Martin Scorsese: Farklı türlerde farklı projeler

Martin Scorsese: Farklı türlerde farklı projeler
Derek Reed/Contour by Getty Images
82 yaşındaki efsane yönetmen Martin Scorsese üst üste Silence (2016), The Irishman (2019) ve Killers of the Flower Moon (2023) filmlerini kotardıktan sonra 2024'ü dinlenerek, genelde de senaryolarla meşgul olarak geçirdi. 2024 yılında setlere dönmeyen Scorsese bu süre zarfında pek çok proje açıkladı ama bu projelerin çekilip çekilmeyeceği, hangisinin sıradaki projesi olduğu şimdilik net değil. Yine de yönetmenin hayranı olarak bu projelere değinmek, projelerdeki son bilgileri derlemek istedim. En yenisinden en eskisine kotarabileceği projeleri şunlar:

Hawaii Merkezli İsimsiz Suç Filmi: Gündeme bomba gibi düştü bu proje. Hawaiili aktör/yapımcı Dwayne Johnson nicedir memleketiyle alakalı bir film çekmek istiyor. Yıllar önce Robert Zemeckis'le The King adlı Hawaii merkezli biyografik bir proje hazırlamaya başlamıştı ama bu projenin akıbeti belirsizleşince Johnson soluğu Scorsese'nin ofisinde aldı. Johnson, Scorsese'ye Goodfellas ve The Departed karışımı bir suç projesini kotarma teklifini iletmiş, ilginçtir Scorsese, The Irishman'le gangster defterini kapatmış olmasına rağmen teklifi kabul etti. Haberlere göre Johnson'ı Goodfellas'taki Robert De Niro'nun rolüne benzer bir mafya babası rolünde izleyeceğiz. Hawaii'de çekilip 70 ve 80'lerde geçecek filmde Leonardo DiCaprio ve Emily Blunt da rol alacaklar. Filmin platformu veya stüdyosu henüz belirlenmedi ama projede hızla yol alındığından çekimlere 2025 bitmeden başlanması planlanıyor. Şimdilik Scorsese'nin en olası projesi gibi duruyor. Bu arada hakları Netflix'in alabileceği söyleniyor. 

A Life of Jesus: Scorsese, Hz. İsa'nın hayatıyla alakalı olarak daha önce The Last Temptation of Christ'ı çekmiş olsa ve neredeyse bütün filmlerinde dini, inancı sorgulamış olsa da halen İsa'yla alakalı bir film daha yapmak istemekte. Geçtiğimiz yıllarda Papa'yla görüştükten sonra A Life of Jesus'ı duyuran Scorsese bu filmini Silence kitabının yazarı Shûsaku Endô'nun kitabından Kent Jones'la birlikte senaryolaştırdı. Çekimlere bu sene başlamayı planlıyordu. Başroller içinse Silence'ta çalıştığı Andrew Garfield'la ilk kez çalışacağı Miles Teller'ı tercih etmişti. Fakat sonradan proje rafa kaldırıldı. Şimdilik çekilip çekilmeyeceği belirsiz. Bu arada filmin sadece 80 dk sürmesi planlanıyordu. Gerçekleşirse Scorsese'nin en kısa filmlerinden biri olacağı ortada. 

Home: Scorsese'nin geçen sene duyurduğu projesi. Marilynne Robinson'ın aynı adlı kitabının uyarlaması. Gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirsiz. Ama Scorsese kitabı çok sevdiğinden fırsat bulursa perdeye taşımak istiyor. Kitap kurmaca bir dünyada geçip bir kadının 1956 yılında babası için memleketine dönmesinin ardından yaptığı dini sorgulamalara odaklanan bir eser. Scorsese kariyeri boyunca dini ve inancı pek çok dramasında (Kundun, The Last Temptation of Christ, Silence ve nicesi) sorguladığından bu sorgulamaları konu alan bir kitabın ilgisini çekmesine şaşırmamalı. Suç ve din temaları Scorsese'nin hiçbir zaman vazgeçemeyeceği iki tema. Bakalım Home'u çekebilecek mi?

The Devil in the White City: Bu projenin geçmişi çok eski. Leonardo DiCaprio aynı adlı kitabın haklarını 2009'da satın aldıktan sonra yönetmenlik için ekürisi Scorsese'yle el sıkışmıştı. Ama ortaya bir türlü tatmin edici bir senaryo çıkmadığından en sonunda projeyi mini diziye dönüştürmeye, başrolü de Keanu Reeves'e paslamaya karar verdiler. Lakin... Bu mini dizi de olmadı. Bunun üzerine her şeyi çöpe atıp sıfırdan bir film senaryosuna başlanacağı, bu kez iyi bir senaryo yazılması halinde DiCaprio'nun başrole, Scorsese'nin yönetmenliğe döneceği açıklandı. Senaryonun 2026'ya dek yazılıp bitirilmesi, Scorsese'nin Johnson'lı filmden sonra bu filmi çekmeyi planladığı söyleniyor. Gerçekleşirse DiCaprio'yu seri katil H.H. Holmes rolünde izleyeceğiz. Film, 1893 yılında Chicago'daki fuar sırasında seri katilin 200'den fazla kişiyi katletmesini, bir mimarın ise bu esnada Eifel'le kapışacak bir fuar alanını imar etmeye çalışmasını konu alacak. Bakalım Erik Larson'ın dev kitabı sonunda hak ettiği uyarlamaya kavuşabilecek mi? Kitap bizde Beyaz Şehirdeki iblis adıyla yayımlanmıştı.

The Wager: DiCaprio-Scorsese ortaklığının bir diğer olası meyvesi The Wager (idi?). Killers of the Flower Moon'un yazarı David Grann'ın aynı adlı araştırma kitabından uyarlanan filmin çekilme ihtimali çok düşük. Zira son yıllarda Scorsese'yle alakalı gelen yeni proje haberlerinde artık bu filmden pek bahsedilmiyor. Dolayısıyla yüksek bütçe ve büyük bir prodüksiyon gerektiren bu projenin şimdilik rafa kaldırıldığını söylemek mümkün. Proje gerçekleşirse 1740 yılında İngilizlere ait bir geminin Güney Amerika sularında batma noktasına geldiğinde kaptanla mürettebatın zorlu iklim koşulları ve delilikle mücadele edip hayatta kalmaya çalışmalarını konu alacak. Heyecanlandırıcı bir proje. Scorsese'nin ikinci Shutter Island'ı olabilir. Bekleyelim görelim.

Shipwrecks of Sicily: İtalyan kökenli Scorsese kökenlerini de sıklıkla sinemaya ve küçük ekrana taşımış bir isim. Bu kez ise memleketi Sicilya'yla alakalı bir belgesel hazırlama niyetinde. Henüz ismi netleşmeyen belgesel arkeolog Lisa Briggs'in Sicilya'daki bir gemi kazasıyla alakalı araştırmalarından yola çıkacak. Bu araştırmalardan sonra antik deniz ticaretiyle alakalı yeni bilgilere ulaşılmıştı. Scorsese'nin sıradaki kurmaca filmi için beklemeye devam edeceğiz ama bu sürede ustadan bir belgesel izleyebiliriz, ki Scorsese'nin belgesel türünde de epey maharetli olduğunu, bu türde de pek çok filme imzasını attığını belirtelim. 

Diziler: Sinema ve belgesel projelerinden bahsettikten sonra gelelim küçük ekran projelerine. İlki Cape of Fear. Hatırlanacağı üzere Scorsese, Korku Burnu adıyla dilimize kazandırılan romanı 90'larda Robert De Niro ve Nick Nolte'nin başrollerinde sinemaya uyarlamıştı. En iyi eserleri arasında olmasa da epey vahşi bir uyarlama olduğunu, gerim gerim gerdiğini söyleyebiliriz. İşte bu kitap bu kez de TV'ye mini dizi formatında uyarlanıyor. Başroller için Hollywood'un iki yıldızıyla, Javier Bardem ve Amy Adams'la anlaşmaya varıldı. Bardem psikopat Max Cady'i, Adams bu psikopatın intikam almak istediği, terörize ettiği avukatın eşi Anna Bowden'ı canlandıracaklar. Avukat rolünü oynayacak isim henüz duyurulmadı. Scorsese, Steven Spielberg'le birlikte yürütücü yapımcılığı üstlenecek. Diziyi yönetip yönetmeyeceği şimdilik belirsiz. Bir diğer diziyse Gangs of New York uyarlaması. Yıllar yıllar önce duyurulan ama çekilemeyen bir proje bu. 2022'de yeni versiyon duyuruldu ama aradan geçen üç senede bu projeden yeni bir haber gelmedi. Dolayısıyla şimdilik bunun da rafa kalktığını söyleyebiliriz. Ama çekilirse Scorsese ilk iki bölümü yönetmeyi planlıyor. 

Oyunculuk: Dizilerden sonra gelelim oyunculuğa. Scorsese'yi bu yıl Max platformunun Seth Rogen'lı komedi dizisi The Studio'da izleyebileceğiz. Scorsese bu dizide konuk oyuncu olarak yer alıp kendisini oynadı, ki dizinin de Hollywood taşlaması olduğunu belirtelim. Öte yandan diğer projesiyse In the Hand of Dante adlı film. Julian Schnabel'ın bol yıldızlı suç-gizem filminde Scorsese de rol aldı. Filmde Gerard Butler, Oscar Isaac, Jason Momoa, Gal Gadot, John Malkovich, Franco Nero ve Al Pacino rol aldılar. Scorsese'yi perdede ve ekranda rol keserken izlemek isteyenler bu iki yapımı listeye alabilirler. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER