Netflix'te ekrana gelmesiyle hayatıma giren Bridgerton'ın ilk sezonunu bitirdikten sonra dizinin uyarlandığı roman serisine merak sarıvermiştim. Normalde tarihi aşk romanlarına seri halinde takip edecek ölçüde ilgim yoktu(r). Ancak Julia Quinn imzalı serinin romanları hem merak duygumu beslediğinden hem de rahat okunduğu için takip etmesi kolay kitaplar oldu.

Bileni ya da okuyanı vardır, seri 8 kitaptan oluşuyor. İlk sezon sonrası başladığımdan ilk romanı pas geçtiğimi belirteyim, kalan 7 kitabı ise okuyarak tamamladım. Dolayısıyla bir çeşit "kitaptan ekrana taşınma" yazısı kaleme almak istedim. 

** İlk olarak genel çerçeveden başlayayım. Bridgerton serisinin romanları (ve dizi), 8 çocuklu geniş bir ailedeki kardeşlerin aşkı bulma yolculuğu üzerine. Kardeşlerin ismi yaşlarına uygun olarak alfabetik sırayı takip ediyor: Anthony, Benedict, Colin, Daphne, Eloise, Francesca, Gregory, Hyacinth.

İlk kitap ise Daphne'yle (ve haliyle Simon'la) başlıyor. Devamında alfabetik sıraya sadık kaldığı söylenebilir ama 7. kitap Hyacinth ve son kitap Gregory üzerine kurulu. Dizinin ilk iki sezonunda benzer şekilde Daphne ve Anthony'yi izledik. Ancak 3. sezonda beklendiği gibi Benedict'le ilerlemeyip Colin'le (ve Penelope) devam edecekler.

Not: Stranger Things 4. sezon gelene kadar Bridgerton 2. sezon, Netflix'in En Çok İzlenen Dili İngilizce Dizi listesinin zirvesindeydi. 1. sezon ise onun arkasından geliyor.

1) Yüreğe Söz Geçmiyor (The Duke and I)

2) En Çok Beni Sev (The Viscount Who Loved Me)

3) Son Söz Aşkın (An Offer from a Gentleman)

4) Rüyalar Gerçek Olsa (Romancing Mister Bridgerton)

5) Sonsuz Sevgilerimle (To Sir Phillip, With Love)

6) Sana Muhtacım (When He Was Wicked)

7) Öpüşünde Saklı (It's In His Kiss)

8) Biz Evleniyoruz (On the Way to the Wedding)

Kitap isimlerini yerelleştirirken bir ölçüde kafamıza göre takıldığımızı belirtmeden geçmeyeyim ^.^ 8 kitap da Epsilon Yayınları tarafından basılmış durumda. Hatta dizinin yayınından sonra yeni baskıya girildiği de oldu.

** Bridgerton dizisinin kitaplara göre en öne çıkan özelliği bence "zenginleştirilmiş" olması. Şöyle ki;

Roman serisinin kitapları özellikle ana karakter ve evleneceği kişi üzerine kurulu bir şekilde ilerliyor. Başka bir romanda ya da dizide önemi olan karakterler o hikaye için ya yan karakter ayarındalar ya da anca konuklar. Belki de hiç yoklar! Hatta bütün çocuklarını sevdikleri bir kişiyle evlendirme gayesindeki Violet, en çok görünen diğer karakter olabilir. Francesca ve Gregory'nin kendi kitapları dışında ağırlıkları az mesela. Eloise'in romanı da yaklaşık 2-3 haftalık bir zaman dilimi içinde ve çoğunlukla tek mekanda geçiyor ve öyle bir kitap ki, halen en yakın arkadaşı olan Penelope sadece ismen var ama cismen yok.

Bu arada roman serisinde "Kraliçe" diye bir karakter hiç yok. Dizi, hem karakteri ve hikayesini dahil etti hem de karaktere dayanan bir uzantı dizi için hazırlıklar devam ediyor. 2. sezondaki Theo karakteri ve Featherington ailesine gelen varis de keza dizinin kendi katkısı. Marina, Featherington ailesinin değil aslında Bridgerton ailesinin akrabası.

Not: "Dük nasıl olmaz?" serzenişlerini anlamakla birlikte mesela bahsi geçen Dük, ikinci kitapta sadece 1 (bir) bölümde, o da polo oyununun olduğu sırada etrafta bulunuyor. Diğer kitaplarda bu bile yoktu sanırım ya da anca diyalogsuzdu. Bahsettiğim gibi, kendi hikayesinin ardından anca konuk seviyesinde yer verilen bir karakter aslında kendisi. Kreatif anlamda bakarsak, diğerleri gibi onu da dizide bir yerlere eklerlerdi tabii ama en azından kitaplar açısından eksiklik değil yani.

Daphne > Anthony > Benedict > Francesca - Colin - Eloise > Hyacinth > Gregory

Francesca, Colin ve Eloise'in kitaplardaki hikayeleri benzer bir dönemde, hatta iç içe ilerliyor. Dolayısıyla kendince 8 sezon boyunca diziyi sürdürme planındaki Shonda Rhimes'ın bu işin içinden nasıl çıkacağını biraz merak ediyorum. Bence bizi 6 sezon da paklar ama kendileri bilir tabii... Kitaplar arasında birkaç yıllık zaman atlaması olabiliyor bu arada, ki böylece Hyacinth ve Gregory'nin izdivacına da varıyoruz.

** Dizi mi kitap mı?

Bu tarz sorularda "kitabın" otomatik cevap olduğu düşüncesinde olsam da "dizinin" hakkını yemek de istemiyorum. Dizi de kitaplar gibi ilerleseydi muhtemelen her romandan tek bir sezona yetecek malzeme çıkmazdı ya da bölüm sayısının daha az olması gerekirdi. İzleyiciye sunduğu dünyayla ve yaptığı katkılarla izlenir ve bence tatmin edici bir iş ortaya çıkarmışlar. Romanları dizi için olabildiğince sadık uyarladıklarını da söyleyebilirim...

Anthony (2) > Benedict (3) > Hyacinth (7) > Eloise (5) > Gregory (8) > Francesca (6) > Colin (4)

Colin-Penelope'yi son kısma koymam garezimden (pek) değil bu arada. Dizinin 1. sezon finalinde Lady Whistledown'ın aslında Penelope olduğunu izleyici olarak öğrenmiştik zaten. Bu aslında 4. kitabın "sürprizlerinden" birisi mesela. Ben de ilk sezon sonrası kitaplara başlayan biri olarak şaşır(a)madım haliyle. 

Bridgerton evreninde dönem soslu olarak 18'inde "piyasaya çıkan" ve 21-22'yi geçtiği halde halen evlenmemiş kadınlara evde kalmış muamelesi yapıyorlar malum. Lady Whistledown'lık yapan Penelope'nin öz güven eksikliği de içine girince 4. kitapta bunun dozu artık içimi sıkan bir düzeyde oldu. Çevredekilerin konuya bakış açısı, Colin + Penelope ihtimaline mucize alameti muamelesi göstermeleri de (sadece başkası da değil, kendileri dahil) pek yardım etmedi açıkçası.

Yoksa Francesca ya da Eloise kısımlarındaki 'tek mekan' ağırlığının bir tık fazla olduğunu da düşündüm. Francesca'daki ana ikilemi ("Ama sen rahmetli kocamın kuzenisin!" vs. "Ama sen kardeşim gibi sevdiğim adamla evliydin!") karakterlerden bağımsız olarak kitabın geneline yayarken de tekrara düşmüş oldular bence. Bu arada Eloise evlendiğinde 28 yaşında olsa dahi onu Penelope gibi işlemiyorlar.

Not 2: Bir erkek + bir kadını alakasız bir şekilde birlikte gördükleri takdirde kiliseye sürükleme anlayışına zaten girmiyorum, o başka mevzu. Yalnız buna rağmen serinin özellikle evlilik dışı ilişki konusunda rahat ilerlediğini söyleyebilirim. Kadın kendi kafasının içinde de döneme uyacak bir ölçüde muhafazakar değil(di).

Kiliseyi ziyaret etme konusu ara ara yer bulsa da serinin kitapları, din konusunu işin içine pek de karıştırmıyor. 7. kitapta asıl erkek karakter Gareth'in 'ateist' olduğunu açıkça dile getirmesi bu açıdan ilgincime gitmişti hatta. Bir de içimde kalmasın; seri boyunca LGBTQ olduğu dile gelen 1 (bir) karakter oldu, o da hatta 8. kitapta. Netflix ve dizi henüz bu sulara doğru pek adım atmış değil...

Bu arada ben 2. sezona başlamadan ilk 4 kitabı okumuştum, kalanları sezondan sonra bitirdim. Anthony'yi baştan sevmemin de katkısıyla 2. sezonu biraz daha fazla beğendiğimi söyleyebilirim... Kitabı okumuş halimle gözüme batan bazı detaylar yok değildi elbette ama arkasından dert edineceğim ölçüde değiller. 

Hazır gelmişken Anthony ve Kate'li 2. sezonunun şimdiden 4. ve biraz da 3. kitaptaki malzemelerin bir kısmını aldığını da belirteyim. 2. sezonda Eloise'in Penelope'yle ilgili gerçeği keşfetmesi diye bir şey en azından kitaplarda yaşanmadı. 4. kitapta aynı yolla başka bir karakter gerçeği anladı... Dolayısıyla 3. sezonu Colin-Penelope üzerine yaparak muhtemelen yine bir ölçüde Benedict'ten, Francesca'dan veya Eloise'den malzeme alacaklar. Zaten Benedict'i sonraya atarak kronolojik ilerlemeyi de alt üst etmiş oldular.

6. kitap ilk eşini kısa süre sonra kaybeden Francesca'nın 2. evliliğine giden yol üzerine kurulu ve Colin'le benzer dönemde hikayesinin ilerlediğini düşünürsek, biz aynı dönemde olsa olsa ilk evliliğine giden yolculuğu izleyebileceğiz muhtemelen / anca. 8 sezon nasıl dizi çıkacağının kafamda pek net olmaması biraz da bundandı ama belli olmaz tabii. Nihayetinde karşımızdaki insan Shonda Rhimes, ki kendisi Grey's Anatomy'yi ekrana taşıyan kişi malum.

Julia Quinn imzalı Bridgerton roman serisinde ve Shonda Rhimes imzalı dizide durum dilimin döndüğü ölçüde bu şekilde. İyi seyirler / iyi okumalar.