Bu soruya henüz benim de net bir cevabım yok Sevgili okur. Bu soruyu neden sorduğumu sabrınızı fazla zorlamadan iki yıl geriye yolculuk yaparak açıklayacağım. 25 Eylül 2016'da dünyanın en büyük ve yaygın online seç izle platformu Netflix kapısını ülkemize açtı. CEO Reed Hasting ile lansman esnasında birebir
röportaj yapma şansı yakalamış aklımdaki bütün soruları sormuş, cevaplarını almıştım. O andan itibaren aklımızda cevaplanması gereken tek soru da ne zaman bir Türk dizisine imza atacakları olmuştu. Lansmanın ardından 11 Mayıs 2017'de düzenlenen bir "Bahar Partisi"nde ilk Türk yapımını projenin O3 Medya ile ortak yapılacağını da
açıkladılar.
Yabancı stüdyo ve kanallarla çalışma konusunda antremanlı olan bizim gibi yeni medya mensupları için bekleme, konvansiyonel medya için ise "İlk haberi ben duyurdum" yarışı da böylece başlamış oldu. Proje hakkında her gün bir haber sızdı. Yazıldı, çizildi. Başrol oyuncularından senaristine, yönetmeninden çaycısına kadar her duyum habere döndürüldü. Doğal olarak Netflix bu haberlerin bazılarını doğruladı, bazıları ise duyum olarak magazinin tozlu sayfalarında kayboldu gitti. Önce projenin başrol erkek oyuncusu olarak Çağatay Ulusoy'un adının sızdığını duyduk, birkaç hafta sonra oyuncu resmi hesabından bir video yayınlayarak duyumu doğruladı. Bunun dışında Netflix tarafından yayınlanan son basın bültenine kadar proje hakkında net bilgilere ulaşamadık. Hep bir duyum, hep bir duyum...
Netflix-Türkiye ortak yapımı resmi olarak ilan edildikten bir süre sonra projenin bir Türk romancısının eserinden uyarlanacağı haberleri de sektör kulislerine düştü. Söz konusu eser N. İpek Gökdel'in 2016 yılında basılan "Karakalem: Ve Bir Delikanlının Tuhaf Hikayesi" adlı romanıydı. Bilgi medyaya sızdıktan sonra muhataplara ulaşarak haberi doğrulatma yoluna gittik ancak gerek O3 Medya gerekse Netflix bu eserin kullanımı hakkında bize olumlu ya da olumsuz bilgi vermediler, görüş bildirmediler. Doğal olarak biz de haberlerimizde resmi olarak doğrulanmamış bu bilgiyi kullanmadık. Ta ki bu sabah Star Tv'de yayınlanan Duymayan Kalmasın adlı magazin programında konu yeniden gündeme gelene kadar. Habere göre kod adı "Koruyucu" olan seriye kaynak olan eserin sahibi Gökdel, Netflix tarafından yayınlanan resmi bültenlerde hem kendinin hem de eserinin adının anılmamasına alınmış ve sitemde bulunmuştu.
Ancak programda yayınlanan haber bir duyumdu, Gökdel'in yazılı ya da sözlü bir beyanına dayanmamaktaydı. Yayından sonra hızla muhataplara ulaşarak konuya bir açıklık getirmek için harekete geçtim. Önce O3 Medya'ya ulaştım. Ancak firma yetkilisi Çiğdem Öz, diziyle ilgili bütün sürecin ve açıklamaların doğrudan Netflix tarafından yürütüldüğünü bu nedenle açıklama yapmaya yetkili olmadıklarını belirtti. O3 Medya'dan aldığım cevap doğrultusunda doğal olarak Netflix'e ve sürecin işletilme şekli sebebiyle sitemkar olduğu duyumları yazılan yazar İpek Gökdel'e ulaşmaya karar verdim. Netflix henüz bu konuda bize bir resmi açıklama ulaştırmadı. Bize açıklama yapmayı tercih ettikleri takdirde cevaplarına mecramızda seve seve yer vereceğimizi de belirtmek isterim.
İpek Gökdel ise sözleşmesi gereği konuyla ilgili herhangi bir aşamada, herhangi bir soruya ve hiç kimseye açıklama ya da yorum yapmadığını, yapmayacağını da belirterek beni ONK Ajans'a yönlendirdi. ONK Ajans'a ulaştığımda, yönetim kurulu başkanı Mehmet N. Karaca konuyla ilgili ancak yazılı açıklama yapabileceğini bildirdi. Ulaştırdığım soruya elektronik posta ile gelen o açıklamayı kelimesine dahi dokunmadan aktarıyorum.
● Sayın Karaca, Star TV'de yayınlanan "Duymayan Kalmasın" programında ajansınıza
bağlı yazar N. İpek Gökdel ve "Karakalem: Ve Bir Delikanlının Tuhaf
Hikayesi" adlı eseri hakkında bir haber geçti. Yayında, Netflix-Türkiye
ortak yapımı olan dizi projesinde İpek Gökdel'in bu romanının
uyarlandığı ancak yazarın ve eserin adının hiçbir resmi bültende
duyurlmaması sebebiyle bir "sitem" söz konusu olduğu haber olarak
geçilmiştir. Öncelikle bu haberin doğruluğu hakkında
görüşlerinizi sonra da eserin Netflix'e dizi uyarlaması olarak verilip
verilmediği meselesinin teyidini rica etmekteyim..
MK: "Sorunuzu
şu şekilde yanıtlayabilirim. Yazar İpek Gökdel’i biz temsil ediyoruz.
“Karakalem Ve Bir Delikanlının Tuhaf Hikayesi” adlı eserinin film ve
dizi haklarıyla ilgili anlaşmayı
biz yaptık. Bu da doğru. Ancak anlaşmayı müteakip gerek websitemizden
gerekse sosyal medya hesaplarımızdan kendilerinin de izniyle
duyurduğumuz üzere biz bu hakları O3 Medya adlı yapım şirketine verdik.
Netflix adlı kuruluşla ajansımız arasında herhangi bir
iş anlaşması yoktur. Fakat medyada çıkan haberlerden ve geçtiğimiz
günlerde yapılan basın açıklamasındaki bilgilerden anlıyoruz ki O3 Medya
haklarını satın aldığı romandan hareketle hayata geçirilen diziyi
Netflix adlı kuruluş için yapmaktadır. Doğrusunu isterseniz
diziyle ilgili bir basın açıklaması yapılırken neden hakları satın
alınan eserden ve yazarından hiçbir şekilde söz edilmemiş bunu anlamış
değiliz. Yazarımız İpek hanım da oldukça üzüldü tabii. Düşünsenize bir
roman yazmışsınız, bir yapımcı romanı beğenmiş,
gelmiş haklarını almış. Heyecanla dizinin hayata geçmesini
bekliyorsunuz. Çekimler başlarken bir basın açıklaması yapılıyor ve ne
kitabınızdan bahsediliyor ne de sizin adınız zikrediliyor. Siz olsanız
kırılmaz mısınız, üzülmez misiniz ? Dediğim gibi nedenini
anlamış değilim, bunu yapım şirketinin cevaplaması gerekir. Biz sorduk,
bir yanlışlık oldu hemen yeni bir açıklamayla düzeltiyoruz demelerini
bekledik, ama net bir cevap alamadık. Yapım şirketinin esere ve yazara
saygı konusunda göstermiş olduğu tutumla ilgili
takdiri size ve kamuoyuna bırakıyorum."
Şimdi yazının başlığında sorduğum soruyu tekrarlıyorum. İlk Netflix-Türk ortak yapımı İpek Gökdel'in "Karakalem: Ve Bir Delikanlının Tuhaf Hikayesi" adlı eserinden mi uyarlanıyor? Eğer öyle ise biz neden ilk Netflix-Türk ortak yapımının üstelik de bir TÜRK yazarın eserinden uyarlandığını, esinlenildiğini ya da baz olarak kullanıldığını göğsümüzü gere gere söyleyemiyor, bu bilgiyle bir kez daha gururlanamıyoruz?
Böyle yani..
R.