Söz: İnandırıcılık Meselesi

Söz: İnandırıcılık Meselesi
Bir çift düşünün ki dizinin izleyenlerini Kuzey ve Güney Kutbu gibi ikiye ayırsın. Hem çok sevenleri olsun hem de aynı derecede sevmeyenleri... Yavuz ve Bahar çifti aslında çok iyi anlatılabilecek, kitleleri ardından sürükleyebilecek bir hikayeye sahipti. Şehit düşen bir nişanlı, terör örgütünü finanse eden bir baba derken hikaye dallanıp budaklanabilir, bizler de imkansız bir aşkı iç geçirerek izleyebilirdik. Elbette bu ikilemler doğru aktarılabilseydi.

İlk sezon Yavuz ve Bahar ilişkisi daha naif ve küçük nüanslarla ilerliyordu. Nişanlısını yeni kaybetmiş bir adamdan büyük adımlar beklemek çok da mantıklı değildi zaten. İlk sezonda tek abartılı nokta çiftin yedinci bölümde (Çolak'ın zorlaması ile) öpüşmesi idi. Bir dizide çiftlerin öpüşmesi elzem değil... Elbette dizi matematiğinde öpüşme sahneleri çok gecikilmeden yazılıyor. Ama yapılan işin, anlatılan hikayenin kimyasına bakılarak bu sahnenin diğer çiftlerde olduğu gibi sezon finaline bırakılmasını yeğlerdim. Yavuz ve Bahar sevgili olmadan önce arkadaş olmalıydı. Zaten bütün sorun da bu değil mi? Çiftimizin hiçbir şeyi sırasıyla, zamanında yaşayamaması...
 
Sevgili olmadan evlendiler, birbirlerine sevgilerini doğru düzgün açıklayamadan aynı evde yaşamaya başladılar. Öyle bir şey oldu ki zamanla biz ekran başında sevgilerine inanmamaya başladık. Mesela Yavuz... Bahar'ı sevdiğini söylüyor. Sahne bazında bakıldığında aşık olduğu düşünülebilir. Ama hikayenin genelini düşündüğümde Yavuz'un Bahar'a ne zaman aşık olduğunu anlayamıyorum. Bahar'dan asla vazgeçmez diyemiyorum. Sanki her an "sen kimsin de bana karışıyorsun" diyecek ya da Merve'nin anısı bir yerden çıkıp gelecek diye bekliyorum. Birlikte uyudukları zaman bile Merve'nin adını sayıklamasından korkuyorum mesela.
 
Yavuz'un yaşadıklarına bir türlü şahit olamıyoruz. Örneğin Bahar'ın evine yerleşmesi... Eve silah ve mermi saklamış. Peki, ne zaman? Eşyalarını getirdiğini, evin anahtarlarını alan Yavuz'u birkaç saniye görebilirdik. Çok küçük şeyler olsa bile birbirlerine alıştıklarını ve birlikte yaşamak için adımlar attıklarını görmek sevgilerine inanmamızı kolaylaştırabilirdi. Damdan düşer gibi Bahar'ı öpen, sınır dışında bir karakoldan arayıp "seni seviyorum" diyen Yavuz inandırıcı olamadı.
 
Aşık olduklarını itiraf ettikten sonra nikah tazeleyebilirlerdi. Hiçbir şeyi düzgün yaşayamadılar sonuçta. Bahar gelinlik bile giyemedi. Diyeceksiniz ki olaylar bitmiyor, onlara sıra gelmiyor. Katılmıyorum. Evet, çok zorluk yaşadılar ama aşık olduklarını itiraf ettikten sonra kırk yıllık evli çift gibi davranacaklarına küçük flörtler şeklinde ilerleyebilirlerdi. O zaman Yavuz'un hapishaneden Bahar'ı aradığı sahne daha inandırıcı olurdu.
 
Yavuz'un bir arkadaşıyla dertleşmesini izlemek isterdim. Açık yüreklilikle neler hissettiğini anlatmasını... Özellikle babasına Bahar'a duyduğu aşkı ve sevdiği kadının terörist olan babasını öldürdüğü için yaşadığı ikilemi anlatabilirdi. Bu çift için umudumun tükendiği ve sahne bazlı izlemeye başladığım nokta ise Bahar'ın kaçırılmasından sonrası oldu. O noktadan sonra hiç toparlanamadı.
 
Tolga Sarıtaş ve Aybüke Pusat'ın oyunculuklarıyla değil derdim. Aksine -özellikle- Aybüke Pusat'ın gittikçe oyunculuğunu geliştirdiğini görebiliyorum. Aşklarına inandığım bir çift olsalardı çekilen sahneleri de ayıla bayıla izlerdim. Ama şu an damdan düşer gibi önüme sunulan, bu kadarla yetinin denilen bir çift izliyorum. Çok büyük bir aşk hikayesi beklerken hayal kırıklığına uğradım maalesef.
 
Dizideki diğer çiftler ise daha inandırıcı... Daha yavaş adımlar atıyorlar ama sağlam ilerliyorlar. Birbirlerine aşık olduklarından şüphe duymuyorum. YavBah çifti ise daha donuk bir görüntü sergiliyor. Yavuz tim komutanı olabilir. Aşkını yaşarken de bir asker gibi soğuk kanlı olmamalıydı. Merve'ye duyduğu aşka şahit olmuşken hele.
 
Yazıyı çok dağıttım. Derdimi anlatabildim mi bilmiyorum. Fakat YavBah çiftine yazık edildiğini düşünüyorum. Son bölümlerdeki ayrılık sahnesini son derece doğru buldum. Hatta mümkünse boşansınlar. Tekrar başlasınlar her şeye. Kendi adıma her şeyi silmeye razıyım. Yeter ki daha dolu anlatsınlar aşklarını.
 
Sevgiler, saygılar...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER