BBC’nin başrollerinde Mark Rylance ve Damian Lewis’in olduğu başarılı adaptasyonu Wolf Hall’u yöneten Peter Kosminsky C21'e dizinin yapımı ve dramanın sektördeki son durumu hakkında konuştu. Arman Güvenç de videodan sizin için notlar aldı..
 
Daha önce dönem işi çekmeyen Kosminsky dizinin politik içeriği sebebiyle yapımcıların ona teklif getirdiğinden bahsediyor. Dizinin uyarlandığı eseri ilk çıktığında okuduğunu belirten yönetmen özellikle senaryonun büyük başarısının ilgisini çektiğini itiraf ediyor. Binlerce sayfalık materyalden damıtılan senaryoda acelecilikten eser olmadığını ve hikaye dışında bırakılan önemli bir detay bulunmadığını da ekliyor. Herkes 8. Henry ve Cromwell’in dinamiğine odaklanırken Kosminsky’nin hikayede en çok ilgisini çeken Cromwell ve Anne Boleyn arasındaki ilişki olmuş.
 
Kosminsky senaryonun akıcılığını ekrana yansıtmak için epey zorlanmış. Sahnelerin çoğu birkaç kişinin bir odada oturup birbiriyle konuşmasından ibaret olduğu için senaristle kafa kafaya veren yönetmen, görüntüleri yenilikçi yapabilmenin yollarını aramış. Atmosferi kuvvetlendirmek gerektiğine, bunun için de mekanın sessizliğinin ve kelimeler arasındaki boşlukların adeta bir karakter olarak kullanılmasına karar vermiş. Oyuncular kamera karşısına geçtiğinde onlara daha hızlı ya da daha yavaş oynamaları konusunda direktifler vermeyen yönetmen onları kendi ritimlerine bırakarak senaryonun kendi temposunu bulmasını sağlamış.
 
Günümüz diziciliği hakkında da yorumlar yapan Kosminsky yayın organlarının çeşitlenmesinin eski günlerdeki gibi farklı zevklerin karşılık bulabilmesine yol açtığına inanıyor. Bu yeni dönemden önce dizilerle ilgili tüm kararların bir avuç insan tarafından alındığını ve böylece tek tip projelerin uzun bir süreç sonunda çıkabildiğini belirten yönetmen, yeni dünyanın en heyecan verici yanının farklı zevklere sahip pek çok insanın söz sahibi olmasıyla çeşitliliğin ortaya çıkması olduğunu söylüyor.
 
Epey zorlu bir kitabı seyirci için hiç basitleştirmeden uyarladıklarını belirten Kosminsky küçük bir seyirci kitlesi tarafından benimsenmeyi beklerken topladıkları büyük takdir karşısında şaşkınlığını gizlemiyor.