Diablo Cody: Tully, 30 günde hiç prova yapılmadan çekildi!

Diablo Cody: Tully, 30 günde hiç prova yapılmadan çekildi!
Zamanında Juno diye bir film vardı, hatırladınız mı? Hani yazarı Diablo Cody'nin bir dönem kendi deyişiyle “feminist striptizci” olması bayağı konuşulmuştu. Daha ilk senaryosuyla Oscar, BAFTA ve Independent Spirit'te En İyi Orijinal Senaryo ödülünü kapan Cody, Juno'dan iki yıl sonra gösterime giren Jennifer's Body ile biraz çıtayı düşürse de Jason Reitman ile ikinci işbirliğini yaptığı Young Adult ile bir kez daha gönüllerde taht kurdu. Yazarın 4 Mayıs'ta gösterime girecek son uzun metrajı Tully de yine bir Jason Reitman-Diablo Cody ortak çalışması. Filmin Amerika'da gösterim tarihi, anneler gününe yakın olması istendiği için ertelenerek Mayıs'a alındı zira Tully, üçüncü çocuğuna hamile bir annenin başına gelenleri konu ediniyor.

Bu rol için geceleri makarnaya abanmak suretiyle 25 kilo alan Charlize Theron'un Marlo karakterine hayat verdiği film bayağı sürprizli. Sex and the City'deki Berger rolüyle hatırlayacağınız Ron Livingston, Theron'un eşi Drew rolünü canlandırırken genç yetenek Mackenzie Davis de filme adını veren Tully karakterine can veriyor. Küçük oğlu sebebi bilinmeyen bir şekilde anksiyeteden muzdarip, üçüncü çocuğunu yeni doğuran ve bütün aileye yetişmeye çalışan cefakar Marlo, oğlunun histeri krizine girdiği bir gün, ağabeyi Craig'in (Mark Duplass) kendisine doğum hediyesi olarak verdiği “gece dadısı”nı arar. Akşam 22:00 sularında gelen ve yeni doğan bebeğe bakarak anne babanın sabaha kadar sorunsuz uyumasını sağlayan dadı Tully, Marlo'nun hayatını büyük ölçüde kolaylaştırır. Geceleri kapkek yapmaktan anneye seks tavsiyesi vermeye geniş bir yelpazede iş tanımını aşan yardımlara girişen Tully ile Marlo gayet iyi geçinir ta ki ikilinin New York'ta gece dışarı çıkıp alkol seviyesini abarttığı ana kadar. Bundan sonrası hep sürpriz, izleyin de görün.

Charlize Theron'un yine yeni yeniden son derece etkileyici bir performans sergilediği filmin sinemalarda izleyiciyle buluşmasına az kala minik bir özel gösterime katılan Diablo Cody, filmle ilgili merakla beklenen soruları cevapladı. Söyleşinin büyük bölümünün annenlik, ebeveyn olmak ve çalışma hayatıyla aile hayatını dengeleme ekseninde ilerlediğini baştan söyleyeyim. Kendisi de üç erkek çocuk annesi olan yazar, son zamanlarda annelerin üzerinde hem gerçek hayatta hem de sosyal medyada büyük bir baskı olduğunu söyleyerek ebeveynlik konusuna direkt giriyor.

“Anne babaların bu işin zorluklarıyla ilgili konuştuğunu duyuyorum ama bunlar genelde 'Anneye daha fazla şarap gerek' gibi esprili yaklaşımlar oluyor ve aslında kimse olayın gerçek zorluklarından bahsetmiyor. Ben sürekli bağımsızlık, ani karar verme ve bencillik gibi huylarımı bastırmaya çalışıyorum ki aslında özümde böyle biriyim. Annelik bana göre biraz oyunculuk. Bazen kendi kendime, 'Evet, bugün iyi anne rolünü oynayacağız. Sakın replikleri karıştırma.' diyorum.”

Filmdeki sahnelerden biri, bire bir Cody'nin gerçek hayatından alınmış. Marlo, karnı burnunda, her an doğurmaya hazır bir halde iki çocuğunu güç bela okula bıraktıktan sonra bir kafeye gider ve çeşit çeşit tatlılara bakıp iç geçirirken kafeinsiz latte almaya karar verir. Tam kasada sipariş verirken yanındaki yaşlı kadın lafa atlar ve “Onun da içinde az da olsa kafein var, bunu bilmeni istedim.” babında bir şey söyler. Marlo bir an duraksayınca kasiyer kız hâlâ kahveyi isteyip istemediğini sorar. Marlo da görüp arttırarak hem kahveyi alır hem de yanına tatlıyı çakar. Benzeri bir durum Cody'nin de başına gelmiş.

“Yönetmen Jason Reitman'ın evindeyken üç oğlumdan birine hamileydim. Diyet kola içiyordum ki bunu yapmamam gerektiğini biliyorum, tamamen zehirli. Orada tanımadığım birisi yanıma gelerek bir anda kutuyu elimden aldı. Bunun üzerinden sekiz yıl geçti, hâlâ sinirliyim.” Kahkahalar, kahkahalar.

Aslında filmin konusu da Cody'nin Hollywood'da katıldığı bir partide tesadüfen konuştuğu evli bir çiftin anlattıkların ortaya çıkmış.

“Hollywood'u ve Los Angeles'ı eleştirmek için söylemiyorum ama ben, Illionis gibi gayet normal bir yerde büyüdüm ve orada, anne baba rahat etsin diye gece gelip çocuğa bakacak bir dadı fikri kimsenin aklından bile geçmezdi. On sene önce Los Angeles'ta varlıklı bir aileyle konuşurken gece dadısı fikrini ilk kez onlardan duydum. Hatta dadı sabahları erkenden gittiği için ailenin babasının 'Ben bizim dadıyı hiç görmedim.' dediğini hatırlıyorum. Bu bence hem adamın ev hayatına olan katkısını gösteriyordu hem de bana, ailenin diğer üyelerinin görmediği birini filme eklemenin kolay olacağı fikrini verdi.”

Aynı anda iyi bir ebeveyn ile iyi bir çalışan olmanın imkansız olduğunu söyleyen Cody, ilk yazar-yönetmenlik denemesini ikinci çocuğuna hamileyken yaptığını ki bunu asla tavsiye etmediğini belirtirken bu filmi de üçüncü çocuğunu doğurduktan hemen sonra yazmış.

“Annelikle beraber tabii ki bazı şeylerden feragat etmem gerekti. Artık sabahlara kadar yazarlar odasında çalışmam mümkün değil. Hollywood'da ya da herhangi bir yerde insanların hamile kadınları, anneleri işe almak istememesi ne kadar sinirimi bozsa da bir yandan da onlara hak veriyorum çünkü bir ebeveynin asla çocuğu olmayan biri kadar vakti olmayacak.”

Tully 30 günde, öncesinde hiç prova yapılmadan çekilmiş. Jason Reitman ile Juno ve Young Adult'tan sonra üçüncü kez işbirliği yaptıklarını söyleyen Cody, yönetmen kendisini her gün sette görmek istese de ona çok güvendiği için çekimler sırasında sadece arada sırada sete uğradığını belirtiyor.

“Jason'la aramızda telepatik bir iletişim var, bunu nasıl açıklayacağımı bilemiyorum. Onun kendi işini yapmasına müsaade ediyorum. Ben yönetmen değilim, bunu hepimiz öğrendik. (2013'teki tek yönetmenlik deneyimi “The Paradise” filmine ithafen...) Çekimler sırasında son derece rahat oluyorum ki bu da büyük bir lütuf. Theron ve Tully rolünü oynayan Davis o kadar iyi anlaştılar ki benim senaryoya yazmayacağım küçük şeyleri filme kattılar.”

Jason Reitman'la yazım aşamasında da birlikte çalıştıklarını söyleyen Cody, sürekli birbirlerini arayıp fikir teatisinde bulunduklarını ama yönetmenin genel olarak senaryoya çok sadık kaldığını anlatıyor.

“Jason'un ta Juno'dan beri yaptığı bir şey var ki o dönemde bana güvenmesi için ortada hiçbir sebep yoktu. Misal senaryoya aklımdan geçen bir şarkıya koyduysam gidip o şarkının haklarını alıp filme koymanın bir yolunu buluyor. Bazı şeyleri senaryoya belli bir amaçla koyduğumu bildiğinden bunlara saygı göstermesi gerçekten çok hoş.”

Herhalde ikilinin aralarındaki sarsılmaz ilişki insanların sinirini bozmuş olacak ki yazara, Reitman'ın filmlerine “Bir Jason Reitman filmi” ibaresini koymasını nasıl karşıladığı soruluyor. Saçılsın nifak tohumları.

“Bunun farkında bile değildim! Bu da size detaylara ne kadar önem verdiğimi ve nasıl iyi bir yapımcı olduğumu gösteriyor. (gülüyor) Açıkçası bu beni hiç rahatsız etmiyor. Yakın zamana kadar bu ibarelerin arasındaki farkın ayırdında bile değildim, o yüzden bundan hiç rahatsız değilim.”

Diablo Cody, kendisiyle son derece barışık, sakin sakin filmimi yazayım, yoluma bakayım havasında bir yazar. Kendi deyişiyle, “ister istemez hayatındaki gelişmelere göre film konusu seçen” yazar bundan sonra çocuklarını evlendiren bir annenin hikayesini mi anlatacak bilemiyorum ama Tully, son derece eli yüzü düzgün, sırf oyuncu kadrosu için bile izlenmesi gereken bir film. İyi seyirler.



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER