Gözümüzü Londra'da açıp Ankara'ya gidiyoruz hızlıca. Üstelik
Cumhuriyet'in 25. yılından 50. yılına uzanan süreçlerinde. Londra dedim ya en
başta. O kasvet, yağışlı, soğuk havaların olduğu bi' gündeyiz. Pek iyi değil
durumlar o odada. Çünkü artık 40. Sevgi Soysal ve hayatının hepsi gözünün
önünden film şeridi gibi geçiyor...
Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu tarafından sahnelenen
Sevgi Sosyal Yaşamakta Israr Ediyor oyununu izledim sahnedeki 5 mükemmel
kadından. Önce itiraf edeyim: Sevgi Soysal'la o gün tanıştım. Sahneye
çıktığında 5 muhteşem kadın, işte o an hikayeyi izlerken tanıdım Sevgi Soysal'ı.
İyi ki tanıdım o güçlü kadını. Mücadele ruhunu, azmini, inadını, sevgisini,
hırsını...
Bizi hemen çıkardı o kasvetli odadan ve Ankara'ya götürdü.
Çocukluğuna, gençliğine, arkadaşlarına, aşklarına, ailesine... Tüm ailesini
öyle güzel tanıttı ki Sevgi hepsiyle bağ kurduk usulca. Yaşadıkları yer, çevresi;
hataları, doğruları, çöküşleri, yükselişleri...
Aslında bizi kendi geçmişindeki yolculuğa Londra'daki o iki göz odasına gelen gizemli paketlerin içinden çıkan kitaplarla çıkardı. O kitaplar kendi geçmişine götürdü Sevgi'yi ve bizimle paylaşmak istedi o günleri. Yazmak iyidir, iyiydi her zaman Sevgi için...
Evlilikleri, çocukları, yaşadığı zorluklar. Kadın olmanın
zorluğunu ama bu zorluğu nasıl aşarız kısmını bi' kez daha yaşattı Sevgi. Sevgi
Soysal yaşamaya, yaşatmaya direndi. Ama işte hastalığı onu çok genç yaşta
sevdiklerinden ayırdı. Şu cümleyi yazarken hala gözlerim dolu dolu. Çünkü o
günleri öylesine içte oynadı ki oyuncular hepsini yaşadım. Arkadaki barkovizyon
ise geçişleri akıcı biçimde ilerletti. Sahnede dekora da bayıldım. Evet,
öylesine basit ama bi' o kadar da etkili ve kullanışlı. Mesela Sevgi'nin evi de
oluyor o dekorlar, yatağı da. Yastığı da duvarı da. Masası da hapishane kapısı
da...
Sevgi insanları da tanıyor bu süreçte, kadınlara destek de
oluyor. Arkadaşı Adalet Ağaoğlu ile bi' sahnesi var ki zaten zorlu hayatın
kadınlar için ekstra zorlu ve dikenli yolunu konuşuyorlar. Adalet'in sahne
macerasının kısa sürmesi, Sevgi'nin onu kamçılaması, Adalet'in yazdıklarını
arkadaşına göstermesi ve sonunda işin "fasulye yemeği" yapma kısmına
gelmesi. Çünkü kadın dışarıda çalışırken de evinde yemek yapmalı, kadın ev
hanımıysa da yemek yapmaya devam etmeli. Kadın hem çocuğuna bakmalı hem her
yere koşmalı...
Tante Rosa'yla, Şenel'le, her gittiği yerde denk geldiği kadınlarla... Kadın kadına her daim her yerde yurt olmayı bilirse neler olurlarla ilerliyor Sevgi... İsmi gibi yaşayarak.
Sevgi'nin UYANIŞ'ıdır bu oyun. Hayatının her anında sessiz
kalmadığının resmidir bu. Nefes aldığı sürece nefes olmaya çalışmasının sahnede
vücut bulmuş halidir.
Oyuncular: Banu
Açıkdeniz, Burcu İsra Kanbakoğlu, Duygu Dalyanoğlu, Nihal Albayrak ve Zeynep
Okan. Hepsi birbirinden başarılıydı sahne üzerinde. Ve bu kadınları mutlaka
sahnede izleyin, izletin. Herkesin BGST'na ait Sevgi Soysal Yaşamakta Israr
Ediyor oyununu izlemesi gerek. İster Sevgi Soysal'ın hayatını bilin ister
bilmeyin. Tüm ekibin emeğine sağlık, daha fazla anlatıp spoiler vermemek adına ben kaçar.^^
Sevgiler...
OYUN KÜNYE BİLGİLERİ
Yazan: Duygu Dalyanoğlu
Yöneten: Aysel Yıldırım
Oynayanlar: Banu Açıkdeniz, Burcu İsra Kanbakoğlu, Duygu Dalyanoğlu, Nihal Albayrak, Zeynep Okan
Proje Tasarımı: Duygu Dalyanoğlu
Dramaturji: Kolektif
Sahne Tasarımı: Ali Dur
Koreografi: Banu Açıkdeniz
Görüntü Tasarımı: Kenan Özcan
Görüntü Rejisi: Duygu Dalyanoğlu
Ses Tasarımı ve Müzik: Beril Sarıaltun
Işık Tasarımı: İlker Ergün, Zilan Kaki
Işık Uygulama: İlker Ergün/ Ra Yavuz
Efekt Uygulama: İrem Uyum
Kostüm: Büşra Karpuz, Duygu Dalyanoğlu, Nilgün Ilgıcıoğlu
Afiş ve Fotoğraf: Kenan Özcan
Yapım Koordinasyon: Duygu Dalyanoğlu, Nihal Albayrak
İletişim ve Medya İlişkileri: Nihal Albayrak