Cumartesi ekran başına geçen seyirci sayısının hafta arası günlere oranla daima çok daha düşük olduğu bir gündür. Hele de henüz Total Tv yeterince yükselmediyse... Dolayısıyla dün gece ekran başına geçen toplam seyirci oranına bakıp sanki Taksim Meydanı'na uzaylılar inmiş ve sektör tarihinde ilk kez böyle bir durum yaşanıyormuş gibi bir şaşkınlık yaşamamak lazım. Bu cepte! İşte
Bir Deli Rüzgar da böyle bir günde ekran macerasına başladı. Yazın son ılıman gecesinde düşük bir toplam seyirci oranıyla muhatapken olaya maç da eklenince (Kaldı ki bu maç da etkilememiştir. Ayrıca maç yayınları kadın işlerini yükseltir, erkek işlerini düşürür) Fox Türkiye'nin yarı dönem draması
Bir Deli Rüzgar liderliği 3-4 bandında aldığı izlenme oranlarıyla sağladı. Dizi dün akşam Total'de 3.94 reyting, 12.05 share ve 20+ABC1'de 4.51 reyting, 14.22 share alarak birinci oldu. AB'de 4.25 reyting ve 14.28 share alan dizi listede ikinci oldu.
Bir Deli Rüzgar eğer haftaya hızla yükselip 6+ izlenme oranına erişip reklamcının radarına girmezse, ekranda kalması oldukça zorlaşır. BDR haftaya yükselir mi? Bu sorunun isabetli cevabını verebilecek tek bir kişi dahi bulamayız. Hafta içi bol bol yayınlanacak ilk bölüm tekrarları, ikinci bölüm için üretilecek çok etkili, seyirci çekecek sağlam tanıtımlar yayınlanması ve taş gibi bir yeni bölüm olmasını umud etmek dışında bilinen ve geçerli bir formül yok. Emeği geçen herkese bol şans diliyorum!
Dün akşam yayınladığı bölümle AB'de lider olmayı başaran TRT1 dizisi Kalk Gidelim ise diğer kategorilerde 3-4 bandında izlenme almaya devam ediyor. Kanalın reklam potansiyeli ve cumartesinden beklentisi dizinin ekran macerasının nasıl devam edeceğini belirler. Atv'nin yarışma formatı Kim Milyoner Olmak İster ve Tv8'in uyarlama formatı "Master Chef Türkiye de çizgi altı izlenme oranları alıyor. Murat Yıldırım'ın sunumuyla yayınlanan Kim Milyoner Olmak İster kanalın ihtiyaçlarını karşıladığı için yayında kalmaya devam edecektir. Ancak yayına sürdüğü formatlarla ekranın ve pazarın ritmini değiştiren Tv8, bu güçlü ve masraflı formatın parlaması için ne tür ataklar planlıyor öğrenmek için sabırsızlanıyorum. Dünyada çok izlenen bir formatı alıp, yerelleştirirken alışılagelmiş çok sıradan bir "itiş-kakış- gözyaşı- hüsran" akışına boğmanın kime ne faydası var, bilmek isterdim.
Haftaya cumartesi prime time'a Star Tv'nin yaz aylarında başlayan ve sezonun en yüksek izlenme oranlarını alan romantik komedisi Erkenci Kuş ve Show Tv'nin Total'i güçlü komedi dizisi Yeni Gelin geliyor. Geçen sezon durmaksızın göz kırpan kriz, televizyonların kesesine çoktan çöreklendi. Reklam durdu, duracak. Dolayısıyla yeni eski bütün işlerin tepesinde sallanan giyotin daha da keskinleşti. Bu acı reçete bugün televizyona iş yapan herkes için geçerli. Yapımların yol haritası bu yıl eskisinden de dik yokuşlu... 6+ bandına çıkamayan ve reklam alamayan yapımların hayatta kalması eskisine oranla daha da zorlaşacak. Pratikte pek geçerliliği olmayan, kriterleri ve parametreleri çok değişken olan "13 bölüm garantili" işlerin sayısı ise yok denecek kadar az olacak.
Sektör şimdi büyük umutlarla 15-18 Ekim tarihleri arasında Cannes'da düzenlenecek olan dünyanın en büyük içerik fuarı MipCom'a hazırlanıyor. Fuarda gerçekleşecek satışlar ve yeşerecek satış umutları pek çok dizinin ya ipini çekecek ya da direnmesini, yayında kalmasını sağlayacak. Anlayacağınız, yerelde vasat oranlar alan kimi işlerin Ekim sonunda aniden yayından kalktığını duyarsanız bilin ki yurt dışına satış potansiyeli de olamadığı için hızla ipleri çekilmiştir. Açıkçası bizi zor bir sezon bekliyor. Yapımcıların macera aramaktan vazgeçip çok iyi planlanmış işlerle yayına çıkmaları lazım Zaten hiçbir geçerliliği olmayan "yayında toplar" kafasının hızla değişmesi hatta hızla yok edilmesi lazım. Ayşe'ye biçilen gömleği Fatma'ya zorla giydirmeye çalışmamak lazım. Lokal ve global seyircinin (O konuda da elimizde bir tek LatAm kaldı) isteklerinin doğru analiz edildiği, az ama öz adımlar atılması gereken günler geldi çattı. Fırtına kapımızda. Ödeme rutinlerinin geldiği noktalardan bahsetmiyorum bile.. Artık bin planlayıp, bin düşünüp, BİR yapmak zorundasınız.
Kâr oranlarının bu kadar yüksek olduğu bir sektörün "bas hepsini kırmızıya" kafasıyla yönetilemediğini anlamak, işi şansa bırakmamak zorundasınız. Yana yakıla "Tutacak formül" ararken sektörü ve içerik üretimi sanatını (sanat evet) yüz yıl geriye götüren, eski püskü klişeleri ısıtmadan, tozunu alma ihtiyacı bile duymadan önümüze sürmeye başlamak çözüm arandığının değil, içerik üretiminin içinde düştüğü dar boğazın hepten daraldığının sinyalleridir. İflah olmaz bir sigara bağımlısı gibi davranıp peş peşe içerik tüketmektense durup, ihtiyaçları doğru görmek farz oldu. Çok şükür ki halen 'içerik'i piramidin en tepesine koyan, ona saygı gösteren, nitelik-nicelik çatışmasını doğru analiz eden üreticiler var. Ve kazanıyorlar, izleniyorlar da..
Azınlığın hızla çoğunluğa döndüğü, içerik üretimine harcanan emeğin, zamanın, paranın, aklın fikrin boşa çıkmadığı keyifli bir sezon dilerim..
R.