Mavi, 90'lı yıllarda bir aile şirketi olarak pazara katıldığında vizyonunu bu kadar hızla yikselteceğini ve dünya markaları arasına gireceğini asla tahmin edemezdim. Ülkemizde aile şirketleri profesyonellik sürecini sağlıklı ve kolay atlatamazlar. Ancak Mavi bu önyargıyı hızla kırıp dünya markası olacağının sinyallerini, reklamla değil de İstanbul Tişörtleri kampanyasında vermişti. İlk proje yanlış hatırlamıyorsan Esen Karol tasarımıdır. Bende de bir tanesi hatıra olarak duruyor.
Elbette davet alanına kız tarafı gibi erkenden gidip Tokyo'yu bekledim. Tokyo da geldikten sonra Balo Salonu'na doğru ilerleyip son hazırlıkları gözledik. Bu esnada lavabodan dönen Kerem Bürsin ile selamlaşıp, tokalaştık. Kerem muhteşem görünüyor. Son derece fit. Saçları hele şa-ha-ne! Dizide gördüğünle lansmanda gördüğünün arasında dağlar var. Gayet şık bir ağırlamaydı. 'Kokteyl' alanında son derece zevkli ve zengin bir ikram vardı. A&B İletişim çok zevkli bir organizasyona imza atmış. İlan edilen saatten 3-4 dakikalık bir gecikme ile salona girdik. Bu arada çaktırmadan sorduk ve öğrendik ki davet başlamadan önce sosyal medyaya saçılan fotoğraflar da o günkü provadan ve bir gün önce Mavi çalışanlarına yapılan lansmandan sızmış.
Mavi CEO’su Cüneyt Yavuz, 2008 yılından beri bu görevde. Four Seasons'da özel hazırlanan salondaki sahneye önce o çıktı. Çok genç, çok dinamik, sıcak kanlı ve kalabalıklara hitap etmeyi iyi bilen bir yönetici olduğu her halinden belliydi. "Önce ışıklar açılsın sizleri bir göreyim" diyerek başladı, salondaki bütün konuklarla göz teması içinde başladı neden orada toplandığımızı anlatmaya ve "Siz bizim uğurumuzsunuz" diyerek markasıyla ilgili temel bilgileri verdi. 300'den fazla Mavi mağazası olduğunu sayısını aklımda tutamadığım kadar da corner sahibi olduklarını anlatarak Mavi'nin lafı reklama bağladı.

"Aramıza en son o katıldığı için önce onu davet edeceğim" dedi ve Kerem Bürsin'i anons etti. Kerem geniş balo salonunun kapısından yüzünde kocaman bir gülümsemeyle içeri girdi. (Videoya çektim bu girişi ama Iphone kaydetmemiş ne yazık ki...) Cüneyt Yavuz sahnedeki taburede kendi sağına Kerem'i oturtarak sohbete başladı. Kerem, yurt dışında yaşadığı zamanlarda Mavi ile tanıştığı zamanları anlattı. "Oralarda bir Türk olarak, Türk markası görmek inanılmaz guru verici" dedi alkışlar içinde.. Yavuz, "Biraz da dedikodu yapalım, Serenay nasıl?" dedi. Kerem de "İnanılmaz bir enerjisi var muhteşem bir insan onunla çalışmak zevkti" dedi.

Yavuz, bu sefer de Serenay Sarıkaya'yı anons etti. Serenay salona güneş gibi doğdu desem yalan olmaz. Tam bir ev sahibesi nezaketiyle alkışlar içinde sahneye yürüdü. Kerem'e hitaben "hoş geldin aramıza" içerikli kısa konuşmasından sonra üçlü bir süre reklam çekiminden bahsettiler. Reklamda onlara eşlik eden müzük grubu da salondaydı. Onları alkışlattılar. Çekimler oldukça uzun sürmüş ve sabah metro açıldığında bitmek zorunda kalmış. Çok yorulmuş ve hatta biraz üşümüşler de.. Bu arada Mavi'nin her şeyi başlatan sloganı "Çok oluyoruz"dan evrilen "Çok mu çok Maviyiz" kampanyasının ve bu 2015 İlkbahar-Yaz koleksiyonunu tanıtan reklamın da mottosu olan "1jean 1 tişört" kavramı üzerine konuşuldu. Finale doğru Cüneyt Yavuz, "Serenay ile hitgirl yaratmak istedik şimdi bir de hitmen var" dedi. Alkış, kıyamet...
Filmde Kerem, "O kız" ile metroda karşılaşıyor. Serenay, metroda müzik yapan gruba katılıp onlarla söylemeye başlayınca Kerem de gitarı alıp katılıyor. Ali Taran'ın kaleminden çıkan reklam filmini Cemal Alpan çekmiş. Görüntü yönetmeni Rene Richter, stil editörü Carlo Alberto Pregnolato. 47 saniyelik filmi tam üç kez izledik. Kerem ve Serenay'ın enerjileri muhteşemdi. 13 Nisan'da gösterime girecek olan filmi siz de çok beğeneceksiniz. Sözün özü arkasında 40 yıllık bir deneyim olan ve henüz 24 yaşında bir marka olan Mavi, yaşıtlarıyla birlikte kurguladığı imajıyla dünya devi olmaya oynuyor.
İşte o şarkı