Mahir'in değişim
yolculuğu kaldığı yerden hız kesmeden devam ediyor. Hafif aksiyon tadında gene
bir geçiş bölümü izledik. Belli ki bu sezon aksiyon-dram tadında gideceğiz.
Namı gittikçe büyüyor, artık kendine ait bir mıntıkası bile var Mahir'in. Koca
bir mahalleyi de yanına aldı oh mis sırtı yere gelmez, gelmesin de zaten. Bu
masum insanlardan değil korkumuz, daha büyük ağalardan zarar gelecek olması.
Mahir'in çehresi mi değişiyor acaba. Haraç aldı ya da almak zorunda kaldı,
kendince bir yöntem ile parayı kullanmadı, el öptürdü istemese de! Kendi bile
yadırgıyor bu olanları. Özü temiz haram yemez biliyoruz onu; peki çalışmayan bu
adam ne yeyip neyle geçinecek işte orası tam bir muamma.
Evladın için yanmak mı zor, evladına yanmak mı?
Kara ailesi
toparlanıyor sanki. Baba olarak dağılan umutları, acıları, hayalleri toparlama
gayretinde güzel insan Nazif baba. Elinde iğne iplik var artık. İpliği takma
gayretinin sonuçsuzluğu, sonra resme dönüp eşini hasretle anması! Ne yaşarsa
yaşasın bu yaşta, gene de enkazı tek başına kaldırmak zorunda. Başa gelen onca
şeye rağmen umut et diyor Songül'e. İlknur'a torunun en sevdiği masalı
anlatıyor. Şefkat, merhamet her şey o an orada birleşti sanki. Ne güzel bir
adamsın sen demekten kendimi alamıyorum. Oğlunun acısı, yokluğu yeni tesir
etmiş gibi yüreğine. Nazif babanın tarif ettiği evlat ona güç, dayanak, dost,
belki de yarındı! Yarınından korkar olmuş şimdi. Endişe kol geziyor firar
halinde Vezneciler'de.
Bir dokunuşa bu kadar anlam katmasan keşke!
Mahir'in evdeki detayları şahane işlenmiş; yatak
odasını değil kanepeyi tercih etmesi, askıda asılı gömlek, duvarda en
sevdikleri. Sever zaten öyle eğreti halleri! Bil bilse Hakime Hanım; bazen
duvara bile asamaz insan yüreğindekini! Biliyor olmalı aslında duvarda senin,
yürekte! Kaf dağının ardı sanki Mahir'in kalbi öyle ulaşılmaz, öyle soğuk! Ama
bu haller bir yerde güçlü bağlarına zarar verecek! Peki, böylesi yanıp tek
kelime edememek! Taş olması lazım insanın ya da insanüstü bir gayret sarf
etmeli. Çaresizliğin dile gelmiş hali artık Feride; korkuyor, ağlıyor çok
fazla hem de. Tutunacak dalları bir bir gitti! Mahir'i yitirmek en büyük kabusu
oldu. Birini umarsızca sevmek her şeyi, kendini de unutup, onun gözüyle dünyayı
görmektir. Feride şu an dünyaya Mahir gözü ile bakmaya çalışıyor ama Mahir gibi
düşünemiyor, çok zor onun gibi olmaya çalışmak. Tüm gayretine rağmen
bildiğinden şaşmaz olacağını da iyi biliyor aslında. Biz bile Mahir'e kızgın
haldeyiz Feride'ye ettikleri için. Bu kadar sevmese diyeceğim ama sevdaya
kıyamıyorum. Bir anahtar ne çok mana taşırmış! Hayallerle dayayıp döşediğin
evine kapıyı çalıp zor giriyorsun! Kapı açılıyor kısacık bir an tek tebessümle
dünya aydınlanıyor. Adını sanki en güzel o söylüyor, en güzel gülümse de onda
çünkü! Sonra birden gökyüzü kapanıyor buz gibi olmuş mevsim. Ne desen kar
etmiyor sevdiğine! O ev hakkında yanlış düşündüğümü bugün yeniden anladım.
