Bu yazıyı Yargı’nın
yeni sezon fragmanını izledikten sonra yazmaya başladım. Sevgili Pınar Deniz'in
sosyal medya hesabında paylaştığı fotoğrafta yazdığı gibi "Ceylo is
back".
Öncelikle şunu
söyleyeyim, özlemişim. Özledim ama ilk sezonda Ceylin Erguvan'ı avukattan çok
kabir azabı gibi çileden çileye sürüklenirken izlediğimiz için
içimi korku da kapladı.
Ceylin Erguvan daha
ilk sahnesinden itibaren sevdiğimiz, hatasıyla doğrusuyla kabul edip korumamız
altına aldığımız bir karakter oldu. Gerçi korumamıza ihtiyacı varmış gibi duran
bir karakter de değildi. Güçlüydü çünkü, dişliydi. En çok da o yönlerini
sevdik. İşte aradığımız kadın karakter dedik.
Bazen senaristlerin ve
dizi ekiplerinin sosyal medyadaki hayran kitlelerinin bütün seyirciyi temsil
ettiğini sandığını düşünüyorum. Halbuki hiç öyle değil. İsimlerini saymayacağım
tek tek ama bu platformdaki yorumlar, beğeniler aslında tam olarak seyirciyi
yansıtmıyor. Sosyal medyası çok güçlü nice dizi var reytingi bunu yansıtmayan.
Seyircinin bir kısmını temsil ediyor elbet ama hepsini değil. Mesela diğer bütün
kadın karakterleri Ceylin ile kıyaslamaya başlayıp, hiçbirini Ceylin kadar zeki
ve yaman bulmayan ve her hafta mutlaka "Ceylin’i izleyen annemi
yansıtmıyor.
Haber programlarından
başka şey izlemezken 2. bölümde Çınar'ın yakasına yapışıp sahnede fırtına
estiren Ceylin'i görünce "Bu kız bu işi çözer." deyip diziyi izlemeye
başlayan babamı yansıtmıyor.
Dijital
platformlardaki dizilerden başını kaldırmazken, "Aradığım kadın karakteri
buldum." diyerek Yargı'yı izlemeye başlayan arkadaşımı yansıtmıyor.
Neden bunları
yazıyorum?
Dizinin bir noktadan
sonra Ceylin gibi zekasıyla ve kendi başarıları ile var olan bir kadın
karakteri unutup yerine erkek başarıları pompalamaya başladığını gördük
çünkü.
Halbuki Ceylin
zekiydi. Suçluyu ve suçsuzu sezip notlar alan karakterdi. Kendisine
başarılarıyla bir isim yaparken yanında bir erkeğin ona dayattığı kurallar ve
doğrular yoktu.
Peki dizide ne oldu?
Sürekli hata yapan Ceylin ve hatasız, bembeyaz, mükemmel Ilgaz algısı
pompalandıkça pompalandı. Hatta bu iş öyle ileri götürüldü ki, Ilgaz bile
sevdiği kadına kendisi mükemmel, Ceylin ise kendi mükemmelliğine rağmen âşık
olduğu için katlandığı kadınmış gibi "Seni de böyle kabul ettim."
gibi cümleler kurmaya başladı. Mesela bu yapılmaya başlandıktan sonra,
arkadaşım diziyi bıraktı. "Bize Ceylin'i ağız tadıyla
seyrettirmeyecekler." dediğini hatırlıyorum. Bana sabır dileyip
bırakmıştı.
Ilgaz'ın bembeyazlığı
ve hatasızlığı da çok sorunlu bir durum. Ilgaz iki suçu hasır altı etti dizi
boyunca. Pek bir vicdan azabı da çekmedi. Özellikle babasına ceza olarak
emekliliği uygun görürken bunun yeterli olduğunu düşünüyordu.
Peki öyle mi?
Gerçekten dürüst, mesleğinin tüm gereklerini yerine getiren ve kuralları
herkese aynı işleyen bir savcı o davanın yeniden görülmesini sağlamaz mıydı?
