Yaşım Kaç?: Program sunmak mı, o da ne?

Yaşım Kaç?: Program sunmak mı, o da ne?
Kanal D’nin Temmuz ayında yayına giren ve sunuculuğunu Behzat Uygur’un yaptığı yeni yarışma programı Yaşım Kaç?’ı izlemişsinizdir, izlemediyseniz de bir göz atmanızı önerebilirim; sıkmayan bir format, gülmekten öldürmese de eğlendiren bir içerikle yaz akşamlarında iyi bir alternatif.  Öyle yana yakıla ne zaman başlayıp bittiği takip edilecek bir program olmasa da yaz dizilerinden daralıyorsanız iyi gidebilir.

Programla ilgili pozitif hisler besleyen benden başka izleyiciler de olsa gerek ki Twitter’da Behzat Uygur’a ‘Ne güzel program abi severek izliyoruz’ minvalli mesajlar gitmiş. Kendisi de gerçek bir nezaketle bu mesajların hepsine cevap vermiş fakat yine de mevzu içine sinmemiş olacak ki konuyu ‘TV programı yapıyorum ama kartvizitte her zaman önce tiyatrocu yazar’ diye kapatmış. Peki ama ona giden mesajlarda aksi yönde tek bir ifade bile olmamasına rağmen neden böyle bir açıklama yapma gereği hissetmiş? Twitter hesabında dolaşmaya devam ettiğimde program tanıtımını paylaşırken de ‘Dışarıda bir işiniz yoksa, tiyatroya vs. gitmiyorsanız bir bakın derim’ yazdığını gördüm ve samimiyetle hüzünlendim zira her yaptığına bir gerekçe göstererek yaşamak zorunda hissetmenin çok zor olduğunu düşünüyorum. Bir televizyon programı sunmak için bu kadar çok tiyatro referansı vermek neden mesela? İster televizyon programı sun, ister dizi çek, ister tiyatro yap, kime ne? Bunların iyi yapılıp yapılmadığı ile ilgili görüş bildirilebilir ama neden yapıldığı hangimizi ilgilendirir?

Her ne kadar bunları Behzat Uygur’un twitleri üzerinden yazsam da böyle bir açıklama hali içinde olan tek kişi o değil elbette. Sadece tiyatroculuk da değil mesele. ‘Manken diyorlar bana ama podyuma bir kere çıktım sonra oyunculuk kurslarına gittim’, ‘Yemek programı sunuyorum ama aslında çok kral gastronomi eğitimi aldım’, ‘Blog yazıyorum ama aslında kitap hazırlığı içindeyim’, ‘Sabah programı yapıyoruz ama hiç öyle içinde oynamalı filan değil’ cümlelerine çok aşinayız hepimiz. Halbuki yemek programının güzeli çok güzel, blog’un iyisi şahane, mankenin başarılısının peşinden dünya koşar, oynamalı bir sabah programı yaparsın yer yerinden oynar, bunlar hep mümkün, yeter ki yaptığın işi iyi yap, ciddiye alarak yap, başka bir hayatı finanse etmek için yaptığını hissettirme bize. Sen yaptığını içten içe küçümserken biz onu neden alalım zaten?

Behzat Uygur’un tiyatroculuğu ile ilgili en ufak bir şüphemiz yok ama eğer kendisi için bir mahsuru yoksa TV programcısı olarak da beğeniyorum onu, bir de Şahane Cumartesi ve Şahane Pazar hayatta en sevdiğim programlardır, yarışma dünyasında bambaşka bir yolun kapısını açtıklarını ve bunu iyi ki yaptıklarını düşünürüm. Bol reytingler ve iyi seyirler dilerim.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER