En başta belirtmeliyim Kalp Yarası’nın Yağmur Tanrısevsin ve Gökhan Alkan’ın müthiş uyumuyla son zamanlarda izleyiciyi ekrana bağlayan dizilerden biri olarak başarısı katlanarak devam ederken, bugün daha iyiye ulaşabilmek adına biraz eleştirmek zorunda kaldığım bir yazı olacak bu.
Hikayesiyle, oyuncu kadrosuyla yaz ekranının sevilen işlerinden biri olmayı başarmıştı Kalp Yarası. Hatta son haftalarda görülüyor ki bu başarı kış sezonunda da sürecek gibi. Bir izleyici olarak çok memnunum bu durumdan, ancak bu kusursuz olduğu anlamına gelmiyor. Yine bir izleyici olarak naçizane görüşlerimi paylaşacağım sizlerle… Daha iyiye ulaşabilmek adına…
Kalp Yarası’nın en büyük sorunu hiç kuşkusuz teknik sorunlar… Fragmanda verilip, bölümde verilmeyip kesilen sahneler… Bölüm içerisinde her ne kadar 12. bölüm itibariyle biraz iyileşme belirtileri gösterse de yaşanan sahneler arası kopukluklar… Özellikle 11. bölümde hikayeyle, sahneyle örtüşmeyen arka fon müzikleri… Ki burada bir parantez açmalıyım Kalp Yarası başta jenerik müziği olmak üzere oldukça başarılı müziklere sahip nadir dizilerden biri ancak montajda yaşanan bir sorun olmalı ki bazen arka fon müziği ile sahne uyumu gerçekleşmiyor, bu da haliyle izleyicinin gözünden kaçmıyor.
İkinci soruna gelecek olursak yine teknik bir sorun olarak kamera açıları karşımıza çıkıyor zira 12. cölümde dizimizin esas oğlanı Ferit kalbini gösterirken biz izleyici olarak bunu görmüyoruz… Öyle tasarruf edinilmiş olmalı kamera açılarından… Sonuç olarak bu vb. teknik sorunlar gölge düşürüyor dizinin başarısına fikrimce…
Ve 11. bölüm itibariyle yaşanılan bir başka sorun ise karakterlerin ani değişimi… Özellikle daha önceki yazımda yerlere göklere sığdıramadığım Ferit Sancakzade 11. bölümde izleyiciyi büyük bir hayal kırıklığına uğratıyor… Sözlerim yanlış anlaşılmasın, Ayşe karakteri tamamıyla kusursuz demiyorum ama Ferit öyle büyük hamleler yapıyor ki bu aşkta izleyici de kız tarafına geçiyor haliyle… Oysa izleyiciye ilk bölümlerde tanıtılan Ferit Sancakzade ne kadar da farklıydı… Anlayışlı, vicdanlı ve kibar… Şimdi ise karşımızda Hande karakterinin onca yaptığına karşılık sesini çıkarmayan ama Ayşe’ye karşı acımasızlığıyla büyük hayal kırıklığı yaratan bir Ferit var. Haliyle izleyici olarak sorguluyoruz Ferit’i de, Ferit’in aşkını da… Neyse ki 12. bölüm sonu itibariyle yine umutlanıyoruz karaktere dair…
Bu arada dizinin en şanslı karakteri Hande Varoğlu… Zira onca kötülük yaptı ama biri bile tam anlamıyla ortaya çıkmadı. Dizinin esas kızı ise tek hatasıyla dizinin kötüsü ilan edildi. Dolayısıyla senaryodaki bu noktalar dikkat çekici…
Tüm bunlara rağmen dizinin elinde çok büyük bir koz olduğunu düşünüyorum; o da başrol oyuncuları arasındaki uyum… Gökhan Alkan ve Yağmur Tanrısevsin ekrana karakterlerinin duygularını başarıyla yansıtırken, aynı zamanda birbirleriyle olan uyumlarıyla da izleyiciyi etkisini altına alıyorlar.
Bir başka artısı ise dizinin olaylarının hızlı bir akışa sahip olması… Bu da izleyicinin sıkılmasının önüne geçiyor. Teknik sorunlar da halledildiği zaman eminim ki çok daha keyifli bir hal alacaktır her şey dizi açısından.
Genel itibariyle oyuncu kadrosunun başarısı, başrollerin uyumu, müzikleri fikrimce dizinin başarısının en büyük anahtarları… Her ne kadar bu yazı biraz eleştirel anlamda olsa da keyifle izleyen bir izleyici olarak daha iyiye ulaşabilmek adına kaleme alındı bu satırlar.
Sonuç olarak dilerim başarısı daimî olur Kalp Yarası’nın… Zira eksileri olsa da genel anlamda bu başarıyı hak eden bir yapım olarak rakiplerinden sıyrılmayı başarıyor her daim… Hikâyenin gelişimini merakla bekleyen bir izleyici olarak, eleştirilerin dikkate alınarak daha nice güzel başarılara imza atması dileğiyle.