Normalde yazılarıma bir şiir ya da şarkı sözü ile
başlarım. Bu defa bulamadım. Yani elbet vardır uygun sözler, şiirler, şarkılar
ama kalbimde öyle bir yük ile yazıyorum ki elim gitmedi.
Sezon başladığında ilk tanıtımlarda siyahlar içinde
bir Ceylin görünce anlamıştım. Bu sezon duygusal açıdan daha yoğun olacak
dedim. Ama sanırım bu kadarını beklemiyordum. Anlamıştım çünkü Ceylin'in
renkler ile arasında hep çok özel bir ilişki vardı. Hatırlayın siyah giymek
istemeyip o meşhur mavi takımı giymişti. Çünkü mutlu hissetmek istemişti
sabahki tedirginliğini atarak.
Ceylin renkleri cinsiyetle değil umutlarla ve hislerle
özdeşleştirdi hep. Bunun için şimdi siyahlar, koyu renkler içindeki Ceylin
kötüleşmiş ya da "dark side"a geçmiş değil. Sadece mutsuzluğu içinde,
acısı içinde bu defa bir umut ışığı göremiyor.
Yüreğinden yaralı oyun arkadaşlarına gelirsek...
Ilgaz'ın Nil karakterine tutumunu nasıl değerlendirmem
gerektiğine karar veremedim. Nil ile bir süredir çeşitli mekanlarda buluştuğu
anlaşılıyor.. Bir kadın bir erkeğin koluna böylesine rahat giriyorsa bir
aşinalığı var o adamla demektir. Fakat Ilgaz'ın bu dokunuşlardan zevk almadığı
da belli. O zaman neden diye soruyor insan. Ilgaz'ın yeni bir ilişki arayışında
olduğu ihtimalini de reddediyorum. Mercan 2,5 yıl önce onlardan ayrılmış.
Ceylin ile ayrılalı daha da az olmuş. Ayrılmak isteyen Ceylin olabilir ama çok
kesif bir acı nedeniyle ayrılmışlar. Sevdiği kadın renkleri bile kendine yasak
etmişken, bunun nedenini de en iyi Ilgaz biliyorken başka biri ile denemek
aklına dahi gelmez. Öyle sığ seven bir adam değil Ilgaz. Olamaz. Ama "o
zaman neden?" sorusunun cevabını da henüz alamadık.
Ilgaz demişken şu ara notu da yazmam lazım. Savcı
Ilgaz'ın Savcı Ceylin'e tutumunu, onun amiriymişçesine söylemlerini ve Nil
konusunda kendisi etiği çiğnerken etikten bahsetmesini sevmedim. Mesela Savcı
Ceylin delili bulup getirmişken sorguyu yapmak için Savcı Ilgaz'ı ikna etmek
zorunda değil. Savcı Ilgaz bu kadar çalışma etiğinden bahsederken Nil'i
bırakırken de yeni bir sorgu yapıp delil bulduğunda da Nil'i tutukladığında da
Savcı Ceylin'e haber vermedi. Ilgaz'ın bu tutumu beni rahatsız etti. Umarım Nil
konusunda bir amacı varsa o bozulduğu içindir ve bir daha böyle tavırlar görmeyiz.
Evet, yaralı oyun arkadaşları diyorduk. En hayalini
kurdukları evcilik oyununu yeni üyeleri ile oynarken ellerinden o en çok
istedikleri oyunları, dünyaları alınan oyun arkadaşları.
Ceylin artık tüm oyunlara küsmüş. Ilgaz ise kenarda
onun tekrar oynamasını bekliyor. Acaba bu kışkırtırcasına hareketlerinin nedeni
Ceylin'i yeniden oyun sahasına çekmek mi diye de düşünüyorum. Çünkü Ilgaz
normalden fazla bir inatla Ceylin'i kışkırttı bu bölümde. Ceylin'in
hareketlerini, diğer insanlar ile ilişkilerini gözlemliyor. Ceylin gibi insani
ilişkilere açık, sohbet etmeyi seven, her insanı konuşturabilecek birinin böyle
insanlardan uzak durması çok üzücü. Ilgaz'ın bilerek Ceylin iyileşsin diye bazı
şeyleri yaptığı inancım da buradan geliyor. Eski Ceylin'in gelmesi için yeni
Ceylin'in duvarlarını yıkması lazım. Önce umutları kararmış Ceylin'in
duvarlarını yıkarak hayatın devam ettiğini görmesi lazım.
Çünkü çok büyük bir acı yaşıyor olsalar da Ceylin de
Ilgaz da hayatta. Yaşıyorlar. Ilgaz yeniden birlikte olurlarsa acılarla
birlikte yaşamanın yolunu ve yeni umutları da bulabileceklerine inanıyor
muhtemelen. Ama bu umutları ancak Ceylin ile yeşertebilir. Ceylin gittiğinden
beri Ilgaz da o evde umut yeşertmiyor muhtemelen. Çünkü büyük acılarına rağmen
yaşayabilmek için birbirlerine ihtiyaçları var. Hep olduğu gibi.
Farkındaysanız kaçırılma ile ilgili yazmadım.
Yazamıyorum çünkü. Özellikle Ceylin'i kalbimde taşıyorum bölümden beri. Sesi,
sudaki ifadesi gitmiyor gözümün önünden. Ceylin dünyanın en tatlı annelerinden
biri olmuş. Ama tam da kendisi gibi özel bir anne olmuş. Lütfen Mercan annesini
babasını unutmamış olsun. Ceylin evlat acısının bu türlüsünü yaşamasın en
azından.