Bu sezon dizinin temel sorunsalı seçmek, seçimler ve
seçmek zorunda kaldıklarımız. Railly üzerine kurulu bir sezonla karşı
karşıyayız. Öte yandan, Ramse, Cole ve Jennifer geçen sezon yaptıkları
seçimlerin sonuçları ile yüzleştikleri için daha çok bir “amaç” arayışındalar.
'Amacımı buldum.'
Gelecekten geçmişe gönderilen mesajlar çok bilindik
olmasına rağmen benim her zaman hoşuma gidiyor. Fringe dizisindeki Beyaz Lale bölümünde olduğu gibi bu dizide de
gelecekten Jennifer’ın gönderdiği o mesaj bence bölümün en çarpıcı noktası idi.
Bu bölüm iki noktadan insanlara zarar veren ya da
içinde ölüm barındıran eylemlerin sonuçlarının “değişime” değil başka ölümlere
ya da başka kaoslara yol açtığını gösterirken; hayatı ve yaşatmayı seçmenin zamanı
ve insanları değiştirebileceğini gösterdi.
Gözlerindeki kararlılık ürkütücü değil mi?
Birincisi, Railly, 2016’da başlayarak dünyanın pek
çoğunu etkileyecek salgını başlatan kişi olarak gördüğü Jennifer’ı öldürmek
istediğinde Cole buna engel oldu. Dahası, Jennifer kafasındaki sesleri
susturmak için kendini öldürmek istediğinde O’na da engel oldu. Sonuç olarak,
geçmiş yerinde dururken, geleceği değiştirdiler. Bir sezonun ardından ilk defa
bu grup bir şeyi değiştirmiş oldu. Jennifer'ın performansı çok başarılı. Vücut dili ve ses tonunu kullanışı onu tam bir deli yapıyor. O'nu izlerken çok eğleniyorum.
İkinci durum ise Ramse ve Deacon arasındaki ilişki. Ramse
tüm o kinine rağmen geçmişte gidip Deacon’ı ve annesini şiddet gösteren
babasının elinden kurtarmış. Evet, sonuçta Deacon yine Deacon olmuş ama bu
gerçeği biliyor olması sanırım onun içinde bir şeyleri kırdı.
Sezonun sonuna doğru benzer bir kırılmayı Railly’de
de bekliyorum.
Tüm bunlara rağmen dizide şöyle bir sorunla
karşılaşıyoruz. Bu felsefik bakış açısı güzel izleniyor. Ancak dizinin temelini
oluşturan bilim-kurgu yanı biraz aksamaya başladı. Dizinin çıkış noktası olan
filme dair konular birinci sezonda işlendiği için"Bilim-kurgu hikayesi nasıl
devam edecek? Devam ederken tutarlı olacaklar mı?" şimdiden kafamda sormaya
başladım. Bakalım...