Kan Çiçekleri: Ve seni, benim hayatıma uğratan kaderin de vardır bir bildiği

Gelelim Dilan'ın Baran'dan sürekli bir şeyler saklaması meselesine. Bir insanın sevdiklerinden bir şeyler saklaması onu sevmediği anlamına gelmez. İnsanlar ailem dediklerinden de bir şeyler saklarlar ya da saklamak zorunda kalırlar belki. Korumak için, üzmemek için ya da çaresizlikten. Dilan'ın üveylik mevzusunu Baran'a söyleyeceğinden şüphem yoktu. Sadece kendisinin bir hazmetmesi gerekirdi. Hazmetti ve döküldü Baran'a tek tek. Hem de tüm çocukluğu ve eksik kalmışlığı ile birlikte. Ve Fakat Sabiha mevzusu çok farklı. Ayağından zincirlenen Dilan'ı Baran öğrendiğinde hiçbir şey yapmadan durur mu sanıyorsunuz? Durmaz! Bu adam, Dilan için öz amcasına silah çekti; hem de gözünü bile kırpmadan. Baran'ı korumak için söylemediği şeyler yüzünden Dilan'ın sevgisini sorgulayamaz kimse. O zaman en çok Kudret babaya kızalım, biz. En büyük gerçeği, annesinin katilini o biliyor ama söylemiyor Baran'a. Sevmediğinden mi? Aksine, oğluna zarar gelmesinden korktuğu için ki Kudret babanın sakladığı gerçekten en büyük zararı gören yine Dilan.
 

*Bunun hesabını soracağım bakışı*
 
Günlerdir Sabiha'nın evirilişine bir sürü kulp bulundu. En çokta Dilan’ın Sabiha’yı bu kadar çabuk kabullenmesine; bende dâhil. Dilan aslında Sabiha’dan çok onun anne kimliğinden etkilendi. Bir annenin evladı için neler yapabileceğine ve yaşadığı hüsrana da birebir şahit oldu.  Tamam, bu kadar kısa bir sürede değişmesi bana göre de eksik bir nokta ancak bunu tartışmanın da pek bir anlamı yok artık. Bazen olan oldu dersin ve devam edersin. Artık o raddeye geldik. Bölümler yeniden çekilmeyeceğine göre izin verin Sabiha'nın Dilan'ı nasıl sarıp sarmalayacağına şahit olalım. Çünkü ben, Baran tarafından zaten çok sevilen Dilan'ın, annesi tarafından da desteklenince gerçek kimliğine bürüneceğine inanıyorum. Artık bir bedel değil, kan davasının bir bağı değil Dilan ve her şeyden önce Azade Karabey ve aşirete karşı artık özgür. Bundan sonra gerçek anlamda bir Dilan Karabey; hiç bir kusuru olmayan…
 
Kısa Notlarım:
* İzninizle açılışı cam çerçeve dışarı fırlayınca Demirlerin kapısını çalmaya dahi tenezzül etmeden kapıyı kırıp içeri giren Baran Karabey ile yapmak istiyorum. Bebeğim Demirler Kral görsün biraz biz her gün şahidiz. Evden çıkarken ki bakışı apayrı bir mevzu. Bu henüz fragmandı; beklemede kalın Demirler…

* Baran'ın, Fırat'a çıkışırken aslında usulüne uygun davranmasını istediğini en başından beri biliyordum. Babasını arayıp Fırat'la konuşmasını ona destek olmasını istemesini çok sevdim. Dilerim Fırat bir anlık babasının gafletine gelip de Baran'ı ezip geçmez.

* Fırat'ın babasının karakterini bilip ona nispet yapar gibi amcam adam satmaz, hele ki ailesini asla satmaz demesi nereden baksan çok kral bir hareketti. Sende satma sakın Fıratcım. Sana güvenimi ve sevgimi boşa çıkarma.

* Hanife'nin Dilan'ın ayaklarına kapanmasına sevinenlere sözüm: o ayak kapanmanın benim için hiç bir anlamı yoktur. Keza kendi çocukları için bunu yaptı; Dilan'a yaşattıkları için değil. Bu yüzden o sahne yeniden gerçekleşecek fakat bu kez Dilan'dan özür dilemek için.

* Sonsuz, sonsuz kızsam da Hanife'nin Dilan'ı bedel vermesine karşın bir şey söylemek istiyorum: Şayet Dilan olmasaydı, Hanife  bedel için Zümrüt'ü de verirdi. Çünkü neden vermesin? Kimse ölmeyecekti sonuçta.

* Dilan'ı o kadar savunmasının ardından onu savunmasız bir şekilde, tek yalnız, tüm gerçeklerle gitmesine izin veren Cevdet, seni de yazdım bir kenara. O gerçeklerle başına neler gelebilirdi hiç düşündün mü?

* Üveylik mevzusu bu hikâyenin en önemli olaylarından biriydi ve bana göre bölüm tamamen bunun üzerinden ilerlemeliydi. Ancak diğer karakterleri seyretmekten olaya adapte olamadık. Üzgünüm hikâyenin kurgu bölümü çok fazla dağılmaya başladı. Bir üveylik mevzusu ortaya çıktı ama Gül ve Fırat'ın aşkıyla, Kader'in bayılmasıyla karma karışık oldu. Onları izlemekten üveyliğe adapte olamadım. Bir saat on altı dakikalık bir bölümde böyle önemli bir olaya ayrılan süre yirmi dakika yoktu. Nereden bakarsan bak elde kalıyor 190. bölüm.
 
Ben hala 191. Bölümdeyim. Her yönünden şahane bir bölümdü. Yazan, yöneten, oynayan, kamera arkası önü emek veren herkesin yüreğine sağlık. Sevgiyle kalın.
 
Arka fonda *Zaaf Ömrümün en güzel yarısı.*
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER