Hipnoz konusunda "inanmadan olmaz" diyen Murat Günay korkudan
tir tir titrerken, Ceyla “Bir kereden bir şey olmaz, gel dene, bak hafızanı bu
kez kaybetmeyeceksin” diyerek Murat’a yapacağı hipnozda ısrarcı oldu. Ceyla "bir
kereden bir şey olmaz dediğinde" akıllara gündemden benzer örnekler gelirken, sallanan
köstekli saatsiz, sadeceee sese odaklı bir hipnoz seansı başladı. Seans öncesi,
DMT kana karışırken, Murat Ceyla’ya Zuhal hemşireyi öldürmek istediğini söyledi. İşte orada da bir başka gündemi meşgul eden konu ve yargılanan bazı suçlular
geldi aklıma. Keşke gerçek hayatta yargılananlara da hafızayı yerine
getirmek için hipnoz uygulansa.
Gerçi Murat dahi, herkes o kadar zeki değil,
kendi itiraflarını kontrol ediyor. Örneğin, Ceyla’nın babasını da öldürmediğini
söyledi. Bu kısımda durum bize herhangi bir suçla yargılanan kim olursa olsun
ve Dünya’nın neresinde yargılanırsa yargılansın, esasında hipnoz dahil bu tip
taktiklerin suçlularda işe yaramayacağını gösterdi. Dolayısıyla suçlu için tek
çıkış noktamız kanıt elde etmek. Doğan da, Murat için aynı şeyin peşinde. Peki
Murat ’ın sorgularda cep telefonuna baktılar mı? Hani olur ya, eş dost, arayan aranan,
resimler videolar…
Bu arada söylemeden edemeyeceğim, Ezo ile ilgili konuşmak
isteyen Ceyla ile Murat’ın karşılıklı sahnelerinde çok güldüm, eğlendim. Murat
kaçan, Ceyla kovalayan… Ceyla üsteledikçe Murat umursamamakta ya… Murat öyle
kendinden emin oynuyor ki, izlerken, "seni gidi yaramaz" demek geliyor içimden…
Kırk yıllık mı o kahve? Pek tabii herkes oyunculukta, Murat Günay kadar tecrübeli
değil. İşte size birkaç akılda kalan sahte sahne;
Eyyy Doğan’ın hastaneye kaldırıldığı sahnedeki Vecdi ve
Süha’nın ölüsüne, "Ölmüüüş Ölmüüüüş" diye bağıran ilkyardımcı arkadaş, nolur
yapma bunu bize. Biz alışkın değiliz…
Ve eyyy Füsun! Salim ile kaçtın kaçacaksın ve halen neden
olmuyor bu ağlamalar be kızım? Evde anneciğin hırpalanmış gelmiş neden
yapıyorsun bunu bizlere? Sen her çığırdığında çevredekilere üzülmekten helak
olduk…
Eyyy acemi katil Alper! Seni tuttum. Zira Doğan ile hastane odası sahneleri güzeldi, özellikle yastığı Doğan’a bastırıp
"öldürüyorum" derken kalkıp tepene bindiği sahnelerde çok iyiydin.
Ve eeyy yasadışı abi Altan! Senin oyunculuğuna hayran oldum.
Altan? Engin Altan? Yok, Altan Demirci. Asım Demirci’nin oğlu, babayı doğratan
adam. Onu da başka dizilerden tanıyoruz. Ancak soğukkanlı tavırları ve
kendinden emin konuşmaları ile bu bölüm bomba gibi devreye girdi. Onun diziye
girişiyle olaylarda aydınlanır oldu. Ölen baba Asım Demirci, Yıldız’ın
sevgilisiymiş meğer, o öldükten bir gün sonra da Murat’ın babası ölüyor. Yani
Murat’ın babasının katili, ölen Asım Demirci ve bunu bilen de oğlu Altan,
kendisi yasadışı organ nakli işini babadan devralır. Bu bölüm sert ve keskin
konuşmalarıyla, bir göründü pir göründü.
Peki Necmi, Ferit’in dostu mu? Sahi ne kârı oldu bütün bu
işlerden pek anlamadım. Verdiği akılla Ferit’in söyleyeceği, "medikal cihazlar
hakkında konuştum" yalanını polis ciddiye alır mı? Selin normalde zeki kızdır külyutmaz
ama bu karmaşa da bunları yutar mı? Yuttu bile… Murat’tan duyulan tüm şüphe çöp oldu. Doğan’da onun hastanesinde
güvende, şimdilik…
Son olarak bölüm finalini çok sevdim.
”Kendim, kendimi
kendi kendime görevlendiriyorum” Murat Günay
Bu kez kendisi, kendi kendine hatırlıyoooor, hem de her şeyi
hatırlıyoooorrr…