilecek miydin? Hissedemeyecektin. Aşık
olabilecek miydin Ömer? Şimdiki aklım olsaydı ‘asla yapmazdım’ demeyeceğim. Yine
olsa, yine yapardım. Susarım yani... Seni tutmam. ‘aman Ömer ortada bir yalan
var tutunma’ demem. Söyleseydim hemen Defne’yi hayatından çıkaracaktın. Onu
tanıma şansın hiç olmayacaktı. Halbuki, görmüyor musun? Geldi, senin tüm
duvarlarını yıktı. Senden bambaşka bir adam çıkardı. Hayata döndün resmen.
Dediğim gibi bunların hiçbirini yaşamayacaktın. Haklısın, keşke başka türlü
olsaydı, keşke siz kendiniz karşılaşsaydınız, biz hiçbirimiz sana yalan
söylemek zorunda kalmasaydık. Yine de haklısın.. ” nedeniyle nasıl
açıklamadıysa, şimdi de sen aşkını doyasıya yaşa diye sana “dön” sinyalini
verdi. Hatta bununla da kalmadı biraz ‘lojistik’ ayarlamalar yaparak Defne ile
seni aynı çatının altında bir araya getirdi. Zaten senin de yeniden başlamak
adına ihtiyacın olan tek motivasyon Defne’nin gözlerine yeniden bakmak ve
onunla yeniden aynı havayı solumak.

Biliyor musun? Nihan bir zamanlar Defne’ye “Senin gibi arızaya zor adam lazım. Karşında dimdik duracak seni
zorlayacak.” demişti. İşte sen o zor adamsın. Daha doğrusu belki zamanında
zordun. Şimdi gördüğüm bu beyaz atlı kral zor birinden öte oldukça ihtiraslı,
başına buyruk ve biraz da serseri! Ayrıca da çalışanlarına “İşimiz zor. Ara verdik, dağıldık. Belki biraz unutulduk. Ama şimdi
yeniden başlıyoruz. Bizi nelerin beklediğini bilemeyiz. Önümüzde dolu
sürprizler var. Her birine hazırlıklı olmak mümkün mü? Tabi ki değil. Ama
elimizde olan konsantre olmaz, Passionis’i eski ışıltısına kavuşturmak
için....” demesi ve müşteriyi kapmak için lokanta yaptığı şov ise oldukça
motive olduğunun göstergesi. Sıra kapının arkasında bizi bekleyen mucizelerde. Baksanıza
Defne ile Ömer aynı çatı altında bir araya geldikleri an elektrik sistemi bile
bile onların arasındaki bu şiddetli duygu akımına dayanamayarak bir anda
kesildi. E tabi bir de elektrik panosu da Defne’nin odasında olunca bu
sürprizlere sürpriz katıldı. Ve bir anda 24 Haziran 2015 gecesi saat 23:45
sularında başlayan karanlık, ikisinin el birliğiyle yeniden aydınlandı.

Artık her duyduğun sesi, çalan ıslığı ya da gördüğün kalemi sevdiğinin
sanma devri bitti, aynen geceleri bir başına terasta yatarak her an ne
yaptığını sorgulamanın sona erdiği gibi... Evet, zorluklar yaşanacak. Hatta
belki görevler değişecek. Bir zamanlar güven sorunu yaşayan Ömer’in yerini
Defne alırken; sürekli elini uzatan, sevdiğine kol kanat geren, uykusuyla bile
destek olan ve sevdiğinin haberi yokken aşkları için savaşan Defne’nin yerini
ise Ömer. Aynen 52.bölümde düğün öncesi evde düzelen topladaki bir kadını sudan
kurtaran erkek resminde olduğu gibi. Devir beyaz atlı kralın devri! Bu aşk
artık ona emanet. Bir zamanlar nasıl Defne sürekli bu aşk galip gelsin diye
Neriman ile savaştıysa, şimdi Ömer savaşacak. Üstelik o Defne’nin aksine
karşısında bir oyun olduğunu bilmeden savaşmak zorunda kalacak. Yeni ‘Kiralık
Aşk’ gizli! Hem gizli, hem de biraz tanıdık. Sizin de bildiğiniz gibi bir
zamanlar gecelere birlikte aktığı ve beraber fındıklar kırdığı Pamir Marden’in
ta kendisi! Selim ile evlenmiş olabilme ihtimalini onu üzmeyip mutlu
edeceğinden kabul eden bu kralın karşısındaki rakibin işe yaramaz bir serseri
olduğunu görünce ki tepkisini merak ediyorum. Üstüne üstlük Pamir ile savaşmak
zorunda kalırken bir yandan onu anında kabul eden Defne’nin ailesinin de
kalbini çalması gerekecek. Özetle Ömer İplikçi’nin aşkı için dört koldan birden
savaşacağı bir dönem başlıyor. Defne kendi mucizesini yaratmak adına çok uğraş
verdi. En sonunda ise Ömer’e yakışacak bir kadın olduğunu doğruyu söyleyerek
gösterdi. Artık onun bu aşk için yapabilecek hiçbir şeyi yok. Bir gün yeniden
karşına çıktığında başta debelense bile yeniden kalbinin kapılarını açmaktan
başka....