Evet, o ev mühim bir yer olacak! Duvarların boş kalan yerlerine yeni resimler
asılacak. Mutluluk resimleri! Mahir'in büyük suskunluğunda neler anlattığını
gördük tek bir dokunuşla resme bakarken. Feride bir gülüşe hasret, Mahir küçük
bir temas etse vazgeçecek! Ondan köşe bucak bu kaçış, öyle ince bir çizgide
sınanıyorlar. Konuşmadan bakışlar bir anlam taşır mı? En sevdiğim ayrıntılar
bunlar bu aşkta; aynı heyecan ile dolup kalp atışlarını, nefeslerini duymak!
Kalbin ritmi değişir mi ansızın beliren bir yüreğe, nefes nefese bir hal alır
mı; değişirmiş! Yalnız ben sevmiyorum ne bankları, ne banklarda kalan kötü
anıları. Aynı acı ile hemhal olup derde devayı uzakta aramak işte bunu hala
anlamıyorum!
Son pişmanlık çare olmaz Seyis!
Artık bombayı koyanı gördük bildik aman ne
güzel. İşi paslarken menfaat çakışması rol oynamış belli, para ve güç ağır
basmış, şimdi vicdanın ağır basması gibi. Kadın ve çocuk işi yapmam diyenler,
yok valla ben yeminliyim diyenler, işi başkasına paslayınca zarar görmeyecek
miydi düğün ahalisi? Bahar'ın davası bitti mi sahi? Seyit neden yeniden
sahalarda ve niye dışarıda? Bu adam katildi, unuttuk mu Bahar'ı aldı bizden,
şimdi iki canı daha. Bu olayın da bir yere varacağı çok bariz. Yoksa yeniden
çıkmazdı karşımıza. Ya Belgin hadisesi; sonunda tanıştılar nasıl bir
tanışmaksa. Koca yolda Mahir gibisini göremeyen kadın şoför hadisesi! Ne çekti
bu Mahir kadın şoförlerden. Tam korkulacak tip Belgin hatta o tarafta
korkulması gereken tek kişi! Emniyet amirimiz de geldi. Bağlantıları var mı,
bilemedim ama haberler çabuk uçuyor. Çok erken teşhis biliyorum ama Feride gene
yanlış kişiye güvendi galiba! Ya Ayten; onu anlamak çok güç, hızlı yükseldi çok
fena düşecek. Hala daha Mahir'e dair hislerine karşılık alacağını sanıyorsa
saflık derecesinde bir hal içinde olması gerek! Feride'nin Ayten'i ikna çabası
beni düşüncelere sevk etti. Seven sevdiğine zarar gelmesin diye her şeyi yapar,
düşmana gider, çıkmaz yola çıkar, düşmanla birlik olur! Ama yeter ki düşman
namert çıkmasın. O konuda Ayten'e güvenmiyorum maalesef. Kabadayı alemini soran
olursa orası gayya kuyusu olmuş. Yeni yapılanma başlıyor Necdet, Seyis ve
diğerleri iyi bir ekip çıkar oradan. Yalnız diyeyim almadığınıza pişman
olursunuz Mahir'i çünkü her işin hakkından gelir o! Özdemir Asaf'ın dediği gibi;
Ne adlar vardır
Adamlar, dışında kalır.
Ne adamlar vardır
Adını tam taşır.
Adam ben Mahir'im diye yürüyor resmen.
Tam Mahir'e uygun bu. Adını öyle güzel taşıyor
ki; birini üzecekse en iyisini yapar, kırdı mı paramparça eder, birini sevdi mi
tam sever, kafaya koydu mu illa bildiğini eder, sildi mi kapı duvar olur yüreği
gene mahirliğini eder. Adil olmayan bir dünyada Mahir'e sen adil ol diyorlar.
Nasıl olacak bu; özünün cevahiri hep temiz kalacak mı gerçekten? Bu kadar iyi
vasıflara vakıf biri mahsusçuktan bile olsa değişir mi? Keşke hiç değişmese.
Bir defada mahir olmasın yaptığı işte, kendi olsun! Ne zaman gülecekler
sahiden, daha çok kışımız var galiba. Kış biter bahar olur, sizde mevsim kaç
aya tekabül eder bilmiyorum ama bu kış çok uzun olmasa! Çok soğuk bu tarafı
izlemek. Ne kabadayı alemini merak ediyorum, ne de yeni düzeni. Aşk var mı
derinlerde umuda dair işte sadece bunu merak ediyorum!