Televizyon sektöründe Amerikalıların ağırlığı fazla ve Netflix başka bir alem ama İngiliz milletinden de gayet iyi diziler gelebiliyor. Geçenlerde yılın (bana göre) bekleneni veremeyen yeni dizileriyle ilgili bir yazı kaleme almışken öne çıkan İngiliz dizilerinden altısından da bahsetmek istedim.
Listede elbette yine benim izlediğim yeni diziler yer alıyor. Dolayısıyla sizin de eklemek istediğiniz İngiliz dizileri varsa yorum olarak yazabilirsiniz.
1) Bodyguard
Bu yazının en sevdiğim dizisi kesinlikle bu oldu. Siz de bir yerlerden duymuş veya izlemiş olabilirsiniz, izlemediyseniz detaylara takılmadan bir denemenizi öneririm. İngiltere'de son 10 yılın en iyi drama dizisi açılışını yapmakla kalmadı, 75 dakikalık sezon finalini tam anlamıyla ülkenin yarısı izledi. Sezonu da zaten altı bölüm.
Başrolde Game of Thrones'un Robb Stark'ı Richard Madden yer alıyor. Polis çavuşu David Budd, tesadüfen denk geldiği bir terör saldırısına müdehalesiyle dikkati çekince İçişleri Bakanı'nın özel koruması olarak atanıyor. Üstelik başta savaş konusundaki görüşleri olmak üzere taban tabana zıt olduğu birisini koruması gerekiyor. Tam da bu ve başka sebeplerden dolayı Julia Montague'nin başı beladan kurtulmayınca David'e de bir sürü iş düşüyor tabii ki.
Not: Diziyle ilgili
şurada daha detaylı bir yazı yazmıştım. Şimdilik 2. sezonu olup olmayacağı belli değil ve bölümler Netflix Türkiye'de de yer alıyor.
Not 2: David'de bir M'am (kalın A ile!) deyişi var, her izleyende farklı bir etki yapıyor sanki. İlk üç bölümde ağzına bir şey fırlatasım geliyordu, sonrasında "M'am'sız asla!" moduna girdim resmen.
Not 3: Bodyguard ve Richard Madden'a Altın Küre adaylığı geldi.
2) Ordeal By Innocence
Agatha Christie kitaplarını uzun süredir tamamlamaya çalışıyorum, uyarlamalarını da elimden geldiğince takip ediyorum. BBC geçtiğimiz nisan ayında üç bölümlük mini dizi olarak yeni bir uyarlama dizi getirdi ekrana. Ülkemizde "Şahidin Gözleri" ismiyle yayınlanan romanın hikayesi esasında. Hatta 2017 Aralık'ta ekrana gelecekken Ed Westwick (Gossip Girl, Chuck), hakkındaki taciz ve tecavüz davaları nedeniyle kovuldu, yerine Christian Cooke geldi. Dizi ertelendi ve adamın sahneleri baştan çekildi.
Londra’nın zengin ailelerinden Argyll’ların malikânesinde ailenin annesi Rachel Argyll öldürülür. Katil zanlısı olarak oğlu Jack Argyll tutuklanıp hapse atılır. Jack sonrasında hapishane kavgasında hayatını kaybeder. Aradan geçen 1.5 yılın ardından Doktor Arthur Calgary ailenin evine gelir ve Jack'in aslında suçsuz olduğunu iddia eder. Anlattığı hikayeyle Jack'in anlattıklarını destekler ve ailenin içine şüphe düşürür. Ortalık karışır, geçmiş deşilir. İyi de katil Jack değilse o zaman kimdir?
Ordeal By Innocence, eğer sonuna sadık kalMAmış olmalarını saymazsak (bknz: ayıp) bence düzgün bir dizi olmuş. "Katil kim?" sorusunu sevenlere tavsiyedir.
3) A Very English Scandal
Üç bölümlük mini dizinin hikayesi, gerçek olaylardan uyarlama olmasıyla öne çıkıyor. Başrolde Hugh Grant ve Ben Whishaw'un yer alması da cabası. Üstelik hem dizi, hem de iki başrol Altın Küre adaylığı kazandılar.
Hikayesi 1960’lı yıllardan başlayıp 1980’in başına kadar gidiyor. Ana karakterlerden birisi siyaset arenasının gün geçtikçe yükselen ismi Jeremy Thorpe. Diğeri ise düzgün bir iş arayışındaki genç Norman Scott. Eşcinsel ilişkinin ülkede yasak olduğu dönemde yolları kesişen ikilinin arasında geçenler bittiğiyle kalmıyor tabii ki. Sıkıntılı bir sürecin içinde olan Norman'ın halleri parti liderliğine oynayan ve kendisine örnek bir hayat kuran Jeremy için tehlike oluşturmaya başlayınca Norman’ın geleceği ve hayatı tehlikeye giriyor.
Gördüğüm kadarıyla elimizde sadık bir uyarlama var. Dramaya fazla boğmayıp komedi katan A Very English Scandal, Jeremy’nin tipik bir siyasetçi olmasıyla, Norman’ın ağzının gevşekliğiyle veya iki karakterin de kendine has bazı gıcık huyları ve yüzleşmesiyle öne çıkıyor.
Yazı devam ediyor...