Tehlikeli Karım: Aldatılmak gerçekten çok onur kırıcı bir şey!

Tehlikeli Karım: Aldatılmak gerçekten çok onur kırıcı bir şey!
MF Yapım’ın yapımcılığını üstlendiği Tehlikeli Karım dizisine en hareketlisinden bir ilk bölüm ile merhaba dedik. Kısa süre önce ilk tanıtımını izlediğimizde ‘Bol bol aksiyonla geliyoruz.’ mesajlarını almıştık. Tanıtım videosunu izledikten sonra aklımda oluşan hikayeyle esasının alakası bile olmadığını Pazar gecesi ilk bölümü izleyince anladım ve inanın hayal ettiğimden çok daha güzel bir hikayeyle karşılaştığım için nasıl mutluyum anlatamam!
 
Aldatılan bir kadın için üç seçenek vardır; ayrılmak, affetmiş görünüp mücadele etmek ve görmezden gelmek. Derin bunların hiçbirini yapmadı!’ Yönetmenliğini Çağrı Bayrak’ın yaptığı, senaryosunu Nalan Merter Savaş ile Vilmer Özçınar’ın yazdığı Tehlikeli Karım dizisinin daha izlemeden beni kazanma sebeplerinin başında tanıtım özetinin içerisinde yer alan bu cümle geliyor.  Karısını aldatan bir adamdan eğer o kadın ayrılmadıysa, affetmediyse veya görmezden gelmediyse ya onu öldürmüştür ya da öldürmekten beter etmiştir. Bunun için merakla oturduğum televizyonun başından ‘İşte sahalarda görmek istediğimiz hareketler bunlar!’ diyerek mutlu bir şekilde ayrıldım.
 
Diziyi izleme sebeplerimden bir diğeri ise hiç şüphesiz Seçkin Özdemir, Gonca Vuslateri, Mustafa Üstündağ ve Bige Önal dörtlüsüydü. Eminim ki dördünü de beklediğimize fazlasıyla değdi çünkü muhteşem sahneler izledik hepsinden. Seçkin Özdemir’i -ve gözlerini- zaten ekranlarda görmeyi çok özlemiştik. Bir önceki projesinden sonra onu nasıl bir karakterle izleyeceğimizi çok merak ediyordum. Sanırım Seçkin Özdemir bazen tesadüfen bazen de kasıtlı olarak bugüne kadar neredeyse çoğu işini takip ettiğim nadir isimlerden biri. Bu yüzden itiraf etmeliyim ki Alper karakteri bugüne kadar oynadıkları arasında onun üzerine en yakıştırdıklarımdan biri oldu. O da kendini kaptırmış olacak ki tüm hisleri ve samimiliği ekran başından bize kadar yansıdı. Mustafa Üstündağ ise hangi rolü oynasa üzerine öyle bir giyiyor ki zaten hayran hayran izlemekten başka bir şey yapamıyorum. Gonca Vuslateri de bölümün başından sonuna tüm dengemi bozan isim oldu Derin karakteriyle. ‘Of bir kontrol manyağımız eksikti.’ diye başladığım diziye ‘Canım Derin’ciğim ya, kıyamam. Derin’in askerleriyiz!’ kafasıyla veda ettim diyebilirim. Bige Önal da en az gözleri kadar ürkütücü bir karakterle karşımızdaydı. Bu muhteşem dörtlünün yanı sıra daha birçok şahane isimden oluşan kadronun hepsine kocaman bir tebrik gelsin o zaman!
 
Aldatılmak gerçekten çok onur kırıcı bir şey. Hiçbir kadının asla ama asla hak etmediği bir şey. Sen belki çok seviyor olabilirsin fakat karşındaki seni yine de aldatmış olarak kalacak ve bu geri dönüşü olamayacak bir şey. Kısacası ‘aldatmak’ bence asla affedilemeyecek olan bir şey. Hele ki ‘Ölüm bizi ayırana dek’ sözünü verdiyseniz…

