Dengeler: Biri Olmak
sekizinci bölüm itibarıyla sezon finali yaptı ve nekahet dönemine girdi. Sekiz
bölüm sonunda elimizde çok iyi yönetilmiş, çok iyi oynanmış, çok iyi müzikleri
olan; verdiği mesajlar ile suç dünyasının insanların hayatlarını nasıl
çaldığını çok iyi anlatan bir dizi mevcut. Özellikle yönetmen Süleyman Mert
Özdemir çok iyi bir iş ortaya koymuş. Çekim olarak üst düzey bir dizi olduğunu
düşünüyorum. Senaryo konusunda ise ince dokunuşları olan çok iyi yazılmış
karakterlere sahip bir dizi Dengeler: Biri Olmak. Gelgelelim bazı şeyler de
eksik. Bu kadar iyi bir hikayeye ve iyi tasarlanmış karakterlere sahip dizi,
bende, eksik bir şeyler var duygusu oluşturdu.
Bir dizi veya film izlerken
baktığım ilk şey senaryosu oluyor. Anlatmak istediği hikayeleri olan ve bunu
bir dizi veya film olarak anlatmak isteyen biri olarak senaryonun nasıl
yazıldığı ile özel olarak ilgileniyorum. İzlediğim içerikleri değerlendirirken
de senaryosu iyi mi değil mi, derinlikli karakterlere sahip mi, bu karakterleri
yeterince iyi anlatabiliyor mu, bu içerikten ne öğrenebilirim diye bakıyorum.
Bana geçmeyen yönleri varsa da bunun üzerine kafa patlatıyorum. Bana geçmeyen
tarafları olan işleri, içeriği üretenlere belki faydam dokunur diye kaleme alıp
paylaşıyorum. Böylece öğrendiklerimi yorumlayarak kendime de bir katkı
sağlıyorum. Dengeler’i izlerken de bana geçmeyen yönleri oldu. Biraz bunları
irdelemek, neden böyle olduğu üzerine kafa yormak istedim.
İlk ve en büyük sorun başrol
karakteri olan Ferit’in motivasyonunun açık ve anlaşılır olmaması. Bunu ilk
yazımda da belirtmiştim. Hikayeye tekrar bir göz gezdirecek olursak Ferit
tiktok videoları çekip ünlü olmaya çalışan, içerik olarak boks videoları çeken
bir genç. Asıl amacı ise bir şekilde boks yapabilmek. Bunun yolunu da illegal
şekilde maça çıkmakta buluyor. Bir de Ferit’in etrafını saran bir mafya dünyası
var. Bu dünyanın eski gediklilerinden Faysal ile Ferit’in mahalleden
tanışıklığı olduğunu görüyoruz. Çete anlaşmazlıkları sonucu Faysal öldürülüyor.
Ferit de Faysal’ın intikamını almak için suça bulaşıyor.
Basit olarak böyle anlattığım
hikaye başlangıcında Ferit’in intikam alma arzusunun altı tam olarak
doldurulamıyor. Çünkü Faysal ile Ferit ilişkisinin intikam alma uğruna adam
öldürecek denli güçlü olduğuna bizi ikna edecek sahnelerin eksikliğini yaşıyoruz.
Bu sahneler yeterli ve güçlü olmadığından Ferit’in motivasyonu seyirciyi tam
olarak ikna etmiyor. Hatta dizi bittiğinde Ferit’in tek motivasyonunun en
baştan beri şiddete olan aşkı olduğunu düşündüm.
Faysal intikamı sonrası
Ferit’in bir boks deneyimi yaşadığı üçüncü bölüm ve sonrasında abisini
kaybettiği ve intikamını aldığı bir dördüncü bölüm izliyoruz. Dizi dördüncü
bölümde bir sezon finali havasında bitiyor. Dört aylık bir zaman atlaması
sonrası Ferit mafya tetikçisi olmuş bir halde karşımıza çıkıyor. Bu andan sonra
Ferit’in bir motivasyonu da mevcut değil artık. Kalan dört bölüm boyunca tek
motivasyonu elindeki gücü bir şekilde kullanmak olan bir Ferit görüyoruz. Neyi
neden yaptığını anlamıyoruz. Ferit de bilmiyor zaten. Tek amacı adam öldürmek
olan bir tetikçi halini alıyor. Burada da artık bitmiş bir karakter arkı sorunu
ortaya çıkıyor. Ferit dördüncü bölüm sonrası hayalleri, isteği olmayan
senaryosal olarak karakter gelişimini tamamlamış biri. Etrafında olan olayların
ise pek bir mahiyeti kalmıyor. Seyirci olarak Ferit ile empati kuramadığımız
bir diziye dönüşüyor Dengeler. Karakter arkı tamamlandığından, artık elde
senaryonun itici gücü olan istek de ortada olmadığından geri kalan her şey bir belgesel
havasını alıyor.
İkinci büyük sorun dizideki
bazı karakterin ana çatışmaya katkısı olmayan sahneleri. Sahne sahne
baktığımızda çok etkileyici yazılmış sahneler bunlar ama ana hikayeden kopuk
şekilde gerçekleşiyor. Sadece suç dünyasını anlatmak için kurgulanmış hikayeler
mevcut dizide. Murat-Müjgan ilişkisi mesela. Dizide çok büyük bir yer kaplayan
ilişkinin ana çatımaya bir katkısı yok. Aynı şekilde Nejat ve abisinin hikayesi
de ana hikaye ile alakasız şekilde sonuçlanıyor. Hidayet’e ayrılan bazı
sahneler de çok kopuk ve ana çatışmaya katkı sağlamıyor. Özellikle kızlar,
Ferit ve Ferit’in kuzeni ile olan sahneleri ana çatışmaya katkısı olmayan ve
hikayeyi yavaşlatan sahneler. Zeynep-Ferit ilişkisi mesela, ana çatışmadan
bağımsız başka bir evrende geçen sahneler. Zeynep (Ferit’in girdiği suç
dünyasının hiçbir yerinde) Ferit’e etkisi olmayan hayali bir karakter gibi
takılıyor sekiz bölüm boyunca. Vural komiser neden var bu dizide ve ona dair
sahnelerin amacı ne? Bunlar da bir yere bağlanmıyor.
Bu aşamada şunu belirtmek
lazım. Dengeler: Biri Olmak 1000 parçalı bir yapboz gibi. Çok küçük ama
yapbozun da tam bir resim olmasını sağlayan kilit parçaları eksik. Biraz
uzaktan bakınca gözümüz resimi tamamlıyor. Biraz yakına yaklaşınca olayları
birbirine bağlayan en önemli parçalar eksik gibi. En azından benim görebildiğim
bu. Bunun sebebine dair bir tahminim var. O da bu hikayenin bir evren olarak
tasarlanması. Bazı parçalar başka bir zamanda anlatılmak için diziden
çıkarılmış. Takip ettiğim için biliyorum. Dengeler evreninde ilk olarak
“Dengeler” adında bir film çekildi. Sonbahar gibi vizyona girecek galiba.
Ferit’in boks hayalinin ve Hidayet’in bu dizide özellikle anlatılmayan
hikayesinin orada işlendiğini düşünüyorum. Hidayet konusunda Süleyman Mert Özdemir
zaten öyle olduğunu açıkladı. Bu temel ve eksik parçalar çok daha başarılı
olabilecek bir diziyi yarım hale getirmiş. Sarp bey çok zor bir işin altına
girmiş bence. Bu kilit noktaların eksikliği bir şekilde hissediliyor ama
yapboza uzaktan bakan seyirci yine de o resmi kafasında tamamlayabiliyor. Benim
gibi derdi senaryo ve hikaye olan kişiler ise ağzında kekremsi bir tat ile
ekranın başından kalkıyor.
Diziyi izleyenler genel
olarak diziye hayran kalmışlar. En azından sosyal medya platformlarında yapılan
yorumlar dizinin izleyenler tarafından memnuniyet ile karşılandığını
gösteriyor. Dengeler: Biri Olmak bir suç dizisi. Suç dizilerini seven bir
toplum olduğumuzdan dolayı dizi, türü sevenler arasında bir heyecan uyandırdı.
Hele ki dördüncü bölüm dizi tarihimizde en çok şiddet içeren bölüm olabilir.
Kurtlar Vadisi dizisinden bu yana suçu bu kadar derinlemesine işleyen ilk dizi
de olabilir. Hatta şiddet dozu olarak onu geçen sahnelere sahip olan bir dizi.
Sezon bittiğinde dizinin
başında hayalleri olan, hayatın içinde savrulan bir karakter olduğunu
düşündüğüm Ferit ile kurduğum gönül bağının koptuğunu hissettim. Yengesi evden
kovduğunda iyi bari en azından yengesi beladan uzak kalacak dedim içimden.
Çünkü Ferit artık bir sosyopata dönüşmüştü. En baştan beri bunun emaresi vardı
ama başlarda yine de biraz empati kurabiliyordum. Amaçlanan şey seyirciye bunu
hissettirmek ise dizi başarılı olmuş diyebilirim. Gelinen noktada bir ikinci
sezon olacaksa. Ferit’e gerçek bir motivasyon bulmak şart. Bu hali ile ruhsuz
bir tetikçi olarak ortada takılan, hayat ile bağları kopmuş, empati kurulması
imkansız bir karakter oldu. Özellikle mahalle baskını sahnesinde kendi gibi bir
şekilde suça bulaşmış gençleri Nejat’ın bırak demesine rağmen öldürmesi
Ferit’in bütün masumiyetini de öldürdü benim gözümde. O yüzden Ferit’in bir
sosyopata dönüştüğünü ve empati kurulması imkansız bir karakter olduğunu
düşünüyorum. Hatta çok kolay adam öldürdüğünü, öldürdüğü adamları parçaladığını
gördüğümüz Nejat’ı bile bir nebze anlıyorken, Ferit’in eylemlerinin Nejat
tarafından bile anlaşılamaması onun dönüştüğü şeyi açıkça anlatıyor. Böyle bir
karakterden de empati kurulabilecek bir hikaye yaratılabilir mi pek
bilemiyorum.
Diziye dair değinmek
istediğim bir başka sorun ise mantık hataları. Bunları anlatılmak istenen
konunun önemi( suç dünyasının acımasızlığı) adına görmezden gelmeye çalıştım
ama seyir zevkini aşırı düşüren fahiş diyebileceğim mantık hataları mevcut
dizide. En büyüğü İlyas’ın Ferit’in abisini öldürmesi. Sadece final sahnesi
için ve Ferit’i bir şekilde İlyas’ın yanına koymak için senaryosal olarak böyle
yazılmış bir sahne olduğunu düşünüyorum. Olay öncesi bu taksi İdris tarafından
araştırılmış, kime ait olduğu öğrenilmişti. Olayın iç yüzünü bir şekilde
öğrenmek mümkünken İlyas’ın böyle bir şeye kalkışmasının altı doldurulamadı.
Ayrıca finalde İlyas’ın peşine düşmesi gereken Ferit’in sokak çeteleri ile
savaşmaya gitmesi de ayrı bir mantık hatası. Oğlu dövüldüğü için önünü arkasını
düşünmeden adam öldüren İlyas’ın oğlunun cenazesine bile katılmadan kaçmaya
çalışması ise başka bir mantık hatası. Finalde İlyas, Ferit tarafından
öldürülmeliydi. O da senaryosal olarak yanlış yapılmış bir tercih bana göre.
Başka hatalar da var. Nejat’ın polise çalıştığını hastanedeki bir hemşirenin
bilmesi, kuş uçmaz kervan geçmez sokaklarda gizli polisin kırmızı ışığa
takılması gibi.
İlk yazıma başlarken “Biri
olmak önemlidir. Zaman alır. Feleğin çemberinden geçmek gerekir. Hayatının her
anında insanın karşısına ‘biri olmak’ için çeşitli yollar çıkar. Tercihlerimiz
bizleri o yollardan birine sokar. Bazen de çevremiz bizleri biri olmaya zorlar.
Ferit Kamacı, bu ikinci yoldan geçen, o yolda gül koklamak isterken eline
dikenler batan bir genç” demiştim. İlk sezon sonunda şunu anladım ki Ferit dizi
hikayesi başlamadan çok daha önce gül koklamaktan vazgeçmiş birisi. Hayatta bir
köşeye savrulmuş hiçbir zaman “biri” olamayacak birisi. O yüzden Ferit’in
hikayesini izlemek çok zor. İçten içe zaten onun hiçbir zaman düzelemeyecek
kayıp biri olduğunu biliyorsun. Bu da bana acı veriyor galiba. Gerçek bir acı.
Bu acıyı hissetmek istiyor muyum emin değilim. Bu acıyı bakışları ile bana
hissettiren Cihangir Ceyhan’a, kalemi ile bu dünyayı inşa eden Sarp
Kalfaoğlu’na, hikayeyi bir kanaviçe gibi işleyen Süleyman Mert Özdemir’e ve
dizinin dünyasında emeği geçen herkese tebriklerimi iletiyorum. Eksiklerine rağmen
Dengeler: Biri Olmak insanın ruhuna işleyen, yıllar geçse de hatırlanacak
sahneleri olan bir dizi olmuş.