Zafer Erguvan'ın sicilinin üstündeki lekeyi kaldırmaz mıydı? Ceylin affetmiş
olsa bile, savcı olarak buna göz yumamam deyip masum Zafer'in bir gün daha
adının üstünde bu suçun olmasına izin vermemesi gerekmez miydi?
Gerekirdi değil mi?
Ama bunların hiçbirini yapmadı Ilgaz. Babasına emekli maaşı bağlatıp meseleyi
kendince kapatmak istedi. Bu bilgiyi de Engin tehdit etmese kendine saklayacak
gibi duruyordu. Ceylin hiç bilmeden onunla evli kalacaktı muhtemelen.
Neva Seçkin'in yüksek
lisans uğruna içeri attığı adamla ilgili yolsuzluğunu Ilgaz ve Pars birlikte
hasır altı etmedi mi? En son Neva, Yekta ile ilgili doğru karar verince iki
savcı olayı kapatmaya karar verdi.
Hani Ilgaz Savcı masum
birinin bile bile içeride kalmasına izin veremezdi? Öyle demişti Ceylin'e
Yekta'yı içeri atmaya çalıştığında. Ceylin'in çok anlaşılır, insani nedenleri
vardı. Yekta da masum bir adam değildi. Ama Neva'nın yüksek lisansı uğruna içeride
yatan adam ve adında babasının sürdüğü lekeyi taşıyan Zafer masumdu.
Pars var bir de iyi,
dürüst, başarılı olarak nitelendirilen. Öyle mi gerçekten?
Pars, kardeşi Neva'nın
suçunu örtbas etti Ilgaz ile birlikte. Adam hala hapisteydi sezon sonunda. Hadi
o kardeşi diyelim. İnci'nin davasında çoğunlukla aklı Ilgaz'dan intikam
almaktaydı. Bu uğurda da kardeşinin katilini arayan genç bir avukatı yakmak
onun için sorun değildi. Hiç açmadığı bir delil karartma soruşturması var bir
de. Ilgaz dahil herkes rapor Pars'ınmış dedi susturdu Ceylin'i. Halbuki o
olayda raporun Pars'a ait olması Yekta ile aralarındaki çıkar ilişkisinin
kanıtıydı. Kendi sorunu ortaya çıkmasın diye Yekta'ya bulaşmadı Pars. Ilgaz ve
başsavcı da buna izin verdi. Yine Pars, Ceylin'in haklarını çiğneyerek yaralı
ve travma halindeyken avukatsız onu sorguya çekti. Davayı çabuk kapatmak ve
bence Yekta'dan korktuğu için Ceylin'i paketleyip ceza evine gönderdiği gibi,
başındaki yaraya ve vücudundaki darp izlerine dair tek soruşturma yapmadı. Ceketteki
izin bile Engin'in ayak iziyle karşılaştırılmasını yapmadı. Kriminalden daha
önce kan örneği çalınmasına ve arkasında Yekta olduğunu bilmesine rağmen, yanan
ceketten şüphelenmedi. Onlar için de soruşturma yapmadı. Kan örneğinin
çalınması soruşturulmayacak bir durum muydu?
Ilgaz'a dönelim. Kural
diye en çok tutturan o çünkü. İki yetkisini aşan sorgu yaptı. Kardeşi Çınar'ı
bıçaklayan adamın ve Eren'i bıçaklayan adamın sorgusunu izlerseniz ortada
gösterilmeyen sahnelerde yetkisi dışı birçok şey gerçekleştiği o sorgularda
belli. Normalde biri kardeşi, biri arkadaşı der geçerim ama geçmeyeceğim.
Sürekli kural deyip, dürüstlük deyip, o diş fırçalarından başlamak üzere birçok
şeyde Ceylin'e yaşadıklarını bilmiyormuş gibi kuralları hatırlatıp kızan Ilgaz
da kuralları çiğneyemez o zaman.
Ceylin'e dayattıkları
doğruluk, dürüstlük ve kuralların hiçbirine uymadı bunu dayatanlar. Asıl
sorunum tam da bu noktada. Buna rağmen biz neden Ceylin gibi zeki ve cesur bir
kadının hatalı gösterilmesini izleyip durduk? İkinci sezonda da bunun
izletilmesi diziye dair en büyük korkularımdan
Ceylin kurallara
uyulmasını istediğinde de hatalı oldu üstelik. Zafer'in öldürülmesi olayı
ortaya çıktığında Ilgaz'ın daha en baştan kaçan kardeşi ve onu kaçıran
babasının bu suçlarının yok sayılıp, onların kendi kendini teslim etmesinin
beklenmesini istediğinde ve Pars bunu kabul ettiğinde ikisi de kurallara uygun
olanı, doğru olanı yapmadılar. Pars "kendini de düşün" diyerek dava
dosyası hakkında birden Ilgaz'ın görüşünü alacağı tuttuğunda ve Ilgaz'ı
karısına karşı kışkırttığında kuralları çiğnemiyor muydu? Ceylin bilirkişi
istemekte yerden göğe kadar haklıydı. Kuralları çiğniyordu Pars ve Eren. Ama
kurallara uyulmasını isteyince de Ceylin suçluymuş gibi verildi.
Bunları neden yazıyorum.
İkinci sezonda artık Ceylin'e karşı bu muamelenin olmasını istemiyorum. Şahsen
böyle olursa ne kadar izlerim bu çok sevdiğim diziyi bilmiyorum.
Ayrıca şunu eklemek
istiyorum. Ceylin dizinin en doğru insani pusulası oldu. Sezon finalinde
Engin'in mezarı başında yaptığı konuşma çoğu insanın yapabileceği bir şey
değildi. Ailesine zarar verenlerin hiçbiri doğru dürüst cezasını çekmedi.
Ceylin en çok onları yargı karşısına çıkartmak istiyordu halbuki. Engin ile
7.bölüm sonu ve 8.bölüm başındaki yüzleşmesi Ceylin'in cübbesine, adalete ve
kendi içindeki adalet ve vicdana verdiği önemi gösterir. Kendine verdiğini
söylediği sözler mesleğine aşkını gösterir. Ondan sonra tüm yaşadıklarına
rağmen öfkenin zararına dair bir çıkarım yapıp yine yolunu yargıyla bulmaya çalışan
ve tek başına kurduğu ekip (Laçin, Cüneyt, Osman) ve planıyla Yekta'yı
yakalatan da Ceylin'dir.
Böylesi özel bir kadın
karakteri sezon finaline doğru "Ceylin'in öfkesi kimi öldürdü?"
reklamlarıyla vermenin o karakteri seyreden bizlere karşı da doğru bir manevra
olmadığı kanaatindeyim.
Uzun lafın kısası
sevgili Sema Ergenekon'dan bir seyirci olarak rica ediyorum bu sezon bize suçlu
veya suçlanan Ceylin'i değil, Av. Ceylin Erguvan'ı seyrettirsin. Kaya soyadını
eklemedim. Çünkü Ilgaz iki günde boşanma davasını ve hâkimi ayarlayıp,
duruşmada alenen Ilgaz'ın tarafını tutan bir hakimle çabucak boşandığından beri
evliliklerinden kaynaklanan Kaya soyadına pek güvenim kalmadı.
Neyse Ceylin'e
dönelim. Hatalı ve söz dinlemeyen kişi olarak gösterilen Ceylin Erguvan'ı
değil, zekâsı ve cesareti ile hareket edip kazanan ve başaran Avukat Ceylin
Erguvan'ı izleyelim.
Avukatların da adaleti
sağlamak için ne kadar gerekli olduğunu, ne savaşlar verdiğini, yaşadıklarının
bütün öğrettikleriyle bu savaşı veren Av. Ceylin Erguvan ile izleyelim. Çünkü
özellikle dizinin avukatları anlatış biçiminde bazı olmamış şeyler var. Bu
eksiklikleri gidermek için de harika bir yol olur bu.
Tüm bunları dedikten
sonra tüm ekibe ikinci sezonda başarılar diliyor, yeni sezonu keyifle izlemeyi
diliyorum.