Bir film içinde, dizi içinde açılış sahnesi en önemli şeydir. Tehlikeli Karım’ın havasını soluduğumuz daha ilk sahnesinde çarpıcı bir intihar sahnesine şahit olduk. Ardından gelen 65 saat öncesi… 2 gün değil, 72 saat değil, 2 gün 17 saat öncesine gittik. Aralarda şu kadar saat önce diye belirterek zirveye doğru adım adım heyecan havası yaratmaya çalışmışlar fakat olmamıştı. Hatta bölümün tek olmamışı buydu. Onu yapmasalarmış kusursuz diyebileceğim bir ilk bölüm izlemiş olacaktım. Yine de bir seferliğine görmezden gelinebilir çünkü böyle ufak bir şeyin bölümün güzelliğine gölge düşürmesini istemem. Bölüm bittiğinde tek düşünebildiğim film tadında harika bir hikaye örgüsüne sahip bir bölüm izlediğimizdi. Çekimlerin güzelliğinden, müziklerin sahnelerle bütünleşmesine her şey çok başarılıydı. Hikayenin sürükleyiciliği sağ olsun yerimizden kalkmayı bırakın, dikkatimizi ekrandan başka bir şeye vermemize engel olan son zamanlarda televizyonda izlediğim en akıcı ilk bölüm oldu benim için.
 
Hikayeye girdiğimizde ilk bakış olarak Derin’in bu kadar kontrol manyağı olmasından dolayı Alper’i bunaltmasını geçtim ben bile televizyon başında kadından bunalmaya başlamıştım ki, diğer taraftan Seda’yla tanışıp onunda öldürme meyilli bir manyak olduğunu görünce olacaklardan habersiz Alper Bey’ciğime sabırlar dilemeye başlamıştım bile. Teknik olarak iki manyak kadın arasında Alper Bey’in kaynayacak oluşunu görmek hafiften bir üzüyor gibi olmuştu ki ama meğerse o da büyük yılana uyan, karısını soğukkanlılıkla öldürecek kadar ileri gidebilen bir deliymiş. Tabii Derin reis bu duruma çoktan ayılmış. Kadınlar anlar. Erkekler önünde sonunda çuvallar. Sırf kocası mutlu olsun diye onun için her şeyi yapan, kendi mirasını hiç düşünmeden harcayan bir kadın, kendisine yapılan ihaneti ağır ödetebilir. Derin de bunu en başarılı şekilde, zekice planlayarak yapmış. Hem de sadece kocası Alper’i değil, tercih edildiği kadın Seda’yı da planın içinde bir güzel harcamış.

Gerçekten çekilmesi zor dediğimiz Derin’in bölüm sonunda en büyük destekçisi olup çıktım. Derin’in yaptıklarını sonuna kadar hak eden bir kocası var maalesef. Git gide pişman olmaya başlamış Alper’le beraber Derin’in günlüğüne bakarken onu ne kadar sevdiğine şahit olduğumuzda içten içe Alper’e daha fazla tavır alır oluyordum. Paranın varlığı ayrı yokluğu ayrı bozuyorsa insanları demek ki… Oysa ne kadar tatlı bir çift olarak başlamışlar her şeye en başında. Bölüm boyu tek korkum Derin’in ortaya çıkmayacak oluşuydu ama neyse ki planına dahilmiş yeniden ortaya çıkması da. ‘Son pişmanlık fayda etmez Alper Bey’ciğim’ derken boynuna ipleri dolayan Alper’e diyecek daha anlamlı bir laf buldum daha sonrasında. Film havasında izlediğimiz birinci bölümün sonrasında nasıl bir hikayenin geleceğini merak etmemin yanında kafama takılan noktaların cevabı için izlemeye devam edeceğim Tehlikeli Karım’ı.
 
Paralarını güvenerek teslim ettiği bardaki adam kimdir? Kapı komşularının garip tavırlarla evlerinde kapıları kilitleyerek sakladıkları nedir? Alper daha nasıl intikam oyunlarına gelecek? Keşke sevdiğini aldatan herkesin böyle pişman olabildiğini görebilsek çünkü pişmanlık ölümden beter bir şey bence. Hak eden için çok da üzülmemek lazım o yüzden… Bunların cevabı için bir süre daha pazarlarımı bu diziye seve seve ayırırım. Tek dileğim umarım devamında da böyle enerjisi ve temposu yüksek bölümlerle karşılaşırız. Oynayanından, çekenine ve yazanına kadar tüm ekibin emeğine sağlık. Yolu açık, listede şansı bol olsun!



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER