Sneaky Pete izlemeniz için 5 önemli neden!

Sneaky Pete izlemeniz için 5 önemli neden!
Enteresan günlerden geçmekteyim. Türkiye’den uzaklaşmak, televizyonun renkli dünyasına daha çok yaklaşıp, içinden çıkamamama sebep oluyor. Bildiğiniz gurbet hasreti içinde, cips, kola ile TV’ye sarılır oldum. Bu durum, öncesinde haftada 1 yerli dizi izlerken, şu anda aynı anda 4 yerli, 5 yabancı dizi, 7 yabancı film ve çok sayıda tartışma programı ile kalan vakitlerde haber izlemek olarak, faturası bir hayli ağır bir şekilde bana geri dönüyor. 

Geçen hafta Amazon’dan Sneaky Pete’in birinci sezonunu izledim. Eğer zeka oyunları, entrika, strateji, para, kan seviyorsanız, bu diziyi şiddetle size de tavsiye ederim.  Aşağıda bu diziyi izlemeniz için nedenleri 5 ana başlıkta özetlemeye çalıştım. Okuduktan sonra isterseniz izlemeyin. 

1- Çok hareketli bir dizi olmuş. Sürekli aksiyon içinde geçen bölümler, ekran karşısından kalkmadan, hadi bir bölüm daha diyerek, sizi bir sonraki bölüme sürükleyecek. Dizi o kadar hareketli ki, en son izlediklerim arasında pırıl pırıl parladı. Ne mi izledim? Örneğin,  Pablo Escobar’ın hayatını konu alan Narcos’u Pablo ölene kadar izledim. Ama Pablo ölünce, dizinin bütün rengi gitti. Ardından, Mindhunter’ı izledim, konu çok güzeldi, çok farklıydı ama bölümler biraz gergin geçti. Sınav gibi… İzleyemediğim sahneler, ürküp korkup erken yattığım geceler oldu. Yüksek tansiyonlu bu ikiliden sonra, Sneaky Pete bana hem sıcak ve akıcı, hem de dinamik ve heyecanlı geldi. Beklenmedik ani değişiklikler, sizi diziyi izlerken, kitap okur gibi kendisine bağlıyor. Hani Dan Brown okurken, her sayfa sonunda bir heyecanlanıp, sonraki bölümü de okuyayım diye heyecanlanırsınız ya, işte Sneaky Pete izlerken böyle bir tat veriyor. Diyeceksiniz ki, neymiş bu konu yahu böyle? Aslında dizide atomu yeniden keşfetmiyorlar, daha önceden bildiğimiz konuların hepsi bir bütün halinde işleniyor. Kan fazla yok ama tüm bölümlerde bir hesaplaşma var. Sezon sonunda, birden sonu beklenmedik bir şekilde duygusal bitiyor. 

2- Mafya ile ilgili çoğu dizi ya da film senaryosundaki aptallıklar, bu dizi de yok. Sezon sonu da dahil olmak üzere dizinin her anında bir bilmece, bir bulmaca var. Sorular çok zekice cevaplanıyor. Zehir gibi bir senarist ve konu sizi bekliyor.  

3- Karakterler çok renkli. Başrolde izlediyseniz daha önce de Dad’s dizisinin başrol oyunculuğunu yapmış olan, Giovanni Ribisi Pete Murphy (Marius Josepovich) olarak karşımıza çıkıyor. Başroldeki Marius Josepovich, Vince (Bryan Cranston) isimli mafyadan kaçmak için girdiği hapishanede tanıştığı ve çok konuşkan olan arkadaşı gerçek Pete’in hayatını öğrenip, kardeşi Eddie’yi Vince’in elinden kurtarmak için, bir hafta sonu, yıllardır görmediği ailesine Pete olarak ulaşıyor. Büyükannesi Audrey, dedesi Otto ile tanışıyor. Gerçek Pete’in söylemeyi atladığı ve en son çocukken gördüğü kuzenlerinin de polis olduğunu öğrendiği bu evde, maceradan maceraya koşuyor. Kuzenler, hiperaktif Taylor, güzel sarışın Julia ve sinir bozucu genç kız Carly. Marius, öyle bir aileye geliyor ki, bu aile adeta onun gerçek ailesi.

4- Son zamanlarda bazı yabancı dizilerdeki aşırı şeffaf yatak odası sahnelerinden ve ilişkilerde sapıtma, saçmalama temalarının olmadığı bir aile dizisi olmuş.

5- Sezon sonu, bize ikinci sezon için parlak bir ışık yakıyor. Ben, Ocak’ta gösterilecek olan gelecek sezonu da bir çırpıda izleyeceğim. Siz ne dersiniz? Ucuz bilet bulursanız, Boston’a gelin beraber izleyelim. Türk çayı ve kahvesi de aldım, beklerim. 




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER