Game of Thrones: Bir dişinin tek masum anı bebeğini kollarına aldığı andır
Üç dişli mızrak nehrine gitmemişlerdi ve burada, bu izbe bölgedeki unutulmuş hisarın dibinde günlerce Lyanna Stark’ı beklemişlerdi. Sör Arthur Dayne, ellerini belinde taşıdığı çifte kılıçlarının kabzalarında huzursuzca dolaştırıyordu,
 
‘Bence burada boşuna duruyoruz, emri olsun olmasın üç dişli mızrakta Rhaeger ile birlikte olmalıydık’,
 
‘Lordum Baratheon ve Starkların isyanı başlayalı 9, 5 ayı geçti, bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, Prensin emri olmasaydı belki biz de Trident’te aynı kaderi paylaşıyor olacaktık’.
 
‘En azından sövalye gibi onurumuzla çarpışır kahramanca ölürdük, burada kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum günlerdir. Sence birileri gelecek mi?’
 
‘Eddard Stark, buralarda dolaşıyormuş, bizi bulması an meselesi olabilir’.
 
‘Eddard Stark ancak belasını bulur, bana karşı hiç şansı yok, ölümüne üzülmeyeceğim, asıl üzüldüğüm o lanet Baratheon’la karşılaşamamak!’
 
İkisi de kuleden yankılanan çığlıkla bir an için konuşmayı kestiler, etrafı kolaçan ettikten sonra düşüncelerini açığa ilk vuran yine sabah kılıcı Arthur Dayne oldu:

‘Sence bu kadın başaracak mı? Ne tür bir iblis getiriyor başımıza acaba?’
 
***
 
‘Rrrrrrooooooooooaaaaaaaaaaarrgggggggggghhhhhhhh! Arrrrrghhhhhhhhhhh!’
 
Valyria’nın en yüksek dağlarının oluşturduğu platoda tek başına bir dişi yumurtalarını ıkınmakla meşguldü. Sinessidel’in çığlıkları henüz karların yeni tuttuğu bembeyaz platodan aşağıdaki bereketli toprakların bulunduğu ovalara giden vadi patikasında yankılandı,
 
‘Çok az yolumuz kaldı Lordum, kısa zamanda orada oluruz’.
 
Lord Aegon ağır zırh kuşanmış, oflaya puflaya ilerleyen 20 adamına baktı, hepsi yorgunluktan çökmek üzereydi,
 
‘Bu kadar çaba boşuna olabilir, onunla tek başımıza başa çıkamayabiliriz’.
 
‘Kapkara olanın kuzeye doğru uçtuğu söyleniyor haftalar önce, yanlız başına bu kadar güneyde bir dişi, üstelik yumurtlamak üzereyken belki yırtıcı olabilir ama başımıza pek bela açmaz lordum’, dedi klanın iz sürücü avcısı.
 
‘Senin için söylemesi kolay Arthur! Karşımızdaki bir buzul ejderi, üstelik onu sağ ele geçirip evcilleştirmek istiyorum’.
 
‘Yeni anne olmuş bir ejderhadan daha tehlikelisi var mıdır acaba bu dünyada?’ diye merakla fısıldadı adamlarından biri öbürüne. Fısıltısı avcıbaşının kulağına gitmişti, Arthur Lord Aegon’un da bu korkuyla yüzleşmekte olduğundan emin şekilde ona dönerek fikrini belirtti,
 
‘Lordum elimizden geleni yaparız, ama dişi yumurtalarını korumak için ölümcül savaşa girebilir, bence yumurtalarla yetinmeliyiz, belki onlarla santaj yaparak kara ejderhayı sindirebiliriz’.
 
O ana kadar takındığı sert ifadeyi bozmayan Lord Aegon’un yüzünde ilk defa belli belirsiz bir yumuşama, bir tebessüm oluştu,
 
‘Evet, o kara dehşet, onunla anlaşabilirsek tarihi baştan yazarız! Her şeyi istediğimiz gibi yazarız! Tarih bizim istediğimiz gibi yazılır!’
 
Avcıbaşı içten içe gülümsedi, hem ellerindeki silahlarla iri ejderi öldürmek kolay olacaktı, hem de aylardır klanın silah yapımcılarıyla aralarında tartıştıkları konu için zaten buzul ejderhasının ölmesi gerekiyordu.
 
‘Kemiklerini kaynatıp Valeriya demirine katarız’ demişti baş silah uzmanı aylar önce ejderhayı ilk defa uçarken gördüğünde, ‘buzuldan ayrışan su demiri inanılmaz dayanıklı yapar, oradan elde ettiğimiz çeliklerden en sağlam kılıçları, savaş aletlerini yaparım, Valeriya çeliği yüzyıllar boyunca sırrı aranan bir güzellik olarak insanların akıllarına işler’.
 
Yirmi bir kişilik savaşçı grubu vadiden platoya çıkmış dikkatlice etrafı kolaçan etmekteydi, saatlerdir duydukları yankılanan çığlıklar kesilmişti. Lord Aegon avcıbaşının ona doğru dönüp gülümsediğini farketti ve parmağıyla gösterdiği dağdaki belli belirsiz çatlağa baktı. Kara giysili maskeli adam yanındaki yorgun ve aç yoldaşlarına dönerek gülümsedi, günlerdir karla kaplanmış yüksek vadilerde geziniyorlardı ve işte şimdi önlerindeki yüksek nehir yatağının kayalıklarında dinlenirken bulmuşlardı yaratığı, savunmasızca uyukluyordu. Hareket bile etmeden fısıldadı, sadece adamlarına dönerek dudaklarını hafifçe oynattı,
 
‘En iyi anne ölü annedir, zaten canlısı yumurtadan çıkmış ejderhaları sahiplenmemize hiç sıcak bakmayacaktı. Haydi şu buzul ejderinin anneler gününü kutlayalım!’ diyerek avcıbaşının işaret ettiği donmuş nehire doğru ilerleme emri verdi, genç Lord Aegon 20 adamına.
 
 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER